Astrolojik harita, burçlarla ilgisini bir üst seviyeye taşımak isteyen herkesin bilmesi gereken bir yol haritası. Doğduğumuz anda güneş sistemindeki gezegenlerin, Güneş’in ve Ay’ın hangi konumda bulunduğunu esas alarak astrolojik harita, gök cisimlerinin bizi ve hayatımızı nasıl etkilediğini yorumlamak için bir araç olarak karşımıza çıkıyor.


Birçoğumuzun olduğu gibi, HT Hayat ekibi olarak bizim de üzerinde düşünmeyi, konuşmayı sevdiğimiz konulardan biri astroloji. Sitemizin yazarlarından Astrolog Kristin Demirci’nin yanı sıra Korhan Kılınçkaya, İnci Gücen ve Buşra Efe de bizleri kıymetli yorumlarıyla astroloji konusunda aydınlatıyorlar.


“Nasıl Okunur” başlıklı yeni bir video serisi için, uzmanımız ve dostumuz Seçil Acar ile görüştük. Astrolog Seçil Acar, uzun yıllardır astroloji ve koçluk alanında çalışan bir uzman. Danışmanlık yaptığı kişilere koçluk perspektifiyle yaklaşan, astrolojiyi özgün bir şekilde yorumlayarak psikoloji ve felsefe ile harmanlayan, düşünen birisi.


Video serimizde Seçil Acar'a ilk olarak “astrolojik harita nedir, nasıl okunur?” diye sorduk. Söyleşimizde Acar, haritayı bir araç olarak kullanma konusuna ek olarak merak ettiğimiz pek çok konuyu da ele aldı:


Haritayla ilgili aklımdaki her şeyi sormak istediğim kişi sensin Seçil. Astrolojik harita nedir, bize neler söyler?

Doğduğumuz andan, öleceğimiz ana kadar, mevcut potansiyelimizi ve gölge yanlarımızı kişiye özel açı kalıpları ve göstergelerle bize anlatan bir çeşit içsel yol haritası diyebiliriz astrolojik harita için.


Belirli özelliklerimizi bu haritanın üzerinde görebiliyoruz değil mi? Kişiliğimize dair, yaşam akışımıza dair belirli işaretler buluyoruz. Nereden varıyoruz peki o bilgiye, nasıl varıyoruz?

Belli başlı göstergeler var ve bunların bazılarını çok önemsiyoruz. Genel olarak ikiye bölebiliriz bakışımızı; Potansiyel ve gölge olarak. Haritadaki her şey, içerisinde bir potansiyel ve gölge barındırıyor. Burada "balansı nasıl tutabiliriz, dengeye nasıl gelebiliriz ve potansiyelimizi daha parlak bir hale nasıl getiririz?" sorularının ipuçlarını alabiliyoruz. Belirli durumlar için önem arz eden belli göstergelere daha çok dikkatle bakıyoruz tabii.


Bunu basitçe şöyle tanımlayabilir miyiz: Ben doğduğum anda güneş sistemindeki bazı değil, bütün gezegenler ve bazı diğer açılar, ayın durumu, konumu vesaire… Bunların bütünü, o anda neler olduğu aslında astrolojik haritayı oluşturuyor denilebilir mi?

Kesinlikle. Ben zaten genelde bu şekilde başlarım seanslarda anlatmaya; Bir big bang gibi düşünebiliriz. Doğduğunuz anda, bir büyük patlama gerçekleşiyor diyelim. Gezegenler saçılıyor sağa sola! Onu bir yuvarlağın içine alıyoruz. Onların pozisyonlarından da bakıyoruz; nelerle sınanacağız, doğuştan gelen yeteneklerimiz hangileri? Hangi mesleklerde daha başarılı olabiliriz, bizim için uygun eş nasıl olmalı, gibi. Ya da bu dünyaya geliş amacımız, yaralı olduğumuz konular gibi bir sürü noktalar var bize işaret eden.


Senin astrolojiye yaklaşımının biraz daha bütüncül olduğunu biliyorum.

Evet!


