Bir nevi gıda alerjisi de diyebileceğimiz gıda intoleransları, herkes için farklı bir ya da birkaç besine karşı gelişebiliyor. Kişi kendi vücudunun hangi gıdaları “yabancı” kabul edip tepki verdiğini bilmeden bunları tüketmeye devam ettiğinde ise başta kilo alımı ve kabızlık olmak üzere, ödem, yemeklerden sonra uyku hali, halsizlik, şişkinlik ya da ishal gibi sonuçlarla karşılaşabiliyor… Hatta kronik yorgunluk sendromunun bile önemli tetikleyicilerinden biri olarak gösteriliyor gıda intoleransları...


Gıda intoleranslarının teşhis ve tedavisinde bir doğal tıp yöntemi olan biorezonanstan yararlanarak etkin sonuçlar alabildiklerini belirten Dr. Sinan Akkurt, gıda intoleransı kavramını kısaca “Sürekli tükettiğimiz gıdalara vücudun bir süre sonra tepki göstermesi” olarak tanımlıyor… “Ekmek, süt, et, yumurta, balık, mayalı besinler, pirinç, peynir gibi sürekli tüketilen besinlere karşı gıda intoleransları gelişebiliyor. Hasta bunu tükettiğinde vücut yakmayıp depoluyor. Dolayısıyla kiloya ve yağa dönüşüyor. Vücut ayrıca sürekli kilo alımı, kabızlık, ödem, ishal, şişkinlik, yemeklerden sonra uyku hali gibi kronik belirtiler gösterebiliyor.” diyen Dr. Sinan Akkurt, besin alerjilerinin aynı zamanda bağışıklık sistemini yorarak güçsüz düşürdüğünü kaydetti.


Doğal olmayan gıdalar vücudun hoşgörüsünü bozdu


Dr. Sinan Akkurt, “Gıda intoleransları ile ilgili en sık karşılaştığımız sorulardan biri, şimdiye kadar bunlar hiç olmuyordu, şimdi neden oluyor, yönünde. Bunun en yalın açıklaması şu: Önceden bütün gıdalar doğaldı. Günümüzde ise birçok genetiği değiştirilmiş gıdayı doğal sanıp tüketebiliyoruz. Koruyucu katkı maddeleri, tatlandırıcı kimyasallar alıyoruz. Tamamen doğal beslenmediğimiz için vücut buna reaksiyon gösteriyor.” dedi.


Biorezonans metodu ile kan testi laboratuarlarda alıştığımız biokimyasal yöntemle değil de, biofiziksel açıdan yapılıyor. Biorezonansa özel kan testinde kanda aralarında besin alerjileri, yani gıda intoleranslarının da bulunduğu 6400 maddenin frekans kodları taranıyor. Böylelikle kişinin neye karşı alerjisi olduğu kişiye özgü olarak tespit edilebiliyor. Tedavide de yine biorezonans metodundan yararlanılabildiğini kaydeden Dr. Akkurt, “Vücuda tolere edemediği, yabancı kabul etmeye başladığı besinleri doğru frekans kodları ile yeniden tanıtıyoruz. Bu sırada hasta tedavi görürken diyette oluyor. Tedaviden sonra ise aynı gıdaları tüketmeye başlayabiliyor ve bu kez vücut herhangi bir tahammülsüzlük göstermiyor, kişi de sıkıntı yaşamıyor.” diyen Dr. Akkurt, gıda intoleranslarının hem zayıflamak, hem de bağışıklık sistemini güçlendirmek isteyenler için büyük önem taşıdığına vurgu yaptı.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.