Kolajen, hayvanların et, deri, kemik, tendon gibi kısımlarından elde edilebilen bir çeşit proteindir. Hidroliz adı verilen bir işlem ile üretilen, tüketilebilir türüne de jelatin denir. Kolajen ve onun türevlerinin hücre yenilemede etkili olduğunu biliyoruz. Onu bu kadar etkili ve özel yapan şey ise yapısındaki amino asitler: Glisin, lisin ve prolin; bunlar hücre gelişiminde oldukça önemli olan amino asitlerdir.

Uzmanlar, kolajenin vücut için oldukça iyi bir besin desteği olduğunu söylüyor. Eklem sağlığı, doku elastikiyeti ve genel anlamda uzun ömürlü bir hayat için kolajen fazlasıyla önemli. Vücudumuz kolajeni doğal olarak üretiyor ancak yaşlandıkça süreç yavaşlıyor. Bu nedenle kolajen takviyesine ihtiyaç duyabiliyoruz.

Kolajen içeren besinler nelerdir?

Yemek yeme alışkanlığınıza kolajeni rahatlıkla dahil edebilirsiniz ancak bunu tabii ki daha fazla ayıcıklı şeker ile yapmamalısınız. Kemik suyu kolajeni artırmanın en sağlıklı yollarından biridir.

Bir diğer yöntem ise kolajen peptidi olarak da bilinen hidrolize edilmiş kolajenleri tüketmektir. Bu, soğuk suda eriyebilen tatsız bir kolajen çeşididir ve jelatin, protein tozlarının içinde bulunabilir, karışımlarda ve bazı soğuk içeceklerde kullanılabilir. 2 kaşık ölçünün içerisinde 20 grama yakın protein vardır.

Saf kolajen, genelde zincir amino asitler açısından zayıf kalır; bunlar da yumurta beyazı, pirinç gibi ürünlerden elde edilen protein tozlarıdır. Ortalama egzersiz yapan biri için çok önemli olmasa da kas gelişimi için çalışan kişilerde bu zincir amino asitler önemli hale gelir.

Eğer toz kolajen kullanacaksanız aşağıdaki faktörleri göz önünde bulundurmalısınız!

Spor yapma yoğunluğu: Eğer normalde, günde bir kere ve bir saatten fazla olmayacak şekilde spor yapıyorsanız, yoğun şekilde bu işle ilgilenmiyorsanız kolajen alımını kendi haline de bırakabilirsiniz. Ancak yoğu bir şekilde spor yapıyorsanız, protein karışımınıza 1-2 kaşık kadar kolajen tozu katmak size fayda sağlayabilir.

Yemek alışkanlıkları ve kısıtlamalar: Eğer hayvani protein alıyorsanız, zaten kolaylıkla kolajen elde edebilirsiniz. Ancak, alerjik bir durumdan dolayı et yiyemiyorsanız; kişisel tercihlerinizden dolayı et tüketmiyorsanız, o zaman balıktan elde edilen kolajenle de bu ihtiyacı karşılayabilirsiniz.