Sevgili Ayşe Tolga'yı ekranlardan severek takip ederken, Emzirme Reformu gönüllüsü olması ile birlikte bir etkinliğimizde, bizlerle birlikte broşür dağıttığı sırada tanıdım. Bir süre sonra Sınır Tanımayan Ebeveynler Topluluğu'nda çalışmalarına devam etmeye başladı. Nasıl bu kadar çok işe yetiştiğini anlayamadığım çalışkan, üretken, pozitif, açık sözlü bu kadını sizlerle birlikte daha yakından tanımak için bu haftaki Girişimci Anneler köşeme konuk almak istedim. Beni kırmayarak bunca işin arasında vakit ayırdığı için, tatlı dili için, her seferinde açık yürekliliği için tekrar teşekkür ederim.




-Sevgili Ayşe, oyuncu, Aisha markasının yaratıcısı, Stet başkanı, aromaterapist, bütünsel beslenme uzmanı, estetisyen ve hepsinden önce Can Yael'in annesi! Söylerken yorulduğumuz bu kadar şeyi bir arada devam ettirmek hiç de kolay değildir diye düşünüyorum. Ve son zamanlarda yoğun olarak spora da zaman ayırdığını görüyoruz. Seni sosyal medyada da takip eden biri olarak hayatında huzur ve denge görüyorum, hissediyorum. Birçok şeye yetişmeye çalışırken hırpalanan, yorulan biz annelere bu dengeye ulaşmanın sırrını anlatabilir misin?


Tüm bunları severek yapıyorum… İnsanları, dünyayı, doğayı kısaca her şeyi seviyorum… Ayrıca, iyi bir yönetici olarak hayatınızı da yönetebilirsiniz. Zaman dilimlerine göre günümü, haftamı organize ediyorum ve zamanımı daha iyi değerlendirmeye çalışıyorum. İyi bir zaman yönetimi ile oyunculuğu da, spora da, aisha markasına da, kızıma da ve diğer uğraşlarıma da vakti ayırabiliyorum. Evimde kendime özel çalışma odası var ve çoğu işimi burada hallediyorum. Kızım da haftanın beş günü okulda. O eve geldiğinde evde olacağım şekilde kendimi ayarlamaya, bu olmuyorsa akşam veya hafta sonu vakit geçirmeye çalışıyorum.




Dünyayı iyi bir yer olması için, insanları mutlu etmek ve servis vermek gibi bir misyonum olduğunu bulduğumdan bu yana insanları aydınlatmak amaçlı sosyal medya paylaşımları yapıyorum. Bilgi paylaşımını önemsiyorum. Onlardan faydalanan insanları görmekten mutluluk duyuyorum. Eylül ortasında yayına girecek olan “Ayşe Tolga İyi Yaşam” web sitemden; sağlıklı ve kaliteli yaşam adına bilgilerimi aktarmaya ve önerilerde bulunmaya devam edeceğim.







Aisha’nın daha çok yolu var. Hedeflerimize ulaştığım tam söylenemez. Rekabetin global ve pazarlama bütçesi çok yüksek yabancı markalarla olması, sürekli değişen piyasalar ve Eczanelerdeki satış rekabeti yatırımcısı kendi olan benim gibi küçük bir girişimci için çok zorlayıcı. Bu anlamda sadece küçük bir eczane ve online satıştayız. Online da Türkiye’deki en eski markalardan biriyiz. Bu anlamda bizi yormadan satışımızı gerçekleştirdiğimiz bir kanal. Hedeflerim aslında var olan ürün gamını iyileştirmek, aromaterapi ürünlerine yeni eklediğimiz serumları geniş bir pazarlama ağıyla yaymak.







-Bir de blogun var! Sağlıklı yaşam tüyoları verdiğin bloğunda hem ruha hem fiziğe iyi gelecek bilgileri paylaşıyorsun. Seni keyifle takip ediyorum ve bu yazıların daha fazla kişiye ulaşacağı mecralara taşınmasını diliyorum çünkü insanı motive eden yaklaşım ve bilgiler içeriyor. Blogunda yazmaya devam edecek misin, bu blog için planların var mı varsa neler çok merak ettim :)




2005 ten beri var aslında blogum. Benim kişisel yolculuğumda ticari olmadan markalaşmaya gerek duymadan yaptığım bir iş o. Bu nedenle kendimi bir blogger olarak tanımlamak aslında istemem. Çünkü sadece bu değil çok daha fazlasıyım. Blog da benim günlüğüm. Blog aslında şu anda portale taşınıyor. Ayşe Tolga İyi Yaşam konseptini blogdan daha fazla bir rehber görevi görecek bir portal. Eylül 2014 sitenin açılışı olacak.









-Kızlarımız aynı yaşta ve gelecekle ilgili okulla ilgili kararlar almamız gereken çağa geldik. Can Yael için neler hayal ediyorsun? Burada geleceği ile ilgili endişe ve karamsarlığa kapıldığın oluyor mu? Kızımın böyle olmasını isterim dediğin özellikler ya da beklentilerin var mı?




Anne baba olmak tamamen yüksek bir farkındalık ve içgörü sahibi olmak demek aslında, ancak böyle olamıyor. Çocuklarımızın büyümek için bizleri seçmiş, bizlerden bağımsız bireyler olduğuna inanıyorum. Bu anlamda beklentim yok. Kendimi toplumun bize dayattığı mükemmeliyetçi kafa yapısında bazen yakalıyorum. Birinci olmak en iyi olmak sürekli bir kıyas. Her birey kendine özgü ve kendi özgün haliyle mükemmel. Çocuklar en iyi örneği. Eğitim sisteminde başarı odaklı değil, keşfederek öğrenme, derinlikli hayat felsefesi, bireyselliğe değer veren, ezberci değil araştırmacı, doğa ve hayvan sevgisi, çevre bilinci, doğal yaşam, humanist ve dünya insanı bakış açısı üzerine eğitim veren bir okul olmalı. Okullar çocukları tek tipe indiren, derinlemesine değil yüzeysel olarak bakan ve her geçen gün ticarileşen ve hizmeti de kalifiye değil bu ticari kafada veren öğretmenler. Sınırlı dünya görüşü olan, hayata bakış ve değer yargıları sizden farklı olan insanlar. Çocuğunuza hayatla ilgili bir sürü şeyi bu insan öğretecek bunu iyice düşünmeli detaylıca karar vermelisiniz.











Bence önce bebeğinizle ilgilenmelisiniz. Bebek olunca anneleri evde kaldım, domestik kaldım diye bir kaygı alıyor. Ne kariyerlerinden vazgeçiyorlar ne bebeklerinin tadını çıkarıyorlar ne de bir iş yapabiliyorlar. Sakin olup anın keyfini sürün… Tercihinizi yaptınız buna teslim olun Bebeğinizin ilk 1.5 senesi önemli sadece buna kanalize olun. Sonrasında zaten yeni fikirler size gelecektir. Her zaman faydalısınız her zaman bir şey üretiyorsunuz. Bir şeyi kaçırıyorum hissi kötü. Ben de yaşadım simdi olduğum yerden bakıyorum. Ne gereksizmiş diyorum.




Sınır Tanımayan Ebeveynler Topluluğu Derneği olarak kadınlara hayat amaçlarını yeniden bulmalarını sağlayacak proje ve eğitimler vermek misyonundayız. Bu anlamda yeni dönemde de eğitimlerimiz olacak.




Röpartaj: Perihan Gürer

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.