Sabun mu lazım? Bakterilerin yüzde 99’unu öldüren antibakteriyel el sabunlarından daha iyi ne olabilir ki?
Hepimiz böyle düşünüyoruz değil mi?
İşin aslı öyle değil.
Antibakteriyel sabun geleneksel sabun ve sudan daha iyi temizlemiyor
Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu (FDA); antibakteriyel bileşen içeren sabunların, mikropların yayılmasını önlemede daha etkili olduğu düşünülür ama bunların sade sabun ve sudan daha iyi olduğuna dair bilimsel bir veriye sahip değiliz dedi. Hatta uzun vadede antibakteriyel maddelerin yarardan çok zarar getirdiğini söyledi.
FDA antibakteriyel sabunların içeriğinde yer alan 19 kimyasalın yasaklanmasına dair kararını yayınladı. Açıklamada yapısında isimleri açıklanan 19 bileşenden birinin bulunduğu antibakteriyel sabunlar 2017 yılında yasaklanacak.
En çok denetlemeye tabi tutulan kimyasallar, sıvı sabunda triclosan, katı sabunda ise triclocarban.
Triclosan, çocuklarda alerjiler ile ilişkilendiriliyor ve fareler üzerinde yapılan deneylere göre hormon seviyelerine müdahale ediyor – tiroit hormonunu düşürüp östrojen hormonunu artırarak. Triclocarban ise, yine fareler üzerinde yapılan deneye göre erkeklik hormonu seviyesinin artışı ve düşük doğum ağırlıkları ile ilişkilendiriliyor.
Arizona Biodizayn Enstitüsü Çevresel Güvenlik Merkezi Başkanı Dr. Rolf Halden, ABD’de yaklaşık 2000 ürünün yapısında triclosan bulunduğunu söylüyor. Dr. Halden, hangi ürünün yasaklanacak olan kimyasalları içerdiğini bilmenin zor olduğunu ifade ediyor ve şunları ekliyor: "Bu anti bakteriyel maddeler, farklı isimlerle kullanılıyorlar; triclosanı ya da triclocarbanı, yaygın anti bakteriyel sabunların etiketlerinde bulmak güç ve yasaklanan bileşenler hakkında üreticilere yöneltilen sorular da genelde yanıtsız kalıyor."
Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu, sadece sabunlarla yetinmedi ve küçük antibakteriyel jel şişelerine de el attı. Bu antibakteriyel jel şişeleri, mikropları öldürmek adına sıklıkla kullanılan bir ürün haline geldi. FDA ise dezenfektan üreticilerinden, ürünlerinin yararlarının, risklerine ağır bastığına dair kanıt sunmalarını istedi. Yasaklanan madde listesinde olmayan etanol, izopropil alkol ve benzalkonium klorid in yararlarına ya da risklerine yoğunlaşıyorlar – ki bu bileşenler, dezenfektan jellerde yaygınlıkla kullanılıyorlar. Antibakteriyel maddeler, antibiyotik direncine de sebep olabiliyor; tüm bakterileri yok etmek, arzu edilen bir şey değil.
O halde, hoş kokulu jelleri ve anti bakteriyel sabunları çöpe mi atmamız gerekiyor?
Çözüm: Çöpe atın. Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, ellerinizi sabun ve su ile yıkamanın, bakterileri azaltmanın en iyi yolu olduğunu söylüyor.
Eller nasıl yıkanmalıdır?
Ancak el yıkamanın da belirli ritüellerinin olması gerekiyor; elin arkasını, önünü, parmak aralarını ve tırnak altlarını sabunla iyice ovuşturmak – yaklaşık bir dakika kadar – ve sonrasında durulayıp kurutmak gerekiyor. Suyun ısısı, mikroplardan kurtulmak bakımından pek önemli görünmüyor – ılık su eller için daha tahriş edici olsa da. Dürüstçe konuşmak gerekirse, çoğumuz, bunları düzgün bir şekilde yapmıyoruz.
Kullanabileceğiniz su ve sabun yoksa eğer, el dezenfektanı kullanmak, kötünün iyisi. Ancak alkol içerikleri, mikropları etkili bir şekilde öldürebilmesi için yüzde 60’tan fazla olmalı. Dahası el dezenfektanları, kirli ellerde doğru düzgün işe yaramıyor bile – kir tabakasını delip geçemiyorlar, bu iş için sabun tarafından sağlanan sürtünmeye gerek oluyor. Su ve sabun, ciddi bağırsak enfeksiyonlarına sebep olan clostridiumdifficile gibi bakterileri yok etmede, dezenfektanlara kıyasla daha etkili oluyor. Dr. Rolf Halden, dezenfektanların elleri kurutarak, mikropların girebileceği çatlaklar yarattığını da ekliyor. “Ortada herhangi bir fayda yoksa neden riske girelim ki?” diyor Dr. Halden.
YORUMLAR