Uzmanlar çocukların bağışıklık sistemlerinin tam olarak gelişmemesi nedeniyle sinüzite yakalanma oranlarının daha yüksek olduğunu belirtiyor. Özellikle mevsim geçişlerinde yaşanabilen nezle, grip ve alerjiler ya da genetik faktörler gibi durumlar sinüzite sebep olabiliyor. Central Hospital’dan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Süha Ünüvar, “Sinüzit ciddi bir rahatsızlıktır ve vakaların birçoğu çocuklardaki belirtilerin fark edilmemesi ya da ihmal edilmesi sonucu kötüleşir. Çocuğu sinüzitten koruyabilmek için öncelikle üst solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanması önlenmelidir” diyor.

Sinüsler doğumdan sonra gelişmeye başlar


Sinüsler, burun çevresinde kümelenmiş kemik içi hava boşluklarıdır. Bu boşluklar burunun içine ağız yoluyla bağlanır. Yani sinüsler burun ile devamlı olarak ilişki içindedir. Normalde sinüslerin içerisinde hava bulunur ve röntgenle bakıldığında siyah olarak görünür. Bu doğal hava boşluklarının iltihaplanması sonucu da sinüzit meydana gelir.


Sinüslerin gelişiminin doğumdan hemen sonra başladığını belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Süha Ünüvar, “En erken olarak burnun sağ ve solunda yanak üzerindeki maksiller sinüsler gelişir. Bu sinüsler 1-2 yaşından sonra görülebilir hale gelir. Alın bölgesinde iki kaşın ortasında bulunan frontal sinüsler ise, 5-6 yaşından önce görünür halde değildir. Ayrıca iki göz arasında etmoid sinüsleri ve kafatası tabanında gözlerin arka kısmında sfenoid sinüsleri de bulunur. Sinüsler genellikle burunda oluşan yangı sonucu iltihaplanır. Bu duruma bakteriler, mantarlar ve virüsler neden olabilir. Kural olarak burundaki iltihabın iyileşmesi ile sinüzit de iyileşir. Eğer sinüs içinde daha önceden kalma bir enfeksiyon odağı varsa, bu iyileşme gerçekleşemez ve sinüzit ortaya çıkar” dedi.

Genetik ve çevresel faktörler de etkiliyor


Sinüzite neden olabilen birkaç hazırlayıcı faktör vardır. Bunlar; mevsim değişimlerinde görülen sıcak-soğuk farklılıkları, üst solunum yolu hastalıkları, kirli ve klorlu sular gibi çevresel faktörler, genetik faktörler, tanısı konmamış alerjiler ve sinüslerin burunla olan bağlantısının kesilmiş olmasıdır (örneğin septum deviasyonları denilen burun kıkırdaklarının eğriliğinde). Bunların yanı sıra diş dibinde apse olması ve sık olarak suya dalma gibi faktörler de sinüs ağzını tıkayarak, sinüzite neden olabilir. Sinüzitler akut (yeni başlamış, taze) ve kronik (yani uzun süren, müzmin) olarak 2 gruba ayrılır. Bu nedenle de çocuktaki belirtiler de farklılıklar gösterebilir.


Akut sinüzitlerde ateş en belirgin özellik


Sinüziti akut derecede yaşayan çocuklarda burundaki bir enfeksiyondan 3-5 gün sonra ateş görülebilir. Ayrıca sinüzlerin bulunduğu bölgede ağrı, dolgunluk hissi ve baş ağrısı da olabilir. Bunlara ilaveten sinüs bölgesine basınç yapıldığında veya üzerine vurulduğunda duyarlılık, iltihaplı sinüs üzerinde hafif bir şişlik ve sinüslerin altına rastlayan dişlerde de hassasiyet yaşanabilir. Baş ağrıları 5 yaşın altındaki çocuklarda nadir olarak görülür. Asıl ağrı sinüslerin olduğu bölgede olur. Bunun nedeni, sinüsün şişmesi veya deliklerin kapanması sonucu basıncın artmasıdır. Bütün bu bulgular yaşanılan soğuk algınlığında da kaynaklanabilir. Ancak soğuk algınlığı 3-4 günde içerisinde iyileşir. Belirtilerin uzun sürmesi ve şiddetli olması durumunda akut sinüzit düşünülebilir. Burna akan cerahat çocukta boğaz ağrısına, özellikle geceleri uzun süren öksürüğe neden olabilir.


