Yurt dışındaki plastik cerrahlar, estetik uygulamalar hakkında ne düşünüyor? ABD'nin Chicago eyaletinde faaliyet gösteren Dr. Julius Few, katıldığı bir etkinlikte bazı ünlülerin yönelttiği soruları cevapladı. Diğer plastik cerrahlar gibi, Few’a gerçek ameliyatlarla ilgili soruların yanında kliniklerde yapılan dermatolojik işlemler ve evde uygulanan cilt bakımları da gündeme geldi.
Dr. Julius Few; topikal (cilt üzerine uygulanan) ürünler, güneş kremi kullanımı ve geniş yelpazede klinik tedavilerin yanı sıra, yüz germe ameliyatını geciktirmek hatta bazen tamamen önlemek için yapılabilecek şeyleri açıkladı. “Klinikte uygulanan ip askı, ultrason ve radyo frekansı gibi teknolojiler ile botoks gibi nöromodülatörler ve dolgu maddeleri büyük fark yaratabilir.” diyen Dr. Few’a en sık sorulan 5 soru ve bu soruların yanıtları şunlar oldu:
1- Yüz germe ameliyatı en erken hangi yaşta yapılabilir?
“Baby Botox” ve ergen yaşlardaki kişilere dudak dolgusu uygulamalarının olduğu bir dünyada, Few, hastaların yüz germe ameliyatını giderek daha erken yaşta sormaya başladığını söyledi. Genç kadınların neredeyse hiç ihtiyaçları yokken yüz germe ameliyatı yaptırmak veya beklemek arasında kararsız kaldığını söyleyen uzman, genç yaşta estetik ameliyat yaptırmak riskli mi? diye soranlara şöyle yanıt verdi:
"Eğer 20’li ya da 30’lu yaşlardaysanız, bu yaşlarda cerrahi çok riskli olabilir. Genç ciltlerde yara izi oluşumu daha öngörülemez, sonuçlar daha kısa süreli olur ve gelecekte gerekebilecek ameliyatları zorlaştırabilecek skar dokusu oluşabilir." Ancak çok özel durumlarda, aşırı kilo kaybı, bir yaralanma sonrası rekonstrüksiyon, aşırıya kaçılmış ameliyatsız estetik işlemlerin düzeltilmesi gibi, 30’lu yaşlarda anlamlı olabileceğini söyleyen Dr. Few, şöyle devam etti: “Eğer 40’lı yaşlardaysanız ve yüzünüzün alt kısmında erken yaşlanma belirtileri varsa, yüz germe uzun süreli, on yıl veya daha fazla etkili olabilecek güçlü bir araç olabilir.”
2- Estetik ameliyat gereksinimini önlemenin veya geciktirmenin en iyi yolu nedir?
Dr. Few, estetik ameliyatı önlemenin ya da geciktirmenin en kolay ve ulaşılabilir yolunun, iyi ve medikal seviyede cilt bakımı olduğunu söyledi: “En güçlü ve en çok incelenmiş topikal ajanlar yani cilt üzerine uygulanan ürünler Retin A ve retinol gibi retinoidlerdir. Ayrıca retinol, yüze uygulanan botoks, ip askı veya Sofwave gibi minimal ilerleyen ve ameliyatsız diğer tedavilerle birlikte kullanıldığında, yaşlanmanın görünür belirtilerini azaltmak için sinerjik şekilde çalışabilir. İyi bir nemlendirici, cildin dolgun ve esnek görünmesini sağlar; mineral güneş kremi ise ciltte yaşlanma belirtileri olarak ortaya çıkan güneş hasarını önlemeye yardımcı olur."
3- Ameliyatsız estetik işlemler gelecekteki ameliyatları zorlaştırabilir mi?
