Türkiye’de her 200 kişiden birinde görülen ve halk arasında omurgayı tutan iltihaplı romatizma olarak bilinen Ankilozan Spondilit (AS) erken teşhis edilemediği ve etkili tedavi uygulanmadığında hareket kısıtlılığına, kalıcı sakatlıklara ve deformasyonlara neden olabilen bir hastalık. Bu hastalığa dikkat çekmek için bu yıl Dünya Ankilozan Spondilit Günü’nde "Hareket Özgürlüktür" projesi ile bir farkındalık videosu hazırlandı. Videoda Ankilozan Spondilit hastalığının başlangıcında olan bir kişinin doğru tedavi ile hayatı nasıl değiştiğini, yanlış tedavi ile hayatı nasıl daha da zorlaştığı ve sağlığın tesadüflere bırakılmaması gerektiği mesajı veriliyor. Genellikle bel fıtığı ile karıştırıldığı için bu geç fark edilebiliyor ve geç teşhis ediliyor. Erkeklerde kadınlara göre 2-3 kat daha sık görülen bu rahatsızlıkla ilgili Adana Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Romatoloji Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Özbek ile sohbet ettik.


Ankilozan Spondilit nedir?

Ankilozan Spondilit (AS), çoğunlukla genç yaşlarda ortaya çıkar ve esas olarak omurgayı ve omurganın son kısmı ile leğen kemikleri arasında yer alan sakroiliyak eklemleri etkileyen iltihaplı bir romatizmadır. Toplumumuzda bu hastalık çok fazla bilinmediği için genellikle teşhisi de geç konuluyor ve tedavi sürecine geç başlanıyor. Bu durum da hastanın dayanılmaz ağrılar ve zorluklar çekmesine neden oluyor, adeta hayatı cehenneme çeviriyor. Bu nedenle her ağrıya, özellikle de şiddetli bel ağrılarına ağrı deyip geçilmemesini ve bir romatoloğa gidilmesini tavsiye ediyoruz.


Ankilozan Spondilit kaç yaşlarında görülür?

Ankilozan Spondilit (AS), çoğunlukla genç yaşlarda ortaya çıkar. Belirtilerinin başlangıcı genellikle 15-40 yaşları arasındadır. Ancak hastalık daha küçük çocuklarda veya 40 yaş üstünde de başlayabilir. Romatoid Artrit ve Ankilozan Spondilit, iltihaplı romatizmal hastalıklar arasında bugün en sık görülen iki rahatsızlık. Ankilozan Spondilit erkeklerde kadınlara göre 2-3 kat daha sık görülür. Kadınlarda omurga bulguları genellikle daha hafif seyreder ve şekil bozukluğuna yol açmaz.


Belirtileri nedir?

Hastaların ilk yakınması istirahat sonrası ortaya çıkan aşağı bel ağrısı. Sabahları uyandıklarında eğilemezler. İstirahatla ortaya çıkan bu ağrı ve katılık, hareketle, egzersizle düzelir. Bu özellik hastalığın sık olarak karıştırıldığı "bel fıtığı" durumundan tümüyle farklıdır. Bel fıtığı olan hasta Ankilozan Spondilit’in tam tersine istirahatten yarar görür, ağrısı azalır.


Başlangıçta sabahları ortaya çıkan bel ağrısı ve tutulma ilerleyen dönemde gece uykudan uyandıran ağrılara, gündüzleri daha uzun süren ve artık egzersizle de düzelmeyen katılığa ve yıllar sonra omurgada şekil değişikliğine neden olur. Süren inflamasyon sonucunda bel, sırt, boyun ve kalçanın arka kısımlarında ağrı ve tutukluk ortaya çıkar. İlerleyen dönemlerde, bazen kamburluk ve omurgada kalıcı hareket kısıtlılığı gelişebilir. Ankilozan Spondilit’de göğüs kafesinde, çevresel eklemlerde ve kas kirişleri ile bağların yapıştığı kemik bölgelerinde de ağrı ve şişlikler ortaya çıkabilir.


Bu rahatsızlığa sahip olan hastalar hayat kalitelerini artırmak için neler yapabilir?

Sigara kullanıyorsanız mutlaka bırakmanız gerekir. Ankilozan Spondilit’de tedaviyi düzenleyen hekim, sıklıkla bir romatoloji uzmanıdır. Ancak tedavi ekibinde bir fizik tedavi hekimi, gerektiğinde cerrahi işlemlerle düzeltmeler yapan protez uygulayan bir ortopedist, süreğen bir hastalıkla yaşama konusunda hastaya yardımcı olabilecek bir psikiyatrist veya psikolog yer alabilir.





