İnsan ne yazık ki yaşarken hayata bir kere geldiğini unutuyor ve kendini dünya telaşına kaptırıp gidiyor. Bir sene sonra hatırlamayacağı şeyleri kafasına takıp, bir daha geri getiremeyeceği zamanlarını kendisine zehir ediyor. Birilerinin hakkında yaptığı eleştirilere takılı kalıyor. Kendini yetersiz, değeriz hissediyor. Eğer hayatımızda böyle bizi değersiz, önemsiz ve yetersizmiş gibi hissettiren insanlar varsa, o insanları hayatımızdan hemen çıkarmalıyız. Çünkü bu insanların varlığı bize yarar değil, zarar verir ve bu zararın etkisi bizi hep olumsuz şekilde etkiler. Günümüzün kötü geçmesine neden olur. Ancak bu tür insanlar bazen hayatımızdan çıkaramayacağız kişiler olabilir. O zamanda bu insanlarla baş edebilmeyi öğrenmek gerekir. Bizim hakkımızda yaptığı eleştiri sonrası içimizden kendimize öyle biri olmadığımıza, kendimize yeteceğimize, zorlukları aşabilecek gücün içimizde olduğuna dair telkinlerde bulunabiliriz mesela. Veya konuşmasını bir bahane uydurup yarıda kesip, o kişiden uzaklaşmalı ve temiz hava almaya gidebiliriz. Çünkü hayat, kendini yetiştirememiş, istediği yerlere gelememiş, tek mutluluk kaynağı çevresindekilerin huzurunu kaçırmak olan kişilerin davranışlarına takılı kalıp yaşanılacak bir yer değil. Ya da yapmak istediklerimizi bir şeyleri bahane ederek erteleyecek, sonra yaparım diyebilecek kadar uzun bir yerde değil. Her an ne olacağımız, başımıza ne gelebileceği belli değil. Mesela geçtiğimiz günlerde şehit olan Şeyda Yılmaz’ın kim bilir ne hayalleri, ne yapmak istediği ama sürekli ertelediği, sonra yaparım ya ne olacak dediği ya da düşüncesiz birinin söylediklerini kafasına takıp, mutsuz geçirdiği günleri oldu. Şimdi onların hiçbirini gerçekleştiremeyecek, huzursuz geçirdiği o günleri geri getiremeyecek.


Elbette hep mutlu, dertsiz, tasasız bir hayat yaşamak mümkün değil. Ya da huzur kaçıranların olmadığı bir dünya diye bir dünya da yok. Burada mesele bu insanlarla mücadeleyi öğrenmede ve hayatı kendimiz için yaşayabilmeyi başarabilmekte. Çünkü hayat gerçekten çok kısa ve yarın hatta bir saat sonra ne olacağımız belli değil. Bu yüzden hayatı doya doya yaşamayı, kendimizi sevmeyi, sevdiklerimize onları sevdiğimizi her fırsatta söylemeyi ihmal etmemeyi, beğendiğiniz bir yiyeceği kilo alırım diye düşünmeden yemeyi ve kendine bile faydası olmayanların eleştirilerini kafaya takarak yaşamamayı öğrenmeliyiz. Çünkü hayat, bir kere ve onunda değerini bilmeli, her yönüyle yaşamalıyız.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Çok doğru bir şekilde anlatılmış. Ne yazık ki hayat koşuşturması içerisindeyken unutuyoruz hayatı..
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.