İkinci çocuğumuzda her şey harika giderken aniden, hiç beklemediğimiz şekilde otizmle tanışmak durumunda kaldık. Denildiği gibi "yaşamayan bilemez", evet, otizmle ilgili en ufacık bilgimiz yokken şimdi kapı kapı dolaşıp tüm kaynaklara ulaşmaya çalışıyoruz. Kısaca Otizm havuzu olarak adlandırılan içine düştüğümüz bu durumu, küçük kızımla birlikte yaşamaya başladığım farklı deneyimi buradan paylaşarak birçok kişiye ulaşması en büyük dileğim. Çünkü dünyada sayısı giderek artan otizmli çocukların birçoğu erken yaşta fark edilmediği için gerekli eğitimleri alma şansını yitiriyor. "Vakit artık çok geç" denilen çocuklar sahip oldukları özel yetenekleri ve zekalarıyla neredeyse kayıp diyebileceğimiz hayatlara mahkum oluyorlar. Bedensel hiçbir farklılığı olmayan bu çocukların otizmli olduğunu anlamaksa neredeyse imkansız ama anne ve babalar özellikle bebeklerinin ilk 3 yılı boyunca yolunda gitmediğini düşündükleri bazı durumlardan şüpheleniyorlarsa mutlaka ve mutlaka çocuk doktorlarının yönlendireceği psikologa gitmeliler.
Bizim otizm hikayemiz de böyle başladı. Kız çocuğu demeye bin şahit isteyecek yaramazlılık, babasını ve beni her fırsatta mest eden sıra dışı zekası, küçük yaşta olmasına rağmen kendi başına saatlerce oyun oynayarak oyalanabilmesi ve daha nice pozitif durum.
Ama tek kelime konuşma yok. Bu durumu çocuklarımla doğdukları andan itibaren İngilizce konuşmama bağladık. Demek ki 2 numara geç konuşacak, İngilizceden dolayı dedik. Etraftaki insanlarla iletişim kurmak gibi bir huyu yoktu. Göz temasından sürekli kaçıyordu. Bunu da babasının çocukluğuna bağladık. O da sevmezmiş kendi ailesi dışındakilerle iletişime geçmeyi. Biz böyle bahanelerle kendimizi kandırırken çocuğumuz 3 yaşına girdi. Konuşma, göz teması, adını seslendiğimizde çoğu zaman dönüp bakmıyordu. Ama çok mutlu, sürekli yaşının üzerinde lego, resim ve buna benzer harikulade çalışmaları vardı. Bir de arada damarının tuttuğu inat krizleri!
Çok detaycı olduğumdan etrafımdaki herkesin "hiçbir şey yok" demesini dinlemeyip bu serüvene adım attım. İyi ki de atmışım, "sosyal iletişim yetersizliği" tanısıyla başlayan sinir bozucu ve gayet gergin doktorlar zinciri yaşadık. Her doktor bir vites ileri götürdü kızımdaki teşhisi ve sonuç olarak bugün artık Otizmliyiz...
Kızımdaki otizm ve aynı zamanda yüksek zeka tanıları kesinleştiği an aldığımız tek reçete; özel eğitim denilen şey oldu. Ve bizim artık otizm havuzundan çıkabilmemiz için tek şansımız olan 1,5 yıllık yeni bir özel eğitim sistemimiz acilen başladı. Bugüne kadar etrafımda hiç duymadığım ve hakkında hiç bir şey bilmediğim bir konuyu iğneyle kazarak öğrenmeye ve evladıma yardım etmeye çalışıyorum. Bundan böyle yaşayacağım bu süreci sizlere buradan elimden geldiğince aktaracağım. Otizm denildiğinde bitmeyen, çeşitleri olan ve dünyada hala muallakta olan bu konuyla ilgili en kesin bilgiyse sayısının giderek arttığı. Belki buradan bir çocuğa, bir aileye ışık olabilirim ya da yaşadıklarımı yaşayanlarla da dost olabilirim... Kızımı görseniz, ‘bu kadın ne diyor’ dersiniz, şu an 3 yaşında olduğu için hiç bir şey anlaşılmıyor ama çok yakın zamanda eğer özel eğitimlere cevap vermezse yaşıtlarıyla arasında uçurum oluşacak.
Peki otizm nedir? Dünya genelinde artık hastalık olarak kabul edilmeyen Otizm Spektrum Kişilik bozukluğu durumudur. Yani hastalık değil ama rahatsızlık; engelli değil ama engelleyici bir durum. Hayatla, etrafındakilerle iletişime geçmemek, geçememek. Ve tüm bu oluşan sosyalleşememe vücudun nörolojik yapısından kaynaklanıyor. Dediğim gibi hastalık değil ama aslında bir rahatsızlık durumu. Lütfen eğer çocuğunuz 3 yaşına kadar bu maddelerin bazılarına bile sahipse çocuk doktorunuza danışarak acilen çocuk psikologuna gidin;
- konuşmuyorsa
- etrafıyla göz teması kurmuyorsa
- seslendiğinizde çoğunlukla duymuyorsa
- adına tepki vermiyorsa
- ailesi dışında kimseyle yakın ilişkiye geçmeyi sevmiyorsa
- isteklerini sizlerin yardımıyla parmakla gösteriyorsa
- takıntılar oluşturmaya başladıysa
- oyuncaklarla fonksiyonlarının dışında oynuyorsa
Bu maddeler otizmle ilgili kuruluşlar tarafından sürekli yenileniyor. İlerideki günlerde daha detaylı neler yaşadığımı anlatarak ben de bu maddelere eklemelerde bulunacağım.
Kızımla beraber çıktığım, çoğu zaman beni hıçkırıklara boğan, çoğu zamansa minicik bir adımla yaşamdaki en büyük umudu yaşadığım otizm yolculuğumuzu buradan sizlerle paylaşırken özellikle adlarımızı hiç kullanmayacağım. Çünkü bu yazıların asıl amacı otizme ve çocuklara ışık olabilmesi.
Sevgiyle…
Rumuz: Yeni başlayanlar için otizm
YORUMLAR