Çocuktan boşanılmaz

Katıldığım bir etkinlikte birisi “boşanmadan sonra çocuklar genelde anneye veriliyor, bu da ayrımcılık değil mi?” demişti. Evet ayrımcılık. Keşke gerçek hayatta da ebeveynler çocuğun bakım sorumluluğu için yarışıyor olsa. Gel gelelim gerçek hayatta babaların büyük çoğunluğu velayeti gerçekten çocukla ilgilenmek istedikleri için değil iştirak nafakası ödemek istemedikleri için almaya çalışıyor.

Boşanma nasıl olur? Kısaca bahsedelim. Ya anlaşmalı, ya çekişmeli şekilde boşanabilirsiniz. Anlaşmalı boşanma halinde birlikte bir protokol yazarsınız. Bu protokolde birazdan bahsedeceğim hususların mutlaka yer alması gerekir. Dolayısıyla eksiklik ve mağduriyet yaşanmaması, sürecin uzamaması adına mutlaka bir avukatla ilerlemenizde fayda vardır. Hangi mahkemenin yetkili olduğu noktası dahi bir hukuki bilgi gerektirir.

Taraflardan biri davacı, diğeri davalı olur. Anlaşmalı boşanma protokolünü dava dilekçesinin eki olarak sunarsınız. Protokolde her ikinizin de imzası olduğu sürece kimin davacı, kimin davalı olduğunun bir önemi yoktur. Eksiklik yoksa bir duruşma günü belirlenir, duruşmada da protokolde anlaşmış olduğunuz hususları tekrarlanmanız beklenir ve boşanma gerçekleşir.

Hangi hususlarda anlaşmanız gerekir: Velayet kimde olacak? Velayeti almayan taraf hangi tarihlerde çocuk(lar)la görüşebilecek? Yoksulluk nafakası bağlanacak mı, tutarı ne olacak? İştirak nafakasının tutarı ne olacak? Edinilmiş mallar nasıl paylaştırılacak? (Buraya da gelmeden önce hangi mallar evlilik birliği içinde edinilmiş mal sayılır onun da belirlenmiş olması gerek elbette.) Taraflardan biri tazminat ödeyecek mi, ödeyecekse ne kadar ödeyecek?

Bu aşamada kısaca yoksulluk nafakasından bahsetmek isterim ki bunun için ayrı ve uzun bir yazı yazılması gerekir. Yoksulluk nafakası boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek tarafa verilir. Kanun erkek eş ya da kadın eş diye belirtmez. Kadınlar neden boşanınca yoksulluğa düşüyor, burada bir düşünelim mesela. Daha kusurlu eş yoksulluk nafakası alamaz. Çalışması mümkünken kendi isteğiyle çalışmayan eş yoksulluk nafakası alamaz. Yoksulluk nafakası alan eş evlenince nafaka kesilir.

Anlaşma ihtimali yoksa boşanma davası çekişmeli hale gelir. Bir mutlak boşanma sebepleri vardır; şiddet gibi, aldatma (ki hukuktaki adı zinadır) gibi. Bir de nispi boşanma sebepleri vardır. Bunu medyada da “evlilik birliğinin temelden sarsılması” olarak duyarız. Mutlak boşanma sebeplerinden biri gerçekleşmişse ve davacı taraf olarak şüpheye mahal vermeyecek şekilde bunu ispat etmişseniz, zaten boşanmaya hükmedilir ve varsa tazminat talepleriniz de karşılanır. Nispi boşanma sebepleri söz konusu ise süreç biraz daha detaylı ilerler malum. Neler delil niteliğinde, neyi nasıl ispat edebilirsiniz, her zaman bir avukat danışmanlığında ilerlemek faydalıdır.

Tüm bu bilgiler ışığında iştirak nafakası meselesine dönmek isterim. Nafaka, ödeyecek olan tarafın geliri ile orantılı şekilde verilir. Bu ülkede kaç kişinin maaşı resmi kayıtlar üzerinde asgari ücret olarak görünürken esasen daha yüksek maaşlar alıyor? Ve hatta bu ülkede kaç kişi sigortasız çalışıyor? “Fiş almasan kaç olur” kalıbının bu kadar sıradanlaştığı bir ortamda herkesin gerçek gelirinin şeffaf olduğundan gerçekten söz edebilir miyiz?

İştirak nafakası, adı üstüne müşterek çocuğun bakım masraflarına katılmayı ifade eder. Ebeveynlerin çocuk üzerindeki sorumlulukları ortaktır. Boşanmayla, velayet hakkına sahip olmamakla sona ermez. Gerçekten kimden kaçırıyorsunuz malvarlığınızı? “Benim çocuğum için aldığım spor ayakkabıyı annesi de giyiyor” sözlerini sarf ederken gerçekten utanmıyor musunuz?


Hani “boşanma çocuk için iyi değil” derler ya. Bu örnekler yüzünden iyi değil. Ama esasen böyle insanların boşanmamış hali de çocuklar için iyi değil. İyi insan olsak, iyi ebeveyn olmamız da kolay olur.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.