Gerçekleşti! Boşandıktan sonraki ilk ilişkimi yaşıyorum. Birlikte olduğum insan harika, eğer öyle olmasaydı bunu yapabilir miydim bilmiyorum. O tatlı, düşünceli ve dürüst. Ama geçen gün bir arkadaşım beni mutlu edip etmediğini sorduğunda, cevabım ‘hayır’ oldu. Kafası karışmış bir şekilde yüzüme baktı, beni mutlu etmeyen bir insanla neden birlikte olduğumu anlayamamıştı.
Yeni ilişkimde pek çok şey hissediyorum. Güvende hissediyorum. Onun için ne olduğumu biliyorum. Düşüncelerini dürüstçe paylaşmaktan çekinmiyor ve bana nezaket dolu sürprizler yapıyor. Ama beni mutlu etmiyor.
Peki bende yanlış olan ne? Böylesine anlayışlı ve iyi niyetli bir adam beni nasıl mutlu edemez? Aslında bende yanlış olan hiçbir şey yok. Onun beni mutlu edememe sebebi, tanıştığımızda zaten mutlu olmamdı.
Boşanmamdan birkaç ay sonra, terapistimin ofisine gittim ve şöyle dedim, “Sanırım yeniden birileri ile tanışmaya hazırım!” Heyecanımı ve hevesimi hoşnutlukla karşıladıktan sonra bana şu cevabı verdi: “Şimdi hayatına başkasını davet etmeden önce, senin olabilecek en iyi halde olduğundan emin olalım.” Bu basit açıklama, düşüncelerimin seyrini değiştirdi. Nasıl bir adamla birlikte olmak istediğimi düşünürken, bir sonraki ilişkimde nasıl bir insan olmak istediğimi düşünmeye başladım.
Terapinin geri kalan bölümünde ilişkilere kendimi nasıl yansıttığımı ve eski evliliğimde nasıl bir insan olduğumu konuştuk. Eski kocamla ilk çıkmaya başladığımda annemin söylediği şeye yoğunlaştık: “Bir ilişki yaşadığında, çok daha mutlu oluyorsun.” Bunu duyduğumda 23 yaşındaydım ve iyi bir şey olduğunu düşünmüştüm. Sevgilim beni bu kadar mutlu kılabiliyorsa, bu ilişki yürüyecek demekti. Halbuki annem sadece tek bir seferden bahsetmiyordu.
Kendi mutluluğumu bulmak yerine, bunu sağlaması için başkasına güveniyordum. Aslında bu farkında olmadan çoğunuzun yaptığı bir şey. Çok da tehlikeli bir tutum, çünkü duygularınız üzerindeki gücü bir başkasının ellerine veriyorsunuz. Size davranış şekli sizi mutlu ettiği sürece, harika! Sosyal medyada paylaşıyor, arkadaşlarınızla konuşuyor, sizi tüketmesine izin veriyorsunuz. Ama bunun bir de dezavantajı var. Mutluluğunuz üzerinde bu kadar etki sahibi olan birisi, diğer duygularınız üzerinde de aynı etkiyi gösterebilir. Örneğin mutsuz, kıskanç, sinirli ya da güvensiz hissetmenizi sağlayabilir.
O gün terapistimin ofisini gelecekteki ilişkilerime dair yepyeni bir umut besleyerek terk ettim. Hayatımın ve duygularımın kontrolünü elime alacaktım. Bazen işler çığırından çıkacak gibi olsa bile yapmam gerekene odaklandım ve sonuçta hep huzura kavuştum. Huzur bulduğumda, mutluluk da beraberinde geldi. Duygu durum kontrolüm artık sadece ve sadece kendi ellerimdeydi.
Bu yeni ilişkime dair hiçbir duygu beslemediğim anlamına mı gelir? Hiç de değil! Onunla birlikteyken mutlu ve memnunum. Birlikte geçirdiğimiz zamandan inanılmaz keyif alıyorum. Beni güldürüyor. Bana saygı duyuyor ve teşvik ediyor. Ama onu asla beni mutlu etmekten sorumlu tutamam.
Huffingtonpost'tan derlenmiştir.
YORUMLAR