Türkiye’nin farklı illerinde yaşayan; hemen hepsi kentli ve beyaz yakalı onüç kadın, gönül verdikleri tarım sektöründe sürdürülebilir üretim yapmak ve istihdam yaratmak amacıyla bir araya gelip bir kooperatif kurdu. Geçen ay Balıkesir’de kurulan Tarımda Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi, “hayallerine inanan, eğitimli, değişimin öncüsü, toprağına ve geleceğine sahip çıkmak, kırsalı ve kenti birleştirip sürdürülebilir tarım için kadın üreticilerin daha çok söz sahibi olmasına destek olmak” hedefiyle yola çıktı.


Aralarında Boğaziçi Üniversitesi’ni bitirmiş de var, güzel sanatlar fakültesini de... Kimi makine, gıda, ziraat, tekstil, kimya mühendisi; kimi işletmeci, ekonomist, bankacı, sanatçı, araştırmacı, tasarımcı, pazarlamacı, dış ticaret uzmanı. Çoğu yıllarca kamuda ve kurumsal şirketlerde çalışmış, son yıllarda kendi işinin patronu olmuş. Organik zeytinyağı, topraksız çilek üreten, büyükbaş hayvancılık ve arıcılık yapanlar var, tıbbi aromatik bitki yetiştiren, tarım danışmanı olan da. Yaşları 30 ile 60 arasında değişen, bu on üç kadının ortak noktası ise KAGİDER’in geçen yıl düzenlediği ‘Tarımda Kadın Girişimi Geliştirme ve Hızlandırma Programı’na seçilmiş olmaları ve hepsinin de mesleki yaşamlarında edindikleri belli bir tecrübeden sonra artık tarım sektöründe faaliyet gösterip üretim yapmaları.



Tarımda Kadın Kooperatifi’nin kurucu ortakları, pandemi nedeniyle Zoom’da yapılan toplantıların birinde bir arada. (soldan sağa): Sevil Erdoğmuş, Esra Çetin, Hale Çolak, Müjde Duru, Eylem Bozdoğan, Özlem Çetin Aslan, Canan Cingöz, Derya Erdem, Ayşe Günbey Şerifoğlu, Derya Demircan, Nurdan Alkan, Bade Bilgen, Cansu Bulan.



“Birlikten güç doğar”

Uzmanlık alanları arasında tarımsal analiz laboratuvarı kurulumu, toprak, bitki, su ve gübre analizleri, arazi toplulaştırma, özel ağaçlandırma proje analizleri, uygun gübreleme programlarının belirlenmesi, laboratuvar akreditasyonu ve iyi tarım uygulamaları olan kurucu ortaklardan ziraat yüksek mühendisi Esra Çetin; Tarımda Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi’nin başkanlığını üstlenmiş. Tarımsal danışmanlık, Ar-ge projeleri ve hibeler üzerine çalışan Çetin, kabul edildiği TÜBİTAK BİGG programından sonra 2019 yılında ODTÜ Teknokent’te kendi şirketi Bendis Toprak Tarım şirketini kurmuş.





Esra Çetin


On üç girişimci kadın olarak Tarımda Kadın Kooperatifi’ni ‘birlikten güç doğar’ mantığıyla kurduklarını söylüyor: “Bireyselde kurucu ortaklarımız kendi işlerini yapmakta, yerel, bölgesel ve ulusal çapta etki yaratmak, üreten kadının markalaşmasına destek olmak ve birlikten güç doğar mantığıyla kooperatif olarak hibe, destek ve kalkınma çalışmalarından daha etkin şekilde faydalanmak için kooperatif kurmak istedik.”


Türkiye'de bulunan kooperatif mantığının biraz dışında olduklarını, kooperatiflerin genelde yerel, bölgesel çalışır ve birbirini tanıyan insanlar tarafından kurulduğunu anlatan Esra Çetin, ”Biz bu anlamda bir ilkiz” diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Zoom toplantılarıyla işlerimizi ve kendi birikimlerimizi aktararak bir araya geldik. 13 ilde aslında 13 farklı kooperatifin birleşmesi gibi düşünülebilir. Herkes kendi bölgesinin imkânlarını ve kişisel birikimlerini birleştirerek kooperatifimize sermaye olarak bunları sunmuştur. Beklentimiz sertifikalı, güvenilir, üretim aşamaları şeffaf ve bilinçli tüketicilere dijitalde ürün sunabilir bir kooperatif olmak ve kadının aracısız ticaret yapmasına, markalaşmasına, sertifika hizmetine ulaşmasına ve bunlara ulaşırken de hem eğitimlerle kendi gelişimlerine destek olmak hem de sosyal sorumluluk projeleriyle kooperatif çalışmalarımızı devam ettirmek.”





