"Doğumdan sonra bulutların üzerine çıkmadım"

Bebeğimi ilk kucağımda aldığımda bulutların üzerine çıkacağımı sanıyordum. Şaşkınlık dışında bir şey hissetmedim. Sanki yerde de değildim gökte de… Bebeğim kucağımdaydı, inanılmaz derecede masum görünüyordu. Minicik ve bana muhtaçtı. Ben ise bebeğim dahil etrafımdaki her şeye yabancı hissediyordum. Bunu kimselere söyleyemedim. Mutluluktan uçuyormuş gibi fotoğraflar çektirdim. Doğum fotoğrafçısının söylediği her şeyi yapıyordum. Şimdi o fotoğraflara baktığımda, bebeğime bakıp gülümsediğimi görmek bana çok yapmacık geliyor. Tabi bunu kimse bilmiyor ve bilmeyecek. Kocam bile…


"Daha erken anne olmadığım için pişmanım"

İki çocuğum var ve 37 yaşındayım. Biri ilkokul birinci sınıfta, diğeri ise 1 yaşında. İkisinin de önünde uzun bir eğitim hayatı var. Küçüğü yuvaya başlayacak, büyüğü sınavlara girecek. Çok iş var çok! Bunları düşündükçe bana fenalıklar basıyor. Hayatım bitmiş gibi hissediyorum. Onların eğitim hayatı boyunca dersleri, veli toplantıları, sınav stresleri gözümde büyüyor. Hele o veli whatsapp grupları yok mu… Küçüğü parka götürmeye şimdiden üşeniyorum. Anne olmak isterken bunları hesaba katmamıştım. Şimdiki aklım olsa çok daha erken yaşta anne olur, bu yaşıma geldiğimde de büyümelerinin tadını çıkarmış olurdum.


"Çocuğumla bu şekilde ilgilenmek istemiyorum"

Çocuğum kırsal yerlerde yaşar gibi kendi kendine büyüsün istiyorum. Elbette ki onu kendi haline bırakacak değilim. Tavukları kovalasın, toprağa şekiller çizsin, istediği zaman gelip bana sarılsın istiyorum. Ağaçtan koparıp çeşmede yıkasın, meyvesini kendi yesin, sürekli benden bir şey istemesin. Ben anneliğin pişir, süpür, ödevine yardım et, öğretmeninin peşinde koş, arkadaşı ile görüşme ayarla, alışveriş yap… gibi ıvır zıvır işlerinden bıktım usandım. Ev işi yapmaktan çocuğumla göz göze zaman geçiremiyorum. İsyanım anne olmaya değil, anne olmanın yüzlerce detayına!


"Beceriksiz bir anneyim"

Okullar kapandığından beri öğretmenin gönderdiği etkinlik önerilerinin hiçbirini çocuğuma yaptırmadım. Çünkü bir anne olsam da oldukça beceriksizim. Fasulye filizlendirmek, ebru çalışması, bir sürü sanat etkinliği… Benim bunların hiçbirine elim gitmiyor. Mis gibi poğaçalar da yapamıyorum. Tek bildiğim hamur işi, internetten bulduğum bir kek tarifi. Ben sadece kolay ve sade şeyleri yapmayı seviyorum. Kızımın saçlarını öremiyorum. Yine de kendimden memnunum. Öğretmenleri kızımın mutlu bir çocuk olduğunu söylüyor. Sadece beceriksizim. Ona bol bol kitap okuyorum. Kendi bildiğim anneliği yapıyorum. Sanırım yeterli bir anneyim. Yani umarım.


"İşe döndüğüm için pişman değilim"

Bebeği olduktan sonra doğum iznine ayrılan arkadaşlarım işe dönecekleri tarih yaklaştığında ağlıyor, izinlerini uzatmanın yollarını arıyordu. Ben ise tek kelimeyle gün sayıyordum! Kusura bakmayın ama kim bütün gün perişan halde dolaşmak ister ki! Topuklu ayakkabılarıma, gömleklerime ve bilgisayarıma kavuştuğum gün benim için bayram gibiydi. Bebeğimi özlemediğimi kimse iddia edemez. Doğum izninden işe döndüğüm ilk aylar ben de duygusal zamanlar yaşamıştım. Bazen toplantı aralarında oğlumun videolarını seyrediyor ve hatta ağlıyordum. Yine de kimse beni tekrar o bebek bezlerinin, biberonların arasına gönderemez. Karantina günlerinde ise kendimi odaya kapatıyor ve öyle çalışıyorum. Bakıcıya da ben evde yokmuşum gibi işine devam etmesini rica ettim. Bebeğimi seviyorum ama kendimi de!


"Anne olmayı sevmiyorum"

Annelik neden bu kadar kutsal gösteriliyor biliyor musunuz, zor olduğu için! Annelik büyük bir kandırmaca! Oğlumun olmadığı bir hayat düşünemiyorum ama annelik çok zor. “Keşke oğlumun annesi değil de teyzesi ya da halası olsaydım” dediğim günler oluyor. Oğlumu istemediğimden değil, anne olmak bana çok zor geldiğinden böyle... Keşke oğlum ablamın çocuğu olsaydı, biz yine aynı evde yaşasaydık, ben onunla yine evde top oynasaydım, yerlerde yuvarlansaydım ve birlikte film seyretseydik. Hangi filmleri izlemesinin sakıncalı olacağını, hangi sebzeleri nasıl sevdireceğimi falan ben düşünmeseydim. Öğretmeni bana “Bu kitabı okuması gerek” dediğinde oğlumla didişmek zorunda kalmasaydım. Annelik çok sıkıcı!


"Anneliğimin ilk günlerine geri dönmek isterdim"

Kızım üniversiteye gidiyor ve o bu yaşa gelene kadar onunla ne kadar az vakit geçirdiğimi fark edip üzülüyorum. Birlikte geçen günleri hep olmadık şeylerle harcadım. Şimdiki aklım olsa onunla geçen yılları çok daha dolu dolu yaşardım. Ergenlik yıllarında onunla çok çatışma yaşadık. Ona sürekli bir şeyleri yapmasını veya yapmamasını söyleyen sert bir anne oldum. Neler hissettiğine çok da dikkat etmediğimi fark ediyorum. İlişkimiz çok yara aldı. Şimdi kızım benden gittikçe uzaklaşıyor ve bunu geriye döndüremiyorum. Kızımı kucağıma aldığım güne geri dönsem birçok şeyi çok çok farklı yapardım. Beni affet yavrum…


Siz de itiraflarınızı buraya tıklayarak bizimle paylaşabilirsiniz!


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.