Çok absürd tabii... Kadını korsenin dar kalıplarından, iç eteklerden kurtarıp özgürlüğe kavuşturan Coco Chanel’in bir pantolon devrimcisi olması; beri yanda Paris’te kadınların pantolon giymesini polis iznine bağlayan yasanın daha bu yıl kaldırılmış olması absürddür.


Ama aynen böyle olmuştur. 1920’li yıllarda Paris’i kadın pantolonuyla tanıştıran Chanel’dir. Ancak Fransız Devrimi’nden kalma bir yasaya göre aynı Paris’te kadınların pantolon giymesi yasaktır.


Kadınların, devrimin öncü gücü olan işçi sınıfının erkekleri gibi pantolon giyme talebi üzerine, polis şefi tarafından icat edilmiş bir yasadır. 1800 tarihli bu yasaya göre “bacaklarını ortaya çıkarmak için meşru bir tıbbi gerekçe gösteren kadınların erkek gibi giyinmesi polisin özel iznine tabidir.”


Zaman içinde birkaç değişikliğe uğrar, biraz sulandırılır. Mesela 1909’da kadınlara “at binerken, bisiklet kullanırken” pantolon izni çıkar. Ve tam 213 yıl boyunca kâğıt üstündeki varlığını sürdürür. Ta ki, Fransız Senatör Maryvonne Blondin, yasayı fark edene kadar.


1946’da Anayasa’ya giren “kadın erkek eşittir” hükmüne tamamen aykırı yasanın iptali için teklif verir. Milyonlarca kez çiğnenen yasa geçen şubat ayında kaldırılır.


Yıllar boyunca yasayı ihlal edenler arasında, pantolon giymesi zorunlu olan Parisli kadın polisler de vardır, siyasetçiler de... 1972’deki meşhur olayın kahramanı Michele Alliot-Marie’dir. Yakın geçmişte içişleri ve adaletten, dışişleri ve savunmaya bakanlık görevlerinde bulunan Alliot-Marie, 1972’de henüz genç bir milletvekiliyken Meclis’e pantolonla gider. Kapıdaki görevli “yasak” diye durdurunca, “Rahatsız olduysanız hemen çıkarabilirim” lafını yapıştırarak girer içeri. Büyük hayranlıkla karşılanır.


Artık kadın siyasetçide pantolona alıştılar, ancak kılık kıyafete bulaşma faslı henüz kapanmadı. Daha geçen yaz başı, genelde mazbut giyinen Konut Bakanı Cecile Duflot çiçekli elbisesiyle Meclis kürsüsüne yürüyünce, sağ muhalefet sıralarından öyle bir ıslık, tezahürat koptu ki, ülke gündemi değişti. Muhalefetin erkekleri “Biz güzelliğine ıslık çaldık, ilgimizi çekmek istemiyorsa giyim tarzını değiştirmeseydi” diye maço ağzıyla küstah demeçler verdiler. Sonra kadın bakan ve vekillerden “Erkekler bize de sarkıntılık ediyor” diye şikâyetler yükselmeye başladı. Daha da beteri, bir Sosyalist kadın milletvekili “Kıyafetin çok dar, tecavüze uğrarsan sakın şaşırma” diye erkek vekilden laf işittiğini ifşa etti.


Görüldüğü üzere kadına yasakçı zihniyetin yanı sıra bir de cinselliğine sataşma boyutu var. Hillary Clinton da bundan nasibini almıştı. Obama’ya karşı başkan adaylığı yarışına girdiği günlerde birkaçmilimçatalı göründü diye kıyamet kopmuştu. Tabii insanın aklına “Acaba tahrik mi oluyor beyefendiler?” sorusu geliyor. Bu mesele bazı coğrafyalarda açık açık telaffuz ediliyor. Meselâ Afrika Birliği’nin danışma organı niteliğindeki Afrika Parlamentosu kadın üyelere “provokatif kıyafetleri“ yasakladı. Kadınlar itiraz etti tabii; “Provokatif nedir, açıklayın. Afrika’nın bazı kültürlerinde göğüsler fora gezilir. Bu provokatifmidir?” diye.


Kıtanın bir başka köşesinde, Güney Afrika’da da kadın siyasetçiye cinsiyetçi bakış tartışılır oldu. Muhalif lider LindiweMazibuko kürsüye mini etekle çıkınca “Meclis adabına uymaz” şeklinde protesto edildi iktidar tarafından.


Erkekler müstehak

İsrail meclisi Knesset, dünyanın en rahat parlamentolarındandır. Kravat, tayyör kuralları yoktur. Ancak 2007’de, dönemin kadın Meclis Başkanı Dalia İtzik bu gidişe dur diyerek, sandalet, parmak arası terlik, tişört ve jean yasağı getirir. “Sandaletten vazgeçmeyiz” diyen erkek vekilleri öfkelendirir. Neyse 2 yıl sonra İtzik dönemi biter, yeni erkek başkanın ilk icraatı yasakları kaldırmak olur.


Bir de erkeğin erkeğe kıyafet zulmü var; örneği Almanya’dan. Bundestag’da kılık kıyafet kuralı yoktur. Nitekim Yeşiller ve solcu takımının çoğu kravat takmaz. Ancak Meclis Başkanı Lammert bu duruma takar. Yanı başında yakalar açık oturan iki katip üyeyi kravatlı görmek ister. O iki üye “Burada kravat diktator yası var” diyerek takmazlar. İş inada biner, kavgalar çıkar. İktidardaki muhafazakar CDU gibi Sosyal Demokratlar da “Meclis vakarı Başkanlık Divanı’nda kravat gerektirir” der. Yeşiller “Lüzumsuz bir bez parçası dünyanın en önemli prensip meselesi haline getirildi” diye dirense de, o iki üye divandan uzaklaştırılır. Yerlerini yedek üyelere terk ederler. Sol Partili yedek üye kadındır. Erkeklerle dayanışma için kırmızı kravat takmış bir kadın.


Yazı: Ayşe Özek Karasu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.