Sen “eğer o saatte orada doğduysan ve senin, atıyorum, Mars'ın şu burçta ise, eyvah sen bittin artık”... gibi bir sonuç asla çıkarmadığını biliyorum haritadan. Aslında bu İkizler ve Akrep burcu ile ilgili kuruntular, iyi burçlar, kötü burçlar gibi; harita yorumlamanın bunu çok aşan bir tarafı var değil mi?

Yorum çok önemli. Hiç kimseyi yargılamak niyetinde değilim, öncelikte onu söylemek isterim. Fakat yorum burada esas aldığımız şey. Çünkü doğru okumayı yapmak gerekiyor orada. İnsanlara, kaygı yaratacak, kendi geleceğinden endişe duymasını sağlayacak bir yorum - ki ben böyle şeylerle de karşılaştım. Bir kadın danışanıma ona hayatının çok kötü olacağı, çok erken öleceği gibi bilgiler verilmiş ve kadın günlerce ağlamış, yaslar tutmuş, çocuklarımı kime emanet edeceğim diye dertlenmiş. Baştan seans yapıp onunla, o algıyı değiştirmek istedim.


İlginizi çekebilir: Stres ve kaygı ile başa çıkma yolları



“En önemli faktör, bilinç”

Bir yorum beni korkuya sürükleyecekse, potansiyelimi açığa çıkarmak yerine beni geri çekecek bir şeyse, orada sağlıksız buluyorum bu tarz yorumları. Dolayısıyla oraya bilinç getirmek çok önemli. O pozisyonu başka türlü de yorumlayabiliriz. Yedinci evinde hiçbir şey yok ve sen hiç evlenemeyeceksim, böyle diyenler de var! Hayır, böyle bir şey değil bu. Bilinç çok önemli orada. İnsanın bilinci de önemli, yorumun bakışı da çok önemli. Dediğim gibi, ben zaten genel olarak felsefi olarak da değerlendirmek istiyorum astrolojiyi, psikolojiden de ele almaya çalışıyorum. Sadece “şu, şu pozisyonlar böyledir ve sana bunları sunacaktır” gibi değil. Benim bilincim orada yükseldikçe ben oraya başka türlü bir bakış getirebilirim. Şimdi güncel olarak Venüs retrosu var, şöyle böyle olacak, aman Merkür retrosu


“Aman aşık olmayın!” diyorlar…

"Retroda gelen retroda gider" diyorlar. Böyle değişik değişik şeyler var. Orada o korkuya kapılır da bunu inanç haline getiririsem, zaten tehlikeli olan kısmı burası. İnanç kalıbı gibi alıp bir şeyi korkuya çevirirsek, zaten dinde de böyle olur, manipülasyon da böyle başlıyor işte, insanların birbirinin üzerinde etki kurması…


Astroloji tamamen insanın aydınlanması için kullanabileceğimiz dallardan bir tanesi. Bir sürü yollar var insanın kendini tamamlaması, niçin dünyaya geldiğini algılayabilmesi, fark etmesi için. Sadece bunları bir keşif aracı olarak kullanıp da deneyime dönüştürebilirsek korkudan çıkararak, o zaman çok faydalı bir aparata dönüşebilir. Aparat diyorum diye şimdi yine topa tutan insanlar da olabilir!


“Astrolojik harita yalnızca bir araç.”


Ama zaten bir araç değil mi?

Evet, benim için araç. Ama “bugün şu açılar var, şunu şunu asla yapmayın” gibi şeylere ben gülüp geçiyorum açıkçası. Çünkü insan öyle yüksek şuurlu bir varlık ki, her şeyin üstesinden gelebilir. Bilinciyle her şeyi değiştirebilir. Gezegenler bizi kesinlikle çok etkiler ama yönetemez, insan şuuru hepsinin üzerindedir çünkü ben böyle bakıyorum. Potansiyelimizi öğrenmek için çok güçlü bir araç kesinlikle ama her şey de değil, yollardan bir tanesi.