“Bu duruma göre değişir” diyen Few “Bir hastaya aşırı miktarda dolgu ya da ameliyatsız uygulama yapıldığında, örneğin elmacık kemiklerini ‘kaldırmak’ amacıyla çok yüksek hacimli dolgu yapılıp doğal görünüm kaybolduğunda, bu durum dokuyu erken yaşlandırabilir, doku tepkisine ve olası skar dokusuna yol açabilir, böylece gelecekteki ameliyatlar için doku katmanlarının yapısını bozabilir,” diye açıkladı ve şöyle devam etti: “Ama bu uygulamalar ölçülü yapıldığında, hiçbir sorun yok; hatta özellikle çok ince cilde sahip kişilerde, ileride yapılacak ameliyatlara fayda bile sağlayabilir.”
4- Doğru plastik cerrahı nasıl seçerim?
“Bir cerrahın hangi tür yüz germe ameliyatı yaptığı değil, sahip olduğu nitelikler çok daha önemlidir,” diyen Dr. Few, plastik cerrahın, akredite kurumlar tarafından onaylı olduğundan emin olmanın temel bir adım olduğunu belirtti ve şöyle söyledi: “Eğer cerrah, tedavi ettirmeyi düşündüğünüz alanda özel bir eğitim almışsa, bu ekstra bir artıdır. Cerraha deneyimini, ameliyatın risklerini ve faydalarını, beklenmedik sonuçlarla nasıl başa çıktığını sormak önemlidir. Daha da iyisi, yüz ve boyun gençleştirme konusunda ameliyatsız seçenekler sunan ve bu konuda kendini rahat hisseden bir cerrahla çalışmaktır; çünkü o zaman, gerçekten ihtiyaç duyuluyorsa yüz germe yerine başka seçenekler de size sunulacaktır.”
5- Dolgu kötü müdür?
Estetik uygulamalar arasında en çok ilgi görenlerden biri, dolgu. "Dolgu kötü müdür?" sorusuna Dr. Few kısa bir cevapla “Hayır” dedi ancak tam cevabın daha karmaşık olduğunu kabul etti: “Böyle demek, arabaların kötü olduğunu söylemeye benzer; çünkü her yıl araba kullanırken birçok insan hayatını kaybediyor. Gerçek şu ki nasıl kullanıldıkları fark yaratır. Dolgular 20 yılı aşkın süredir kullanılıyor ve yalnızca son 5 yılda bazı endişeler dile getirilmeye başlandı”.
“Piyasadaki bazı dolguların geliştirilmesine yardımcı olan biri olarak, son dönemde neden sorunlar gördüğümüze dair geçerli ipuçları olduğunu düşünüyorum. Öncelikle, bazı doktorlar ve uygulayıcılar bir kişinin yüzüne bir seferde 10, 12, hatta 15 enjektör dolgu öneriyor; bu bana göre kabul edilemez ve estetik uygulamalarda yeri olmayan bir yaklaşım. Buna ek olarak, dolguyla birinin yüzünü ‘kaldırma’ fikri hatalı; dolgu, yüz germe ameliyatının yerini alamaz. Ayrıca dolgu, düşündüğümüzden daha uzun süre kalabiliyor ve yüz kaslarının hareketini etkileyebiliyor. Bu yüzden daha az dolgu kesinlikle daha iyidir ve çoğu durumda daha seyrek dolgu uygulaması tercih edilmelidir.”
Dolgu uygulamalarında yaşanabilen problemlerden biri, aşırı dolgunun yarattığı görüntü. Dr. Few, dolgunun görünür olmaması gerektiğini söyleyerek şöyle uyardı: “Yüz hareket ettiğinde ya da gülümsediğinizde dolgu fark ediliyorsa, bu fazla demektir. Bu sorun ortadan kalkana kadar yeni dolgu yaptırmaktan kaçının ve mevcut dolguyu eritme seçeneğini düşünün."
Referanslar: Jean Godfrey-June, “The 5 Most-Asked Questions at the Plastic Surgeon’s Office”, Şuradan alındı: https://goop.com/beauty/skin/5-most-asked-questions-at-the-plastic-surgeons-office/
YORUMLAR