Teknolojinin gelişmesi ile birlikte giderek yaygınlaşan estetik operasyonlar, güzellik algımızı da değiştirebiliyor. Sosyal medyanın etkisi, değişen estetik trendleri, hızlı ve kolay uygulamalar estetik operasyonlarına bakış açısını da değiştiriyor. Estetik uygulamaların artık çok daha kolay ulaşılabilir olması bir avantaj gibi gözükürken aslında kişiye uygun olmayan operasyonlar ve taklit uygulamalar herkesin birbirine benzediği dezavantıjlı sonuçları getiriyor. Mükemmellik bakışıyla oluşturulan bu güzellik algısı da maalesef estetik yaşını gittikçe düşürüyor.

Tüm dünyada daha güzel, dinç ve sportif bir vücuda sahip olma beklentisi giderek artıyor. Bu akımda insanlar sadece yüzlerinin değil, vücutlarının da daha genç görünmesini istiyor ve bu yolda bilinçsizce adımlar atılıyor. Bu isteklerini de Victoria Secret modellerinin göğüsleri veya Jennifer Lopez kalçası gibi örneklerle ünlülerden alıntı yaparak belirtiyorlar. Kalklık hokka burunlar, çıkık elmacık kemikleri, yanakta çukurluk, badem göz ve daha keskin yüz hatları gibi uygulamalar kolayca talep edilebiliyor. Sadece kadınları değil, erkekleri de etkisi altına alan mükemmeleştirici güzellik algısı; Instagram, Facebook, Youtube gibi sosyal medya mecraları, medya icerikleri tarafından değiştiriliyor ve yönetiliyor. Sosyal medyanın herkes tarafından bu kadar aktif kullanılması, bu uygulamaların getirdiği özelliklerden biri olan “filtre” seçenekleri kişilerin kendilerini beğenmemelerine ve değiştirmek istemelerine neden oluyor.

Doğada böyle bir mükemmellik algısı yoktur. Değişen bu güzellik algısının herkesi aynılaştırdığını fark etmemiz gerekiyor. Her insanın DNA’sı birbirinden farklı olmakla birlikte herkesin fizyolojik ve sosyolojik durumu da farklıdır. İşte kişiye özel estetik operasyonlar bu amaca hizmet eder. Birilerine benzeme ya da kendi fotoğraflarına photoshop uygulayarak elinde bir görselle kliniğe gelen hastalarıma ilk sorum “Siz kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Nasıl görüyorsunuz?” oluyor. Hastaların kendi durumlarından mutlu olup olmamaları, değiştirmek istediği şeylerin gerçekten bir ihtiyaç olup olmadığını iyi analiz etmek gerekiyor. Güzellik algısı kişiden kişiye değişen bir olgu. Bu nedenle gelen hastanın güzellik algısını öğrenmek, onu mutlu edecek görünümü çok iyi anlamak atılacak ilk adım olmalıdır. Hastanın yaşam tarzı yine belirleyici faktörler arasında yer alıyor. Yapılan operasyonla bu yaşam tarzını nasıl sürdüreceği önemli bir unsur. Hastalara ameliyattan sonra hayatında nelerin değişeceğini, dikkat etmesi gerekenleri, oluşacak riskleri çok iyi anlatmak gerekiyor.

Estetik uygulamalar sadece uzmanlar tarafından yapılmalı!

Son yıllarda artan botoks ve dolgu gibi uygulamaların popülerlik kazanması merdiven altı olarak tabir ettiğimiz operasyon için uygun olmayan yerlerin yaygınlaşmasını da beraberinde getirdi. Uzman olmayan kişiler tarafından yapılan operasyonlar sonrasında birçok problem ortaya çıkabilir. Yasadışı yollardan ülkemize getirilen, etkin maddesi bilinmeyen, onay alınmamış birçok madde dolgu ve botoks uygulamalarında kullanılıyor. Bu uygulamalar sonucu vahim sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Hastalara bu yerlerde uygulama yaptırmamalarını, işinin ehli doktorlara başvurmalarını öneriyorum. Aksi halde sonuçları çok daha üzücü olabilir. Bir plastik cerrahın en büyük arzusu insanların aynaya daha mutlu bakmasını sağlamaktır.