İştahsızlık ve geniz akıntı varsa kronik sinüzit olabilir


Kronik sinüzitte ise ateş daha azdır. Çocukta yorgunluk, iştahsızlık ve boğaz gerisinde akıntı meydana gelebilir. Eğer çocuğun burnundan sulu bir akıntı da geliyorsa, burunda alerji olasılığı yüksektir. Akıntı akciğerlere inerek, sinobronşit olarak adlandırılan bronşitlere sebep olabilir. Kronik sinüzite neden olan en önemli faktörler; burun polipleri, burun için şekil bozuklukları, iltihaplı dişler, iltihaplı geniz eti (adenoid vejetasyon) ve genel alerjilerdir.



Tedavi için geç kalmayın!


Sinüzit tanısı için genellikle röntgen çekilir. Daha sonra çocuğun sinüslerinde havalılığın ne kadar kaybolduğu ve mukozada kalınlık olup olmadığına göre değerlendirme yapılır. Ayrıca bilgisayarlı tomografi de hassas bir tanı yöntemi olduğundan teşhis aşamasında çok sık kullanılır. Sinüslerdeki mikrobun cinsini saptayabilmek için, burun içindeki cerahatten kültür örneği alınır. Burundan alınan akıntı boyanarak, akıntının mikrobik mi yoksa alerjik mi olduğuna karar verilir.


Sinüzitlerin erken teşhis ve tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına sebep olabileceğine dikkat çeken Dr. Süha Ünüvar, “Bu nedenle anne-babaların çok dikkatli olmaları ve çocuğu gözlemlemeleri şarttır. Sinüzitler beyinde apselere, göz sinirinin iltihabına (optik nevritis), göz içi ve çevresindeki dokularda iltihaplara (sellülitis) ve çevre kemik dokularda kemik iltihabına (osteomiyelit) yol açabilirler.


Sinüzit tedavisindeki ilk amaç burun içinde sinüzite yol açabilecek yapısal bir bozukluk varsa bu problemlerin düzeltilmesidir. Daha sonra 6 haftalık bir antibiyotik tedavisine başlanır. İnatçı olgularda veya çok ağrısı olan çocuklarda, sinüs içinin boşaltması gerekebilir. Ancak bu yöntem çocuklarda sıklıkla uygulanmaz. Alerjik burun iltihapları, alerjik duruma yönelik olarak tedavi edilir. Eğer çocukta iltihaplanmış geniz eti problemi var ise vakit kaybetmeden ameliyatla o bölge alınır” diyor.


Çocukları sinüzitten korumanın yolları


Çocukların bağışıklık sistemi henüz tam olarak gelişmediğinden sinüs, burun ve kulak enfeksiyonu gibi rahatsızlıklara daha yatkındırlar. Bu nedenle ebeveynlerin çok dikkatli olmaları gerekir. Sinüzit ciddi bir rahatsızlıktır ve vakaların birçoğu çocuklardaki belirtilerin fark edilmemesi ya da ihmal edilmesi sonucu kötüleşir. Çocuğun sinüzitten koruyabilmek için öncelikle üst solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanması önlenmelidir. Bu nedenle okul ya da kreşe giden çocuklara el yıkama alışkanlığı mutlaka kazandırılmalıdır. Alışveriş merkezi gibi kapalı ve iyi havalandırılmayan mekânlarda, küflü, rutubetli ve sigara dumanlı ortamlarda çocuk fazla vakit geçirmemelidir. Bunların yanı sıra nezle, grip gibi viral hastalığı olan kişilerle de temastan kaçınılmalıdır. Sinüzitten korunabilmek için çocuğun beslenme düzenine de dikkat edilmelidir. Çocuğu bağışıklık sistemini güçlendirebilmek için taze mevsim sebze ve meyvelerinden oluşan bir rutin oluşturulmalıdır. Ayrıca yeterli miktarda su içmesi sağlanmalı ve haftada bir defa sevdiği balık çeşitlerinden biri mutlaka pişirilmelidir. Böylece alınan tüm bu önlemler sayesinde çocuk mevsim geçişlerini daha rahat geçirecektir.



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.