Fedakarlık anne-babalığın olmazsa olmazlarından, bunu adımız gibi biliyoruz. Dahası pek çoğumuz düşünmeden yapıyoruz fedakarlıkları. Hesaplamadan, sorgulamadan yerine getiriyoruz olması gerekeni.


Çünkü öyle olması gerekiyordur. Hiçbir anne “gece saatimi 3 saatte bir kurayım, bebeğimi emzireyim de fedakarlık olsun” demez örneğin. Ya da bebeğini ağlarken sakinleştirmek için gerekirse 2 saat kucağında taşımak hangi anneye fedakarlık gibi görünebilir ki?


Ancak kuşbakışı bakıldığında yine de fedakarlıktır aslında yapılan. Çünkü bir canlının varlığı sizi olduğunuzdan farklı davranmaya zorluyordur (severek de olsa.) Sonuçta en rahatına düşkünümüz bile bebek “gık” dediğinde yataktan fırlıyoruz.


İyi de siz anne-baba olmaya karar verirken sadece uykusuz gecelere, pejmürde halinize, katılamadığınız arkadaş davetlerine, gidilemeyen filmlere hazırlamıştınız kendinizi. Birkaç yıl böyle olacaktı ve her şey zamanla eskiye dönecekti, çünkü çocuğunuz büyüyecekti. Peki ya çocuk büyüse de değişmeyen, hatta artan ihtiyaçlar? Onlar için hazırlamış mıydınız kendinizi? Hani şu kendinizde hiç de hoşnut olmadığınız yönlerinizden, arızalarınızdan bahsediyorum. Belki duygu küntlüğünüz, ani öfke patlamalarınız, sabırsız oluşunuz, herkesi fazla eleştirmeniz… Sahip olduğunuz ve bir çocuğa hiç de iyi gelmeyecek bu davranış biçimlerinden birini bile olsa bir canlı varlık için terk etmeye hazır mısınız?


Kolay olmadığı aşikar. Belki çok uzun zaman alacak, belki sizi fazla yoracak ama çocuğunuza en az dokunmak kadar, karnının doyması kadar iyi gelecek bu değişiklik. Çünkü neydi? İnsan dediğin duygusal bir varlıktı.



Handan Toprak



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.