Soğukluğum geçer mi?
Merhaba Yeşim Hanım, ben liseyi ilk senemde bırakmak zorunda kaldım, ailem çalışmamı söyledi. Yıllardan bu yanadır hep çalışıyorum. Lise zamanı okuldan üst sınıftan bir sevgilim oldu, onunla 5 senedir bir ilişkimiz var. Sürekli kavga, sürekli özür dileyerek ilişkimizi devam ettirmeye o çalıştı. Sorunlu olan kendisiydi. Ben de onu sevdiğim için bırakamadım, bırakmak istedim ama gerçekleştiremedim. Beni çok fena üzdü, üzmeyi sürdürüyor. Markette kasiyerim oraya gelen müşterilerden kıskanıyor. Üniversiteye gidiyor bazı zaman oluyor beni laflarıyla horluyor bazen çok seviyor. Okulundan kızlarla aldatıyor, bunun telefonunda tesadüfen yakaladım. Yeminler etti bana “Kızlar kendi asılıyor, yakamı bırakmıyorlar” diyor. Sevgilim yakışıklı ve o yakışıklı olduğu için kızların kendilerinin yanaştığını söylüyor. “Kızlar senin gibi değil, sen başkasın, seni asla bırakmam” diye benim ayrılmak istememe her sefer direndi. Ailemden korkmadı kapımızda bekledi, bunlarla benim gönlümü eyledi, hoşuma gitti. Babam görür diye tamam dedim affediyorum. Her sorunumuz olduğunda ters yapınca kapıma geliyor. “Seninle evleneceğim” diyor. Ben hiç aldatmadım, bütün yasaklarına uydum. O benim işimde mesai arkadaşlarıma değin karışıyor. Samimi olmak yok, kısa, açık giyinmek yok diyerek beni kısıtlıyor. TikTok’um vardı onu kapattırdı. Kendinin telefonunda her şey var. Makyaj yapmamı istemiyor, önceden makyaj yapmıyordum şimdi onu dinlemiyorum diye aramız bozuk. Geçen iş çıkışıma geldi “Sözümü dinlemezsen seninle evlenmem” dedi. O sözlerinin sonunda bana kötü bir bakışla küfür etti, gitti. Küfür etmesi, kötü bakışı korkuttu, soğuttu. Sonra soğukluğum geçer mi? Ne yapmalıyım? Ayrılmalı mıyım? Onu yine affetmeli miyim? İnanın düşünemiyorum. Aklım karmakarışık... Arkadaşım “Kızım böyle sevgi mi olur? Seni köle yapmış, bırak bunu” diyor. Ona hak veriyorum, doğru söylüyor. Çok küstük, barıştık hep barıştık. Kendime güvenemiyorum.
Yeşim Tijen’in cevabı:
“Renklerinden hiç pişmanlık duymayan siyah beyaz bir kadınım. Ben eski şarkıları masalları ve yağmuru çok seven.”
- Didem Madak
Merhaba sevgili okurlar, size de merhaba güzel kızım. Paylaştığım bu sözü siz kendiniz için söyleyebilir misiniz? İstediğim gibi giyinirim, kıyafetime kimseyi karıştırmam, kendime de karıştırmam, gülmek istersem kahkahalarla gülebilirim kimse benim davranışlarımı kısıtlayamaz. Hem zaten ben nerde ne yapılacak bilirim kimseyi kendime karıştırmam diyebiliyor musunuz? Diyemezsiniz, diyememişsiniz. Siz hiç kendiniz olamamışsınız. Olmanıza ne aileniz ne de sevgiliniz izin vermemiş. Aileniz çalışman gerek demiş okulu bırakmışsınız. Eğitim hayatınızdan geleceğin size getirebileceği güzelliklerden sizi adeta koparmışlar sonra sevgiliniz hayatınızda sizin üzerinizde baskı kurmaya başlamış; yapamazsın, giyemezsin, konuşamazsın, sosyal medya kullanamazsın... Sizi sizin içinize bir güzel tıkmışlar. Siz gençsiniz belli ki sınırlarını kendisi de bilen, ses çıkarmasını bilmeyen, kendisini koruyamayan bir genç kızsınız. Genç kızlar makyaja hevesli olur, giyinmeye, süslenmeye. Kadının genetiğinde var bunlar. Daha küçük bir kızken hangimiz annemizin rujunu, ojelerini sürmedik ya da yüksek topuklu ayakkabılarıyla yürümeye çalışmadık? Şimdi ona bir de görsel medya eklenince oradan gördükleriyle, öğrendikleriyle herkes kendini süslemek, güzel görünmek istiyor. Kimseden güzel olmak zorunda değilsiniz ama kendinizin en güzel halinizi görmeyi istemelisiniz. Makyaj yapabilmeli, kendi çevrenize göre istediğiniz gibi giyinerek mutlu olabilmelisiniz. Bu sizin kendinizin keyfini çıkarmaktır, bu sizin özgürlüğünüzdür. Bu genç makyaj yapma, kısa giyinme, açık giyinme derken yakında işi büyütür; kaşını aldırma, bıyıklarını alma ağda yapma da demeye başlar. Siz de saç sakal içinde gezersiniz. Yapmayın yavrum size mantıksız gelen hiç bir dayatmayı sırf seviyorum diye kabul etmeyin. Bu her konuda böyle olmalı yoksa bu sevgiyi bu davranışlarıyla sizde zaman içinde tüketecektir. Ayrıca kimsenin sizi horlamasına izin vermemelisiniz yavrum. O üniversite okuyor, okuyabiliyor koşulları uygun. Sizin koşullarınız uygun olsaydı siz de okurdunuz. O zaman farkındalıklarınız bu kadar yoktur ama bugün daha farkındasınızdır. Liseyi dışardan olsa da mutlaka ama mutlaka bitirin, kendinize bu iyiliği yapın sonra belki daha fazlasını da yaparsınız, hiçbir şey için geç değil.
