Dün akşam yatmadan önce dişlerimi fırçalıyordum. Ağzımda bembeyaz köpükler, elimde diş fırçası, gözlerime baktım:


"Hayırdır ne oldu? Ne bu halin? Işıl ışıl parlıyorsun" dedim.


"Ay, söylemem" tavrı ile konuşmaya başladılar.


"Yok bir şey."


"Peki ama neden mutlusun? Ağzın da kulaklarında. Hem bu nasıl dişleri fırçalama hali? Sanki banyoda değil de gökyüzünde ay ışığıyla dans halindesin" diye de söyleniverdim aynadan bakan kendime. Dönüverdim.


"Peki, tamam, inatçı halim; söyleme, otur, mutluluktan çıldır. Hiç ısrar etmeyeceğim."


Üstüne kapıyı çekiverdim. "Aman, kal orada."


Sahi, sizin de böyle kendi kendinizle konuştuğunuz oluyor mu vakitli vakitsiz?


Harika!


Size de merhaba o zaman. Yüreğime su serptiniz doğrusu. Eskiler böyle kişilerin deli olduğunu söylerler de. Mesela, ben annemin delisi.


Kendi etrafımda döne döne ilerleyip evde bir odadan diğerine geçiyordum. Sözde uyuyacaktım, onu bile unutmuştum o an.


İlkokula giderken evde kimse olmadığında konu anlatımlı ödevlerimi aynaya bakarak yapardım. Babam önermişti bu fikri ve başarılı da olmuştum. Oradan mı bulaştı, nedir, büyüdükçe kendimle deryalara bile dalar oldum.


Bugün mutluyum diye yarın da mutlu olmuyorum, ee hani... Kızmış ya da az biraz sinirli hallerim de oluyor. Ne mi yapıyorum? Alıyorum elime bir toz bezi, başlıyorum tozları savurmaya. Dilim boş durur mu?


“Sana az bile! Kızdın mı? Eee, Kızacaksın elbet. Tabii, olmadı değil mi? Yolunda da gitmedi istediğin gibi. Ama yok, ders de çıkarma. Sen hep Polyanna ol. Hiç akıllanma. Aferin! Böyle devam et.” Bu sözcükler bağıra bağıra söylediklerimin, inanın, birkaçı. Ben böyleyken karşılaşanlar oldu benimle, hem de sevdiklerim. Halimin de pek eğlenceli olduğunu söylemişlerdi de şaşırmıştım. Eee, siz düşünün artık.


Canım sıkılıyor. Alıyorum kendisini dışarı çıkartıyorum. Anlat bakalım. Kafana takılan ne? Şakıyoruz karşılıklı o bana ben ona. Sorunumuzu çözmeden kalkmıyoruz da masadan. Lafın arasına girip “Kazandibi ister misin?” diyorum. Hiç “hayır”ı da yok. Siz bilmezsiniz, pek de biliriz ağzımızın tadını. Seviyorum ama ben bu hallerimi. Seviyorum da kendimle mırıldanmayı, şamatalı oluyor hem.


Bakın size ne anlatacağım. Yine geçenlerde kitap arıyorum. Yolumun üzerinde gördüğüm her kitapçı dükkanına soruyorum. Cevapları, “Maalesef yok” ya da “Az önce sattım.” Hay Allah! Şanssız gününde misin acaba? Derken, başka bir kitapçı karşımda. Hemen iniverdim basamaklarını, daha ismini tamamlamadan adamcağız elinde kitapla belirince dayanamayıp “Oleeyy!” çıkıverdi ağzımdan. O kadar sesliydi ki ben bile kalakaldım. “Kusura bakmayın” diyerek af diledim ama kitabı elinden almamı bekleyen adamcağız kibarca “Önemli değil” derken mahçupluğumla kendime dönüp ne yapıyorsun diye çıkışıverdim. Görmüş müdür acaba o halimi. Ya görmüşse? Ne iç geçirmiştir acaba benimle ilgili? Aman! Ben sesli seviniyorum. “Konuşmadan kendimle nasıl sevinirim bilmiyorum, napayım...’’ derken kitabı alıp ben söylene söylene yürürken epey yol almışım.


Karşımda bir minibüs, yolun sağ tarafında geçerken başımı bir kaldırdım, çarpıyormuşum neredeyse. Aynasından bir baktım “ben”. “Gülümse” dedim o an, biz de bi kahkahalar, bi kahkahalar, nasıl gülüyoruz... Bir görseniz... Deli dersiniz. Sahi, der misiniz? Ya yoldakiler? Amaan, boş verin. Hem kime ne? Hadi siz de konuşun. Denemediniz mi? Eee, o zaman deneyin.


Burcu Süerkan

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Al karsina kendini iki çay soyle oturup başlayin konusmaya gelmis gecmis ne varsa...
    CEVAPLA
  • Misafir Kim deli değil ki :) Edgar ellen poe demiş ki, delilikten muzdarip değilim ,her anın tadını çıkarıyorum:)
    CEVAPLA
  • Misafir Ah arkadaşım ah bırak kendisiyle konuşmayı ben bildiğin muhabbetin dibini getiriyorum kendimle en çok ta kendi kendimi seviyorum bir o anlıyor beni diye.... E.lapçin
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.