Ve tapınabilmek için kendi ellerimizle yonttuğumuz en büyük puta


ve gayet bilerek kimsenin görmediğini duymadığını, bilmediğini bizim aslında


Aynı Tanrı'ya inanmadığımızı, diğerleriyle.


Yani ansızın gelen bir mektup gibi,


Toprağa düşen ilk kar tanesi gibi


Ve cephede


İliklerine kadar duyarak


Korkulu ayak seslerini


Ölüm mesleğinin.


Yani bilfiil farkında olarak her şeyin;


Zerre korkmadan düşman kurşunlarından


Sımısıkı sarılıp incecik boynuna ölümün,


Yürümek üzerine kurşunların


Yürümek hasretin...


Bir alev topu gibi yalnız başlarını


Tırnaklarımızla kazıyarak


Bir an evvel bilmek ister gibi


Yedi katman ardını toprağın


Korkulu yüreğimizden


Umudu


Bir gökkuşağı gibi söküp attık.


Fakat birden bire


İçlerinden birisi


Ve tıpkı


Diğer hepsi


Korkarak, severek ve minnetle


Eğildiğinin aksine


Topraktan vücuda gelmiş


Huzurunda ilk insanın.


Yani bizim bildiğimiz kadarıyla


Toprak vücuda gelen


Ve cezalandırılan ilk insanın.


Sanki hiç bilmezmiş gibi onu


Peydalandı


Göz bebeklerimizin önünde


Ve ateşten nefesi


Yüreğimizi hüzne çaldı


Kan yürümüştü gözlerini


Parmaklarıyla;


Diğerlerini


Yani iki büklüm eğilmeyenleri önünde,


Ya da yeterince itimat etmeyerini kendisine,


Geceyi örten bir yıldırım gibi sarıp


Ve ölümü; bir toz bulutu gibi kaldırıp


En güzel sunaklarla


Buyur etti acılı soframıza.


Ve yaşamak düşmedi bizim hakkımıza


Bir an peygamber gibi şaşırdım


Ardından gidenlerin


Yani ölüm haberleri


Ancak bir hınzır gibi


kapımıza varınca


Gözyaşından helak olup


And içtiğimiz yaşatmak için


Hülyasını


Ve unuttuğumuz yine


En ufak hatırasını bile


Taşıyamadıklarımızı yani.






Sefa Taşkın

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.