Ayşe Günbey Şerifoğlu


‘Yedi bölge, yedi il, yedi ürün’

Kurucu ortaklardan Ayşe Günbey Şerifoğlu, bir kimyager. Geçen dönem Kuşadası Belediye Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Ayşe Hanım, kırk yıl kamuda kimyager olarak çalıştıktan sonra geçen yıl emekli olmuş, belediyeden de ayrılmış. “Emekli ikramiyesiyle herkes bina alırken ben zeytinlik aldım” diyor. Bin 500 ağaçlık zeytinliğine, altı bin adet lavanta ekmiş, ayrıca aralarına da kovanlar yerleştirmiş. Kimya laboratuvarından çıkıp baba mesleği çiftçiliğe döndüğü için mutlu ve Kuşadası’nda zeytin, bal ve lavanta üzerine kendi markasına oluşturmak istiyor. Gönül verdiği organik Memecik Zeytinyağı’nı tescilletmiş. Uzun vadede ise agrotarım (tarım turizmi) yapmayı hedefliyor. “Türkiye’de de İspanya ve İtalya’daki gibi ‘zeytin turizmi’ yapılmalı” diyor.


Kuşadası Belediyesi’nin önceki yıllarda kurduğu Kuşadası Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi’nden (KUŞAKK) söz ediyor. Türkiye’de Ticaret Bakanlığı ve Avrupa Birliği’nin kadın kooperatiflerine yüzde 90’lara varan hibelerle büyük destek verdiğini anlatıyor. Türkiye’de başarısız kooperatif girişimlerini ya bir araya gelemediklerinden ya da bünyelerinde konunun uzmanının olmamasına bağlayan Ayşe Şerifoğlu, “Biz Tarımda Kadın olarak tek bölgede değil, Türkiye çapında faaliyet gösterip, yedi coğrafi bölgede seçeceğimiz yedi ilde kooperatife ait yedi ürün yaratmayı planlıyoruz” diye konuşuyor. Şerifoğlu, konuşmasını şöyle sürdürüyor: “Türkiye çapında hareket etmemiz ve bünyemizdeki uzmanlıklarımızla diğer kooperatiflerden farklı bir yapı sergiliyoruz. Ülkede bir sürü tarım kooperatif var ama tüm ülkeyi kapsayacak çalışmalarımız, bizim en büyük özelliğimiz. KAGİDER öncülüğünde yola çıktık, teşekkür ediyoruz. Tarım çok önemli, ancak ülkemizde gelişemiyor. Tarımsal mirasımıza sahip çıkıp iyi tarım yaparak çevreye katkımız olsun istiyoruz.”





Müjde Duru



“Bilgi, deneyim ve hayallerimizi birleştirdik”

“Planlarımız arasındaki ürünlerin geliştirilmesiyle birlikte geniş ülke coğrafyamızdaki çok sayıda kadının aynı üretime dâhil olması, kooperatifimizin ana hedefleri arasında. İşte o zaman idealimizdeki kooperatifçilik, Tarımda Kadın’da ortaya çıkacak.”


