Evlilik ve cinsellik birlikte yaşanan, Allah’ın iki büyük nimetidir. Herkes bu nimetlerin değerini bilmeli, coşkuyla, sevinçle yaşamanın yollarını bulmalıdır.


Cinsellik iyi yaşanmazsa lezzet değil acı verir. İnsan neslinin devamı için cinsellikten başka bir yol yoktur. Cinsel yaşamda duyulan her eksiklik, her olumsuzluk günlük yaşama yansır. Cinsel doyumsuzluk kimi gün öfke, kimi gün şiddet, kimi gün kavga ve küslük olarak evliliği yaralar. Eşler birbirlerine karşı açık olmalıdırlar. Hoşlandıkları veya hoşlanmadıkları şeyleri, beklentileri, özlemleri, duydukları rahatsızlıkları dile getirmelidirler. Cinsellik Allah vergisidir, Allah’ın büyük bir lütfudur, ama iyi bir cinsel yaşam ancak bilgiyle, ilgiyle, eğitimle, deneyimle ve ruhsal bütünlük içinde sürdürülebilir.


Evlilik danışmanı olan arkadaşım bir sohbetimizde arşivinde bulunan eski mektuptan söz etmişti. Mektup şöyleydi: “Eşim bir fabrikada müdür olarak çalışıyor. Sabahları trafiğe takılmamak için evden çok erken çıkar, akşamları da 19.00'da döner. Döndüğü an elini, yüzünü yıkar, pijamalarını giyer ve “Haberleri izleyeceğim” diye TV kumandasını eline alır. Evde rahat bir koltuğumuz vardır, bacaklarını uzatır, büyülenmiş gibi televizyon izler, arada uyuklar, gelen telefonlar uyandırır. Çünkü saat 22.00'ye kadar sık sık iş görüşmeleri yapar. Fabrikadan onu ararlar veya o patronuna rapor verir. Yemek yerken dahi gözü televizyondadır, elinde telefon vardır. Ben çocuklarla veya ev işleriyle meşgul olurum. Fabrika kesintisiz çalıştığı için cumartesi günleri işe gider, Pazar günleri ise aynı gecelerimiz gibi geçer. Saat 23.00'te eşimin mutlaka uyuması gerekir. Haftada birkaç gece saat 23.00'e doğru “Hadi yatalım” der. Eğer bir şeyle meşgulsem veya gecikirsem çok kızar. Üç beş dakika içinde işi biter, rahatlar ve hemen sırtını dönüp uyur. Benimse uykusuz gecelerimden biri daha başlar. Cinsellik artık bir kâbus gibi gelmeye başladı. Kendimi kullanılıp atılan bir tuvalet kâğıdı gibi hissediyorum. Bizim evde şaka, espri, sohbet, okşama, sarılma yoktur. Cinsellik yalnızca koşar adım yatakta olur. Evlendiğimiz günden bugüne beni bir insan olarak önemsiz gören eşim, canı istedikçe yatakta kullanmak istiyor. Onurum kırılıyor, yalnızlık çekiyorum. Sıcak, coşkulu, paylaşılan, birlikte yaşanılan bir cinselliğe özlem duyuyorum” diye yazmıştı.


Cinsellik yalnızca bedende başlayıp bedende biten ve bir tarafın canı istedikçe yapılan bir eylem değildir. Kadınla erkek arasında sonsuz zenginlik içinde yaşanması gereken bir iletişim aracıdır. Dokunmanın, okşamanın, konuşmanın, kucaklaşmanın, el ele tutuşmanın doyumsuz güzelliği ve cinsel yaşama kattığı zenginlik vardır. Cinsellik hem ruh hem beden için büyük bir nimettir. Yürekler birbirine açılmadan, duygusal coşkuya ulaşılmadan, ruhsal bütünlük duyulmadan yaşanan cinsellik, başladığı andan daha büyük bir yalnızlık içinde bırakır insanı.


Yazı: Öğretim Görevlisi ve Yazar İnal Aydınoğlu

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Bence bu hanımın eşi onu aldatıyor.. bir akrabamız vardı.eşi aynen bu şekildi ki kadın o kadar güzel ve cilvelidir ki ben kadın olarak gözlerimi alamazdım. geçen gün eşinin 10 yıldır ikinci bir eşi olduğunu ve ondan da 1 çocuğu olduğunu öğrendim. kadın da 5 yıldır biliyormuş bu olayları ama kimseye söylememiş..erkekler cehenneme hazır olun bence..bu kadar vebal öde öde bitmez
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.