Sade makyajıyla deniz mavisi gözlerini ön plana çıkarmış, sarı saçlarını minik bir tokayla hafifçe toplamıştı. Leoparlı bluzu, zarif küpeleri ve kırmızı ojeleriyle alımlı bir kadın karşımdaydı. 72 yaşında olduğuna inanmak epey güçtü. İtiraf etmek gerekirse benden 45 yaş büyük olan bu hanımefendinin daha alımlı görünüyor olması canımı sıkmadı değil.


Yıllara meydan okuyan Fransız aktris Catherine Deneuve’den söz ediyorum... 2015’te Antalya Film Festivali’nde ‘Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü almak için kendinden emin adımlarla çıktığı ve salına salına yürüdüğü podyumda, seksi elbisesiyle kombinlediği ince topuklu kırmızı ayakkabılarıyla herkesi büyülemişti.


Kabul edelim, onlar dünyanın en zarif ve bakımlı kadınları! Ve hepimiz, genç yaşta anneannelerinin güzellik ritüellerini öğrenen Fransız kadınları gibi güzel yaşlanmanın ve alımlı görünmenin peşindeyiz. Dünya obezite için alarm vermişken, son 40 yılda Fransız kadınlarının obezite endekslerinde bir yükselme olmadı. Avrupa’nın en fit kadınları arasında başı çeken bu kadınlar her daim zarif, sade, şık ve özgüvenli... Hal böyle olunca haklarında sayısız araştırmalar yapıldı, kitaplar yazıldı ve “Sahi bu kadınlar ne yer, ne içer?”, “Nasıl yaşlanmazlar?” gibi sayısız sorunun yanıtları arandı.


Tartı değil asıl fermuar ne diyor?

ABD’de uzun yıllar yaşadıktan sonra fazla kilolarıyla Fransa’ya dönen Mireille Guiliano, Fransız kadınlarının yaşam tarzına dönüşüyle kilolarına veda edişini “Fransız Kadını Şişmanlamaz” kitabında anlatmıştı. Çok satan kitapta öyle kalori hesapları yok, işin sırrı basit: Yaşam tarzınıza uyarlayacağınız küçük teknikler kalıcı sonuçlarla hayat kurtarıyor... Mireille Guiliano’ya göre, Fransız kadınlarının vücutlarının diri kalmasının temel nedeni stratejik beslenmeleri... İşlem görmemiş, kaliteli gıdaları mevsiminde tüketir, sadece 1-2 günlük alışveriş yapar, sebzeden çok balık, meyveden çok sebze yer, bol yoğurt tüketirler. Guiliano “En kaliteli olanı ye. Her zamankinden az ye. Öğününde ye” diyor. Bu arada peynir ile güçlü antioksidanlar olan şarap ve çikolata da bu kadınların vazgeçilmezleri... Bir de unutmadan: Fransız kadınları tartının değil fermuarlarının ne dediğine bakar, kilo aldığını fark ettiğinde derhal harekete geçerler.


Şişesi değil, özü önemli...

Elbette işin aslı bunlarla sınırlı değil. Araştırmalar, yemek pişirmekle vakit harcamak yerine pratik yiyecekleri tercih eden Fransızların daha çok kişisel bakımlarına vakit ayırdığına işaret ediyor. Ağır egzersizler yerine dans, yüzme gibi yumuşak egzersizleri severler, her yere yürüyerek gitmeye çalışır, merdiven inip çıkarlar.


Şimdi gelelim güzellik sırlarına... Fransız kadınlarının genetik olarak şanslı olduğunu zannederiz ama ciltleri söz konusu olduğunda akan sular duruyor. 2008’de Mintel tarafından yapılan araştırmaya göre, Fransız kadınları sadece yüz kozmetiklerine 2.32 milyar dolar harcıyor. 15-19 yaşındaki Fransız kızlarının 1/3’i yaşlanma geciktirici ve kırışıklık önleyici krem kullanıyor. Dünyanın en büyük kozmetik markası Loreal’in bu ülkeden doğmasına şaşmamalı!


Fransızlar kaliteli içeriklere güvenir, yaşlanma belirtilerinin kendini gösterdiği andan itibaren çözüm odaklı formüllere odaklanır. Aldıkları ürünün şişesine değil, özünü önemser, daha çok kimyasallara nazaran ciltlerinin alt tabakalarına dek nüfuz eden doğal yağlardan faydalanırlar. Taze bir görünüm kazanmak ve gözeneklerini açmak için ciltlerini toz ve kirden arındırırlar. Cildi yenileme özelliğine sahip termal suları kullanırlar. Geceleri tonik, krem ve serumlara başvururlar, maske ve masaj yaparlar. Dolgun bir cilt için asla yüz ve vücutlarını nemsiz bırakmazlar. Dahası ülkede yaşayan kadınların yüzde 70’e yakını güneş koruma ürünleri olmadan dışarı çıkmazlar. Makyajla asla uyumasalar da yağ ve nem dengesini bozmamak için yüzlerini sık yıkamazlar. Saçlarının nemini korumak için kendi kendine kurumaya bırakmaya gayret ederler. Fransız kadınları makyaj konusundaysa doğallıktan yanalar. Maskara ve kırmızı ruj vazgeçilmezleri...


Evet tüm bunlar teknik unsurlar. Gelelim son dokunuşa... New York Times yazarı Ann Morrison, Fransız kadınlarını çekici yapan asıl sebebin kendileri gibi olmaktan asla şaşmamaları olduğunu söylüyor. Haksız sayılmaz, değil mi?


‘Garson gibi için...’

Fransız kadınlarının sırlarını ‘Live Better and Longer’ kitabında anlatan Dr. Michel Cymes, işin hilelerini sıralıyor:

- İçkiyi küçük yudumlarla, garson gibi için...

- Kaliteli güneş gözlüğü takın.

- Hücreleri yaşlanmayı hızlandıran serbest radikallere karşı koruyan sarmısaktan vazgeçmeyin.

- Dekoltenize iyi bakın. Özellikle göğsünüzü nemlendirin, ölü derileri temizleyin. Güneş koruma ürünü sürün. Parfümü kıyafetlerinize sürün.

- Sakin ve mutlu bir şekilde yemek yiyin.

- Fransız egzersizini öğrenin. Suda egzersiz yapın.




Sema Ereren

sereren@htgazete.com.tr

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.