Bu sözler ise organize parkende sektöründe yirmi yıl beyaz yakalı çalıştıktan sonra arılara ve onların yaşam döngüsündeki düzene hayranlığıyla dört yıl önce başlayan çalışmalarını şehre taşıyan, Tarımda Kadın’ın kurucu ortaklarından Müjde Duru’ya ait. Ham bal çeşitleri, propolis, taze polen, perga ve arı sütü ürün çeşitlerini bir araya getirip BeeDuru’yu yaratmış. Tarımda Kadın kooperatifini kurmanın avantajını, “Kendi girişimlerimizi tek çatı altında topladık” diyerek özetleyen Müjde Hanım, ‘bilgi, deneyim ve hayalleri’ni birleştirdiklerini söylüyor. “Tasarımdan yazılıma, pazarlamadan satışa, danışmanlıktan tarım ve hayvancılığa uzanan on üç farklı girişimcinin bir araya gelmesi, güçlü bir alt yapı sağladı” diyerek şunları söylüyor: “Ürün stantlarımızı kooperatifimizin ve bakanlığın belirlediği koşullara uygun hale getirerek online pazaryeri için hazırladık. Amacımız, Türkiye’nin yedi bölgesindeki üretici kadınlara yol gösterici, üretime katılım sağlayan, sürdürülebilir tarım için donanımlı hale gelmek.”




Bade Bilgen


“Girişimci kadınlar yalnız değil”

Güzel sanatlar fakültesini bitirdikten sonra tıbbi aromatik bitki üretimine başlayan Bade Bilgen de kurucu ortaklardan. ”Bilgi birikimi ve deneylerini biriktirdikleri” Tarımda Kadın’ı, “Tarımın içinde birçok disiplinin birleştiği çok yönlü bir kooperatif” olarak tanımlıyor. “KAGİDER’in geçen yılki tarım kampından sonra tarımda birlikte olursak başarı hedeflerine ulaşmak konusunda daha hızlı yol alabileceğimizi biliyorduk. Çünkü ortak dertlerimiz birdi” diyor. “İçinde bulunduğumuz pandemi süresinde “hem birbirimizi tanıdık hem de bu süreçte bireysel aldığımız eğitimleri bir araya toplayarak sağlam adımlarla ilerlemeyi tercih ettik” diye konuşan Bade Hanım, İzmir Foça’da 40 dönüm arazide lavanta yetiştiriyor. Uçucu yağ ve tıbbi aromatik bitki ürünlerine yönelik yarattığı markası İon Province’e yönelik yöre kadınlarının da üretime katılmasıyla Foça Kalkınma Kooperatifi kurulmuş, böylece bölge kadınlarının eğitim ve gelişimine katkıda bulunulmuş. Bade Bilgen, Tarımda Kadın Kooperatif ile “bireysel kendi girişimlerimizi, ortaklarımızın girişimleriyle birleştirerek yeni ürün gamı yaratma hedefinde” olduklarını belirtiyor. “Bizim gibi sesini duyurmak isteyen girişimci kadınların yalnız olmadığını, bizden biri olduklarını hatırlatıyor olmak çok önemli. Acelemiz yok, tarımın sabır işi olduğunun farkındayız” diyor.




Nurdan Alkan


“Tarımdaki kadın emeğinin değerini artırmak”

Tarımda Kadın’ın bir başka kurucu ortağı olan Nurdan Alkan ise kurumsal hayattan anneliğe geçmiş, on yıllık bir girişimci. Çocukları için güvenli gıda araştırmaları ve büyük şehirlerdeki doğal gıda açığını fark edince, kendi ihtiyaç duyduğu ürünleri en doğal haliyle üretmeye başlamış. Çocuklarının isimlerinden oluşturduğu ‘Tahali’ markasıyla yoluna devam eden Alkan, Tarımda Kadın’ı niçin kurduklarını şöyle anlatıyor: “Geçen şubat ayında yolumuzun kesiştiği girişimci arkadaşlarımla, kendi üretimlerimizi yaparken, zehirsiz tarım ve yereldeki kadınlara yönelik ‘tarımdaki kadın emeğinin değerini artırmak’, çevremize verdiğimiz sosyal faydayı daha da büyütmek ve yaygınlaştırmak için güç birliği yapmak adına kooperatifimizi kurduk.”


Nurdan Hanım, kurucu ortakların her birinin “üretim deneyimine ilave olarak, kurumsal geçmiş ve bireysel yetkinliklerinin Tarımda Kadın'ın ayrıştırıcı özelliği” haline geldiğini düşünüyor. “Farklı bölgelerde bulunmamızın avantajını, projeleri yerelde kalmayıp ulusal hale getirerek kullanabiliyoruz” diyor.


Röportaj: Hayriye Mengüç



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.