Gelelim sevgilinizin vurguladığınız yakışıklılığına... Kişi ne kadar yakışıklı olursa olsun sizi horlama hakkını vermez, siz de güzel bir genç kızsınız ki sizinle beraber. Bir al beniniz, çekiciliğiniz var demek ki ekstra bir de artılarınızın farkında. Size sizin farkınızı zaten kendisi de söyledikleriyle dile getirmiş. Sadece güzellik/yakışıklılıkla hiçbir şey olmuyor. Sadece ilk anda fiziki güzellikler göz dolduruyor sonrası karakterdir. Onlar olmazsa boş bir yakışıklılık/güzellik anlam ifade etmeyecektir. Sizin seveceğiniz zihniyet, karakter, ahlak tam da bunlar. Hayata aynı yönden bakıyor gibi yapmayı bırakın. Bu genç hep bana hep bana diyerek bakıyor. Sizse ruhunuzu, özgürlüğünüzü ona teslim ediyorsunuz. Bu nereye kadar sürer böyle? Aklınız başınıza gelinceye kadar ve zaten bir gün o akıl mutlaka başa gelir. Kendisi sizi aldatacak, mazeret olarak da kızların kendisine asıldığını söyleyecek. Bu ne samimiyetsiz bir bahane! Genç kızları bu kadar küçültüp kendini büyütmesin. Kendisi o duruma zemin hazırlıyor olabilir mi? İnsan biriyle uzun senelerdir beraberse, gelecek hayalleri kuruyorsa başka kızlara hayır demeyi bilecek. Hem sizi hem başkalarını idare etmeye kalkmayacak. Bugün sıkıntısını duyduğunuz davranışlarını yarın farzı mahal evlendiniz hayatın yükünü daha fazla taşıyacağı evlilikte bugün sizi aldatan genç yine aldatmayacak mı? Kendi özgür özgür yaşarken sizi daha fazla baskılamayacak mı? Bugün sevgilisisiniz yarın karısı olacaksınız ince ayrıntı burada. Siz kendinizin yaşamsal haklarından haberdar değilsiniz. Bir boyunduruk altına girmişsiniz. Sizin siz olmanıza bile izin vermeyen, ufkunuzu daraltan, geleceğinize el koyan bu kişiden bir an önce ayrılmalısınız. Hiçbir şey kaybetmez aksine kendinizle karşılaşır, kendinizi kazanırsınız. Okurlarım diyebilirler ki sırf makyaj yapması, açık giyinmesi için mi ayrılsın. İlişkilerde sevgili okurlar tabi ki birbirine uyan adımlar atılır ama her şey kararınca olmalıdır. Kimsenin yaşamına el koymadan, ona yaşam hakkı tanıyarak birliktelik yürütülebilir yoksa sonu illa ki hüsran olacaktır. Kişi o yaşam hakkını bugün tanımazsa kadın erkekten daha çok kendini geliştirdiğinden kendi içinden çıkacak, sesini çıkarmadıklarına sesini çıkaracak ve bu beraberlikten kopmaya başlayacaktır.
“Kaldırın bugün ne kadar engel varsa güneşle aranızda elinizin değdiği her şey gökyüzü koksun.”
- Ataol Behramoğlu
İnsanın kendi önündeki en büyük engel kendi zihninde oluşturduğu düşünceleridir yavrum. Siz her şeyi başarabilirsiniz, kendi önünüzden çekilin. Yaparım, başarırım diyerek kendinize inanın ki içinizdeki kız dışarıya başını çıkarabilsin.
Sevgiler sevgili okurlarıma...
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR