Her insan yeterince yaşarsa yaşlanır. Yaşlanmanın hızı ve şekli kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Aynı yaştaki iki kişiden birisi diğerinden daha yaşlı görünebilir. Hatta aynı bireyin farklı organları farklı hızlarda yaşlanabilir. Bazılarının cildi, bazılarının eklemleri, bazılarının ise kalbi veya beyni daha hızlı yaşlanabilir. Normal şartlarda hemen hemen tüm organ fonksiyonlarımız 30'lu yaşlarda maksimum düzeye ulaşır. Daha sonra genelde bir plato çizer ve yavaş bir şekilde azalmaya başlar. Ancak bu değişiklikler normal şartlarda hiçbir zaman bir hastalık şeklinde değildir.
“Yaşlanma tüm organları etkiler. Ama en tipik yaşlanma damarlarda ortaya çıkar. ‘İnsanlar damarları kadar yaşlıdır’ sözü bundan dolayı doğrudur” ifadelerini kullanan Güven Çayyolu Sağlık Kampüsü Geriatri Uzmanı Prof. Dr. Teslime Atlı, damarlarda yaşlanma ile birlikte esneklik kaybı olduğunu ve giderek elastikiyetini kaybederek sert bir boru halini aldığını kaydetti. Bu durumun yaşlanma ile kan basıncının artması ve hipertansiyonun en önemli nedeni olduğunun bilgisini veren Prof. Dr. Atlı, “Ancak hipertansiyon kaçınılmaz bir sorun değildir, yüzde 30-40 yaşlıda kan basıncı normaldir. Arteriosklerozis (damar sertliği) denilen bu durum kalp, beyin, böbrekler başta olmak üzere tüm vücudumuzdaki damarları etkiler” dedi.
Yaşlanmanın etkilediği önemli organlardan birinin de beyin olduğunu belirten Prof. Dr. Atlı, “Yaşın ilerlemesiyle birlikte hafif bir öğrenme zorluğu ve unutkanlık olabilir, ama bu hiçbir zaman bunama düzeyinde değildir. Yaşlanma ile kalpte ve böbreklerde ortaya çıkan değişiklikler de hiçbir zaman hastalık düzeyinde değildir. Yaşla birlikte vücuttaki yağ dokusu artar ve kas kitlesi azalır. Kemik kitlesi azalır. Ancak osteoporoz yaşlıların yarısından azında görülür” şeklinde konuştu.
Birçok kişinin, yaşlılarda görülen bazı sağlık problemlerinin yaşlanmanın doğal bir sonucu olduğuna inandığını; ancak bu hastalıkların hiçbirisinin kaçınılmaz son olmadığını söyleyen Prof. Dr. Atlı, “Sık görülmekle birlikte hipertansiyon, diyabet, kalp hastalıkları, kanser, felç, osteoporoz gibi hastalıklar yaşlanan bireylerin hepsinde görülmez. Çok ileri yaşlarda olup, aktif bir hayat süren, kendi işini kendisi yapan birçok insan vardır. Gazete ve televizyonda bunun örnekleri olan birçok ünlü sanatçı, politikacı, iş adamına her gün rastlamak mümkündür” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Atlı yaşlanmanın bir hastalık olmadığının altını çizerek “Eğer yaşlı bir bireyin tansiyonu veya şekeri yüksekse bu hiçbir zaman yaşlılıktan değildir, normal hiç değildir. İdrar kaçırma, unutkanlık, nefes darlığı, kansızlık, depresyon, ağrılar, kilo kaybı, iştahsızlık, az ya da çok uyuma gibi sorunlar hiç bir zaman yaşlanmanın doğal bir sonucu değildir. Bu sorunların görüldüğü yaşlıların, tıpkı daha gençler gibi hemen doktora başvurması gereklidir. Unutmayın, yaşlanmak bir hastalık değildir” dedi.
YORUMLAR