35 yıllık yolculuğumun en başına dönmek istiyorum sizinle... Erken yaşta bir evlilik yaptım ve o evliliğimden çok güzel bir kızım oldu. Gözleri iri iri, bembeyaz tenli, kıvırcık saçlı. Her görenin gözü bebeğimde kalıyordu; benim de bebeğimin herkesin ilgisini çekecek derecede sevimli olması çok hoşuma gidiyordu... Kızım 1.5 yaşına geldiğinde çalışmaya başladım ve bir tanıdığıma çocuğumu emanet etmek durumunda kaldım. Yeterince ilgilenemiyordum kızımla çünkü iş yerim fazla disiplinliydi ve ben de anne olmak kariyerimi engellesin istemiyordum. Zaten genç bir yaştaydım, çocuk yapıp eve tıkanmamalıydım... Bir sabah kalkıp işe gitmeme yakın çocuğum çok ateşlendi ne yapacağımı bilemedim. İşe gitmeliydim, hastaneye götürecek vaktim yoktu; eşim de işi sebebiyle şehir dışındaydı. Apar topar aldım kızımı ve emanet ettiğim tanıdığıma götürdüm. Gün içinde birkaç kere telefon açtım daha iyi dedi ama kızım o sabahtan sonra hiçbir zaman daha iyi olmadı. İşten nispeten daha erken bir saatte çıktım, kızımı aldım ancak kızım resmen baygındı. "Bu mu daha iyi hali?" dedim ve hemen hastaneye gittim. Ateşli havale geçirmişti, gerekli müdahaleler yapılsa da yüksek ateş kızımda kısmi felce neden oldu üstelik bu felç ne yazık ki yalnızca fiziksel değildi...


O gün kızımı yalnız bıraktığım için kendimi çok uzun bir süre suçladım, psikolojik destek aldım, ilaç kullandım. Ancak toparlandım çünkü toparlanmak zorundaydım. Benim kendime ihtiyacım vardı ancak kızımın benim kendime duyduğum ihtiyaçtan daha fazla bana ihtiyacı vardı. Kabul ettim, böyle olması gerekiyormuş dedim. Tahmin edeceğiniz üzere erken çıktığım iş günüm son iş günümdü. Eşim ile birlikte bambaşka bir yolculuğa çıktık. Her çocuk anneye muhtaç büyür ancak bir yerden sonra kendi ayakları üzerinde durabilir. Bu benim hiçbir zaman yaşayamayacağım bir duyguydu ancak karamsar olmamalıydım. Bilen bilir, karamsarlık engelli çocuk ebeveynleri için oldukça lüks bir ruh halidir. Her zaman güçlü durmak zor olsa da güçlü durduğum sürece hem eşime hem çocuğuma daha iyi geldiğimi fark etmek beni oldukça motive ediyordu. Bu yüzden eğer engelli bir çocuğunuz varsa lütfen güçlü olun. Çocuğunuzun yapamadıklarını değil, yapabildiklerini görün. Normalleştirin, siz içinizde durumun normal olduğunu kabul etmezseniz hiçbir zaman "eskisi gibi" olamazsınız. Hayatın getirdiğini reddetmeyin, onunla yürüyün. Hem kendinizi hem onu teşvik edin, yapabileceklerinizi görün ve lütfen eve kapanmayın. İnsanlarla ilişki içinde olmanın ne denli kıymetli bir şey olduğunu unutmayın. Biliyorum, çocukları korktuğu için size gelmek istemeyecekler ya da sizin gitmeniz onları rahatsız edecek ancak bu durum yolunuza devam etmekten sizi alıkoymasın. İlk başta tüm dikkatler üzerinizde olacak ancak alışacaklar.


Bir cümle de bizim gibi olan "normal" insanlara... Lütfen onları gördüğünüzde bu kadar dikkatli bakmayın ya da korkunç bir şey görmüş gibi hemen kafanızı çevirmeyin. Göz göze geldiysek gülümseyin, kafanızı öyle çevirin... Bu biraz daha bizi rahatlatabilir.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.