Kesin tedavisi mümkün müdür?

Ankilozan Spondilit’in kesin bir tedavisi bulunmuyor ama mevcut tedavi seçenekleri ve düzenli egzersizlerle hastaların yaşam kalitesi yükseliyor. Ankilozan Spondilit, diyabet, hipertansiyon gibi ömür boyu devam eden bir hastalıktır. Başlangıç tedavisinde ilaç kullanılır ve tedavinin her döneminde egzersiz önemlidir. Düzenli olarak yapılan egzersiz hareket kısıtlılığının gelişmesini yavaşlatır ve postürün korunmasına yardım eder.


Erken dönemde tanısı konmuş ve uygun bir şekilde tedavi edilmiş birçok romatizmal hastalığın ilerlemesini geciktirmek hatta önleyebilmek mümkündür. Romatizmal hastalıkların başlangıcında doğru tanı konması ve uygun tedaviye başlanması önemlidir. Başlangıçta yapılan uygun tedavi, hastanın sonraki yaşamı için kritik öneme sahiptir.


Bu hastalığın önlenmesi için ne önerirsiniz?

Ankilozan Spondilit’in nedeni tam olarak bilinemediği için hastalıktan korunmanın yöntemini söylemek de mümkün değil. Ancak uygun egzersizler ve yüzme gibi sporların düzenli olarak yapılması hareket kısıtlılığının gelişmesini engelleyebilir, en azından geciktirip hafifletebilir.


Ankilozan Spondilit rahatsızlığına sahip Mehmet Uluğturkan ile de sohbet ettik.


Hastalığınızı fark ettiniz? Ne gibi şikayetleriniz vardı?

Lise dönemimde futbol çok popülerdi ve arkadaşlarım çok fazla futbol oynardı. Hayatım boyunca ne onlar beni bir kere futbol oynamaya çağırdı ne de ben gitmek istedim. Çünkü sürekli olarak bel ve bacak ağrısı çekiyordum. Arkadaşlarımda bu durumun farkındaydı. İleriki dönemde bir gazetede muhabir olarak işe başladım. Ancak habere gidip gelmem bile ağrılarım yüzünden sorun oluyordu. Arabaya binmem bir sorun, inmem bir sorun, habere gitmem bir sorundu. Örneğin; bir gün caddede belediye otobüsünü bekliyordum. Kaldırımın hemen dibindeyim. Otobüsü gördüm. Şoför de beni gördü. Kaldırıma çıkacağımı düşünerek aynı şekilde yola devam etti ve ben kaldırıma çıkamadığım için geldi ve çarptı bana. Sonra kapıyı açarak, “Kardeşim bir adım öteye atlayıp kaldırıma çıksaydın ya” dedi. Dedim ki “Ah onu yapabilsem.” Bir adım atmaktansa otobüsün bana çarpmasına razı oluyordum. 15 Mayıs 1999’da bir kızım oldu. Hemşire doğumhaneden getirerek kızımı kucağıma vermek istedi. O gün yine o kadar şiddetli bel ağrısı çekiyordum ki kızımı kucağıma alamadım.


Daha önce farklı bir teşhis kondu mu?

2007 yılında tam protez ameliyatı olma evresindeydim. Eczacı bir arkadaşımın önerisiyle romatoloğa gittim ve muayene oldum. Hastalığımın teşhisi o gün kondu ve Ankilozan Spondilit’in ne olduğunu o gün öğrenmiş oldum. Uzun yıllar boyunca hastalığımın teşhisi dahi konulamadığı için yanlış tedaviler görmek zorunda kaldım.


Ankilozan Spondilit teşhisi konduktan sonra doğru tedaviyle hayat kaliteniz arttı mı?

O kadar çok yöntem, tedavi şekli denedik ve başarısız olduk ki, tedavi süreci başladığında düzeleceğime inanmıyordum. Doktor bana “Yarın tedaviye başlayacağız ve değişikliği göreceksin” dediğinde, bu tedavi şekli sonuç verirse kendime tek bir hedef koydum: Doğarken kucaklayamadığım çocuğu kucaklamak... Gerçekten de öyle oldu.


Teşhis konulduktan sonra hayatınızda neler değişti?

O ağrılardan sonra yeniden doğmuş gibi hissettim. Kendime güvenim arttı. 10-15 yıldır yapamadığım her hareketi yapmak istedim. İş hayatımda yükseldim.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.