Yine uzun, tatil kokan bir bayram haftasına yaklaşıyoruz. Aslında “bayram” adı altında bence tatil kutlamaya yönelik tüm hazırlıklarımız. Çünkü artık bayramların önemi yok. Tatilin içinde, sadece mesajlarda kalan, ucundan kıyısından öylesine kutladığımız bayramlar var.


Yaşım itibariyle “nerde o eski bayramlar” diyemeyeceğim fakat çocukluğuma ilişkin bayram anılarım, bayram sabahına özlemlerim yok değil... Hepimizin bildiği gibi “bayramlar artık tatile dönüştü” ve aylar öncesinden akrabalarımızla bir ilişkimizin olmayacağı bayram planları yapıldı bile. Ben sadece çocuklarımın, çocuklarımızın, yeni nesil gençlerimizin bayrama dair hiçbir şey hissetmemelerine üzülüyorum.


Çok isterdim çocuklarımın da benim gibi bayram sabahı giyilmek üzere alınmış bayramlıklarını giymek için sabırsızca beklemelerini. O kıyafetlerin sevincini yaşamalarını... O duygunun güzelliğini hissetmelerini... Şaka değildi bizlerin o çocukluk hisleri. Gerçekten ayakkabıları başucunda uyuyan çocuklardık biz; yaşayanlar bilir. Şimdi anlatsak da anlamazlar ki; her gün kıyafet alınan yeni nesil çocukları ne bilsin?


Bizim dönem çocuklarından hangimiz bayram kahvaltısı sonrası çantalarımızla önce kendi binamız ve sonrasında komşu binalardan şeker toplamaya gitmedik ki? Saatler süren bayramlaşma ve şeker toplama aktivitesi sonrası o şekerleri ortaya saçıp da arkadaşlarımızla değiş tokuş yapmanın keyfini çocuklar bilmiyor, ne acı! Bizim o şekerlemelerde bulduğumuz tadı bulamıyorlar hiçbir şeyde...


Bayram ziyaretine gelen yakınlarımıza kolonya dökmek, çikolata ikram etmek asli görevimizdi. Zamane çocukları su almak için bile yerlerinden kalkmazken eve gelen misafire ikramda bulunmanın keyfini nerden bilecekler ki? Şimdi çocuklar bilgisayarlardan iletişim kurmayı unutmuşken... Hele hele bayram sonrası cüzdanlarımızdaki harçlıkları saymanın o paha biçilmez hazzı... Şimdi hangi çocuk için para kıymetli ki? Peki, suç çocuklarımızda mı? Suç, hızla akıp giden çağda... Gelişen teknolojiyle beraber aslında bana göre daha da zorlaşan, bir o kadar da yozlaşan hayat düzeninde ve tabii, tüm bunları bir bakıma bahane edip gelenek ve göreneklerimizden uzaklaşmaya dünden razı olan biz büyüklerde...



Bizler eski anne-babalar değilken, biz ebeveynler yaşadığımız, tadını bildiğimiz o günlere, adetlerimize sahip çıkmazken çocuklarımızdan tanımadıkları bu duyguları hissetmelerini nasıl bekleyebiliriz ki? Zaman hızla akıp giderken, her geçen gün hayatımıza yenilikler eklerken, modern dünyanın içinde savrulurken, her şeyi üst düzey yaşarken öte yandan eskiyi daha fazla özlüyoruz, yalan mı?


Oysa ne bizler eski bizleriz ne çocuklar eski çocuklar ne de bayramlar eski bayramlar...


Her şeye rağmen mutlu, huzurlu bayramlar dilerim...


Ferah Uzundurukan

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Yaşınızı bilmem ama klasik bir "nerede o eski bayramlar" yazısı olduğu kesin...
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.