İyi niyetle atılan pek çok adım gibi bu iş de arapsaçına döndü. Önceleri Metin ve Zeki’nin anlaşamadığı söylenmişti. Sonra ortaya çıktı ki ‘kara kediler’ Tiyatro Kedi ile yapımcı Murat Yıldırım’ın arasında dolaşmaya başlamış. Olayın detaylarına geçmeden önce hemen iyi haberi verelim. Devreye bir arabulucu giriyor. Hem de adı bile insanı ‘titreten’ bir arabulucu: Kadirizm...




Efendim, Murat Yıldırım yapımcı olarak girdiği bu projede büyük zarara uğradığını söylemişti. Yaklaşık 300 milyar harcama yaptığını, bu paraların oyun yerine başka yerlere harcandığını iddia etmişti. Bu nedenle verdiği 100 milyarlık çeki de ödememişti. Tiyatro Kedi’nin yöneticisi Hakan Altıner de mahkemeye başvurunca, olay içinden çıkılmaz bir hale gelmişti.




Sonunda, Süleyman Demirel’in dediği gibi ‘gayri mümkünü mümkün kılmak’ için mahallenin ağır abisi Kadir İnanır duruma el koymuş. İki tarafla da konuşup bu işi tatlıya bağlayacakmış. Bunu duyar duymaz aradım Kadir Abi’yi “Nedir bu işin aslı” diye. Vallahi doğruymuş. İnanır, Murat’ı Arnavutköy’den tanıyormuş. Hakan Altıner de zaten onun sanatçı arkadaşı. “Görür görmez Metin’e de söyleyeceğim, böyle küçük şeyler için ne dostluklar bozulur ne de böyle bir proje rafa kalkar” dedi.




Bunun üzerine olayın başından beri hiç konuşmayan Metin Akpınar’ı aradım. Bu konuşma da bir dokun bin ah dinle misali geçti. Baştan beri yanlış anlaşıldığını söyledi Akpınar. “Zeki ile aramızda hiçbir zaman sorun olmadı” dedi. “Önce Hakan Altıner geldi bize. Benim borçlarım var, haciz falan gelir, başka şirket üzerinden bu işi yapalım deyince Murat devreye girdi.”




Önce oyun seçimiyle başlamışlar işe. Devekuşu’nun kırka yakın skeci arasından 10 tane seçmişler ve bunları güncelleştirmek için Kandemir Konduk, Umur Bugay, İpek Altıner gibi usta isimler sıvamış kolları. Bu arada güncelleşen metinlerin hiçbiri tatmin etmemiş bizimkileri.




Daha sonra Aziz Nesin oyunlarını sahneye koyalım diye bir fikir atılmış ortaya. Ama “İnsanlar Devekuşu’nu özledi” demiş Zeki usta. “Dört dörtlük bir iş çıkmayacak, boş verelim şimdilik bu projeyi...”




“İşte bu arada maddi sorunlar ortaya çıktı” diyor Metin Abi. “Öyle söylendiği gibi büyük paralar da istemedik. Zeki ile oyun başına 20 bin lira alacaktık. Üç oyunun parasını sonradan kesilmek üzere peşin ödeyeceklerdi. Bir de 300 bin lira Devekuşu Kabare adının telif hakkı vardı ikimize verecekleri. Sadece 100 bin liralık bir çek geldi. Senin yazdığın gibi o 300 bin lirayı da bir tek ben almayacaktım” diye de laf sokmayı ihmal etmeden devam etti büyük usta. “Ondan sonra olanların zaten ne Zeki ne de benimle ilgisi var” diye de ekledi.




Telefonu kapatmadan önce Kadir İnanır’ın yeni bir operasyona başlayacağını söylüyorum. “Anlaşırsanız yeniden Devekuşu Kabare’yi izleyebilecek miyiz?” diye sordum. “Vallahi çok zor İzzet’ciğim” diyor, melül melül baktığımı telefonun öbür ucundan hissetmiş olacak ki “Belki bir süre sonra... Çünkü Zeki’nin dizi işleri devam ediyor. Ben de Fox için yeni bir diziye başlıyorum. Anlayacağın projeyi iptal etmedik ama şimdilik rafa kaldırdık” diye ekliyor...




Ben yine de kesmedim umudumu. Son sözü bir de Kadir Abi söylesin bakalım...




Hazırlayan: İzzet Çapa

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.