Sen de değişebilirsin, ben de.

Bulunduğumuz yerde kalmak zorunda değiliz. Bizi burada zorla tutan hiçbir şey yok.


Ben de yanılabilirim, sen de.

Bugün yaşamım pahasına sarıldığım inancımı, yarın değiştirmek isteyebilirim ve sen de öyle.


Değişmek, zordur ve inan ki kimse için kolay olmamıştır. Ancak, kesinlikle mümkün ve olasıdır. Yapılabilirdir ve gerçekçidir. Var olana sıkı sıkıya tutunmak, başka bir ihtimalin olabileceğini düşünmemek ise belki de kendimize yapabileceğimiz en büyük ihanettir.


Bunlarla birlikte, değişimin bazı talepleri vardır: Arzu ve inanç. İstikrar, emek, azim... Var olanı bırakmak için güç, cesaret ve yenisi gelene kadar yürümen gereken çölde bekleme sabrı. Sabır, bizim nihai sınavımızdır. Gerçekten değişmek istiyor muyuz, bir zorlukla karşılaşınca eski kalıplarımızda saklanmaya geri mi dönüyoruz yoksa bu uğurda her şeyimizi bırakmaya sahiden de niyet mi ettik, hepsi bir bir test edilir.


Her değişimin arifesinde, içimizde bitmek bilmeyen bir sorgulama başlar: Bu adil mi? Böyle mi olmalı? Ne zaman olacak? Neden hala “istediğim” noktada değilim? Neden başkaları yaparken ben hala bir gıdım yol alamıyorum? Neden bana bu kadar “zor”? Neden güzel şeyler benden “esirgeniyor”?


Neden...?

Ne çok yitip giden vardır bu aşamada...


Tüm anahtarlar önümüze serilsin isteriz ve bizim başımıza gelmez sanırız. Ah o başkalarının güzel talihi! Oysa ki, yürümeye karar verenlere ve bu uğurda bırakması gerekenleri bırakmayı göze alanlara, anahtarlar bizzat kendileri teslim edilir. O sırada kötü görünen bir olay, yükselme yolunda çıkılması gereken bir basamağa ait olabilir. Yolda karşılaştıklarımız daima ihtiyacımız olanlar olacaktır, istediklerimiz değil.


Sen de yürüyebilirsin, ben de.


Yollarımız aynı olmak zorunda değil. Sınavlarımız aynı olmak durumunda değil. Karşılaştırma yapmak, hiç kimse için adil değil.


Eğer değişmek istiyorsak öncelikle “biliyorum” kibrini bırakmalı ve “bilmiyorum” demeye başlamalı. Çünkü biz ne zaman “bilmiyorum” diyerek egomuzu kenara çekmeyi başaracağız, işte o zaman “bileceğiz”.


Ve ben de unutmamalıyım, sen de:


“... yürümekle varılmaz, lakin varanlar yürüyenlerdir.”- Halil Cibran.


Yolculara sevgiyle,


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.