Aman doktor canım hastane!
Eski Çin’de doktorların halkın hastalanmaması için çalışıp maaş aldıkları söylenir. Biri hastalandığında da maaşlarından kesinti yaparlarmış. Ne şahane uygulama!
Şimdiki sistem bütünüyle tersi gibi görünüyor, bir taraftan halkın hasta olmaması için hiçbir şey yapılmazken, hasta olanların da bir an önce iyileşmesi için bir çaba içine girilmiyor maalesef. Tabii şu an bunu genelleme yaparak söylüyorum, şefkatli ve özenli doktorlarımızı tenzih ederim.
Günlerdir hastane koridorlarındayım yine. Bilgisayarlı sistem süper şahane işliyor, randevu saatiniz ve adınız ekranda gözüküyor, sıranız gelince çağırılıyorsunuz, röntgenler anında doktorunuzun bilgisayarına düşüyor, tahlil sonuçlarını çok kısa sürede öğrenebiliyorsunuz. Eskiden öyle miydi? Tahliller için laboratuvarlara gider, bir dünya para öder, sonuçlar için günlerce beklerdik. Şimdi tomografi görüntülerine bakan doktor, cep telefonuyla ekranın fotoğrafını çekip hocasına yolluyor, fikir danışıyor.
Çağ değişti, her şey hızlandı sağlık konusunda, kullanılan araç gereçlerden hastane odalarının düzenlenmesine kadar her şey çağın gerektirdiği biçimde gelişti. Özel hastaneleri bilmem ama devlet ve üniversite hastanelerindeki doktorları sıkça görme şansım oldu son zamanlarda. Nerede o eski babacan doktorlar? Şimdiki genç doktorlardan gerçekten nazik, güleryüzlü ve yardımsever olanlarını ayrı tutuyorum tabii, yine de konuşurken gözüne bakmayan, ağzından kerpetenle laf çıkan, çıksa da her fırsatta alay edip aşağılayan bir tavırla konuşan doktor kardeşlerime bir çift sözüm var:
“A benim güzel kardeşlerim, onca yıl mürekkep yalayıp koca koca kitapların başında saatler geçirip dirsek çürüten idealist insanlarım. Çok yorulduğunuzu tahmin ediyorum, onca insana laf anlatmak kolay değil, onca soruya saatler boyunca maruz kalmak insanı tüketen bir şey olsa gerek, sizlerin de bir sürü sorunu, derdi var biliyorum
A M A
iyileşmenin en önemli yanı insanın değer verilip insanca davranılması; eğer daha az yorulmak istiyorsanız hastalarınızın bir an önce iyileşmesine bakmalısınız diye düşünüyorum. İyileşme çok yönlü bir konu.
İşinizin içeriği böyle, yapacak bir şey yok, ama halkı güleryüzle bilgilendirirseniz çok daha çabuk iyileşirler. Moral, iyileşmenin yarısı. Ne kadar çabuk iyileşirlerse sizin için o kadar iyi, hatta ne kadar hastalanmazlarsa o kadar iyi değil mi? Konuşurken gözlerimin içine baksanız ya!
Bir de şu meşhur ilaç kullanımı konusu var, çok gerekmiyorsa ilaç vermeyin Allah aşkına, genelleme yapmış gibi olacağım ama affedin, biriniz mide koruyucu vermeden ağrı kesici verdi diye günlerce karnımın ortasında bir ateş topuyla kıvrandım, bir diğeriniz verdi de mide koruyucu aldım sonra ama o da kemikleri zayıflatıyormuş meğer! Of yine yaman çelişki! Ali yazar, Veli bozar! Toptan bıraktım ilaçları, ağrımla yaşarım daha iyi.”
Şimdi de sisteme sesleniyorum:
“Şimdi ben kolumdan rahatsızım ya, 51 yaşındayım, böyle bir şikâyetle geldiğimde ilk iş kemik yoğunluğuma baksanız. Hangi kemiğimin hangi hareketinde kısıtlanıyorum, hangi hareketleri yapmamalıyım, ya da hangi kaslarımı güçlendirseydim böyle ani bir harekette zarar görmezdi kemiğim?
Bu gibi sorularla sistemi yormamak için önceden küçük kâğıtlara basılsa da hastalar bilgilense daha iyi olmaz mı?”
Bu sorular ve sorunlar sürer gider
A M A
bir yerden başlamak gerek!
Sağlıklı kemikler için sağlıklı kaslar gerekiyor, ikisini de güçlendirmenin yollarını öğreniyorum şimdi, videolar izliyorum günlerdir, ne mucize bir şey insan vücudu, ne ilginç bir makine, ne tuhaf bir robotuz yahu!
Şefkatli doktorlarımıza bereket olsun. Sağlık sistemimize de geçmişler olsun diyeyim de bir an önce iyileşelim.
YORUMLAR