Kendi hayatımda da böyle uygulamaya çalışıyorum. Çok güzel, çok aydınlatıcı ögeler barındırıyor. Ama dediğim gibi, korku konusunun sürekli altını çizmek istiyorum. Çünkü beni en çok tetikleyen şey insanların birbirini kaygıya sürüklemesi. Zaten artık hayat çok zor, her şey çok zora gidiyor ve bu sürekli birilerinin çıkıp da “şu da şöyle, daha da öyle olacak, daha da kötü olacak, daha da kötü, en kötü günler bizi bekliyor” şeklinde darlamaları gerçekten benim canımı yakıyor. Biraz umuda ihtiyacımız var, biraz neşeye ihtiyacımız var. Biraz bakış açımızı ya da vizyonumuzu değiştirmeye ihtiyacımız var. Her şey sonuçta açıyla alakalı. Nasıl bir açıyla baktığımızla alakalı!


Sonuçta, bir astroloji haritası bize sadece tek bir sonucu göstermiyor, değil mi? Yani, "Benim Güneş burcum Boğa, artık ben böyle biriyim ve bu özelliklerin dışına çıkamam." gibi bir durum söz konusu değil. Haritadaki diğer detaylar, yani Venüs'ümün, Mars'ımın, Ay’ımın varlığı aslında Boğa özelliklerimi destekliyor. Bana daha önce bu şekilde açıklamıştın.

Bu perspektiften bakıldığında, "Sen bir Boğa'sın ve bu yüzden tembelsin ve yapacak bir şey yok" gibi bir yorum söz konusu değil. Senden ilk danışmanlık aldığımda bana “tamam, burcunun belirli negatif yanları var, ama bunları başka bir yönünle destekleyebilir ya da bu gölge yanını şuradaki potansiyelinle dengeliyor olabilirsin." demiştin. Aslında, her şey daha pozitif bir şekilde yorumlanabilecek bir hikaye olarak görülebilir mi?


Aslında negatif - pozitif gibi bir yerden de bakmamak lazım. Zemin olarak potansiyel - gölge, hep bunu öne sürüyorum. Şimdi senin haritanın üzerinden gidecek olursak, bir puzzle gibi düşünelim. Şimdi bu resmi parçalara böldük, tekrar birleştiriyoruz. Tek tek ele alıp o puzzle'ın kendi içinde, mikro dozda araştırmasını yapıyoruz, onun potansiyeline ve gölgesine bakıyoruz.


Bir de genel açıdan baktığımız zaman mesela, özünün Boğa olması bize bir şey anlatıyor, yükselenin bize başka bir şey anlatıyor, Ay’ın başka bir şeyi anlatıyor ve bunlar da kendi içlerinde, makro - mikro gibi düşünelim, potansiyel - gölge olarak ayrılıyor ve en sonunda, geniş açıdan hepsini birleştirip bir hikaye oluşturuyoruz, bir yol haritası çıkarıyoruz. Senin bir duygu dünyan var, bilinçaltında duygusal ihtiyaçların var. Oraya kör nokta diyoruz, işte Ay burcu bunları anlatıyor. Kuzey-Güney Ay Düğümü dediğimiz şey, ruhsal yolculuğunda bu dünyaya neden geldiğini, neyi araman gerektiğini ya da atalarından sana genetik olarak neler aktarıldı, neleri geride bırakman gerekiyor, bunları anlatıyor. Chiron’un, doğuştan yaralı olduğun yerleri anlatıyor. Mars'ın Oğlak senin mesela, bunun da kendi içinde bir potansiyeli ve bir gölge yanı var.


Aslında burada çok fazla değişken var, değil mi? Yani bir kişinin haritası başka bir kişinin haritasına çok nadiren benzeyebilir anladığım kadarıyla.

Öyle bir soru vardır ya, aynı anda doğan ikiz kardeşlerin haritası aynı mıdır diye… Orada da aynı şeyi söyleyebiliriz: Bilinç. Aynı anneden, bir dakika arayla doğmuş iki kardeşin bile, tamamen göstergeleri aynı görünse de, başka bilinç yapılarında oldukları için yaşayacakları deneyimler farklı olur. O yüzden bilinci çok önemsiyorum.


Bir sonraki videomuzda biraz daha detaylara ineceğiz Seçil! Şimdilik burada bir ara verelim…





Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.