“Her şey vaktini bekler. Ne gül vaktinden önce açar ne de güneş vaktinden erken doğar. Bekle, senin olan sana gelecektir.” Mevlana





Bir şeyin olmasını çok istediğiniz sıralarda sonuçlara bağlanmamanın, açık ve pozitif bir enerjide kalmanın veya en yüksek iyiliğinize, hayrınıza olanı istemeniz gerektiğinin önemli olduğunu çoğunuz duymuş olabilirsiniz. İsteklerimizi, dileklerimizi konuşurken yeterince üzerinde durmadığımız konu ise ilahi zamanlamanın tezahürdeki rolüdür. Evren, bir şeyi hayatınıza sokmak için genellikle ideal zamanı bilir. Sorun şu ki, dünyevi kimliğimiz her zaman bu ilahi zaman çizelgesine uymak istemez ve bir şey beklediğimizden daha uzun sürdüğünde, tıpkı kendimizi hazır hissetmediğimiz anlarda bir şey ortaya çıkınca korktuğu gibi, sinirlenebilir, huzursuz hissedebilir.





Her gün zamanla sürekli bir mücadeleye giriyoruz. Her gün, zaman zaman kendimizi bir şey beklerken buluyoruz. “Doğru kişiyle ne zaman tanışacağım? İşe/randevuya zamanında yetişmeliyim, keşke şu anda karar verebilseydim, bu sorunun hemen şimdi bitmesini istiyorum, birkaç ay bekleyemem, bana şimdi lazım” vb. Mesela sürekli dua ederiz isteklerimizin hemen olması için, her gün dilek dileriz ve hiçbir şey olmuyordur (bizim bakış açımıza göre). Merak etmeye başlarız “Dualarım gerçekten duyuluyor mu, yanlış bir şey mi yapıyorum acaba?” diye.





Çünkü insan olarak somut oluşumlar görmek isteriz hayatımızda. Özellikle gerekli çabayı gösterdikten sonra beklemek işkence gibi gelir. Nasıl ve ne zaman sorularına cevap bulmak bizler için çok önemlidir. Ancak sabırsız olmak, işlerin daha çabuk ve daha doğru bir şekilde yoluna girmesinin anahtarı değildir, maalesef. Düşünün, bir tiyatro oyunu oynuyorsunuz, metniniz hazır ancak öncelikle sahnenin ve dekorun hazır olması gerekir. İşte, ilahi zamanlama da senaryonun arka planıyla ilgilenmektedir aslında. Bu, işlerin sizin için sıraya dizildiğine güvenmeniz gerektiği zamandır. Mükemmel zamanlama iş başındadır. Yollar temizlenir, doğru kişiler sıralanır ve belki de olabilecek en iyi sonuçlar için fırsatlar yaratılır.





Bizim için açılan ve kapanan kapılara dikkat etmeliyiz. Açılan kapılardan geçebiliriz ve kapatılmış olan kapıları da bırakmamız gerekir. Zamanlamaya teslim olmak budur; yapabileceğimiz her şeyi yaptıktan sonra saplantı yapmadan bekleyebilmek. Çünkü teslim olmak ve sonuçlara bağlı olmamak, ilahi zamanlamayı hesaba kattığınızda, inanın, daha kolaydır. Teslim olmak sizi daha rahat ve açık hale getirir. Teslim olmak, zamanlama konusunda sizi sakinleştirir ve hayatınızın zaman çizelgesinin yalnızca size bağlı olmadığını hatırlatır. Bu da içinizde hissettiğiniz baskıyı azaltmış olur.





Yaşamınızın ilahi zamanlamasına karşı çıkmak, güçlü bir rüzgâr karşısında yürümeye benzer. Ancak, evrensel zamanlamayı içtenlikle kabullenip anladığınızda ve kullandığınızda, rüzgârı arkanıza almış olursunuz ve sizi ileri doğru yönlendirerek eser. Zamanla ilgili bu gerçeği aklınızda tutmak, sizi gereksiz stres ve baskılardan kurtaracaktır. Evrenin, belirli eylemleri ne zaman desteklediğini, ne zaman sabırlı olmaya zorlandığınızı anlamak, en iyi kararları vermenize yardımcı olacaktır.



Jüpiter

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.