Evi ve arabası yok diye ailem istemiyor
Merhaba Yeşim Hanım,
Ben 22 yaşında, üniversite mezunu bir kızım. Üniversiteye giderken sınıf arkadaşım olan biriyle sevgili oldum ve onunla ciddi düşünüyoruz. Onunla çok güzel anılar biriktirdik. Evlendikten sonraki hayatım için ondan o kadar eminim ki "bu adam bana koca, çocuklarıma da çok güzel bir baba olur" diyebiliyorum hem de hiç şüphe etmeden. Bana bu güveni verdi. Bana sevmeyi, sevilmeyi, özlemeyi öğretti, bana hayat öğretmeni oldu ve çok şey kattı. Sevgi bazen tek başına yetmez ya hani o bana sevginin yanında her şey diyebileceğim kadar çok şey verdi. Bizim çok güzel bir ilişkimiz var fakat aileme onu istediğimi söylediğimde ailemin istedigi kriterler yani dünyevi şeyler ev, araba, zenginlik gibi şeyler onda olmadığı için onu reddediyorlar. Her gün bana baskı yapıyorlar, konusunu açıp açıp psikolojik şiddet uyguluyorlar. Çok yoruldum, çok kırgınım hatta o kadar kırgınım ki ailemin beni dışlamasına dayanamıyorum ve bazen öldürmek istiyorum kendimi. Aklım başımda olgun bir insan olmasam herhalde yapardım da bunu. Etrafımda beni anlayan hiç kimse yok. Beni evi arabası olan bir insan istediğinde ailemin tutumu çok güzel ama üzerimde bu kadar emeği bu kadar çabası olan birine gelince o kadar katı o kadar olumsuz oluyorlar ki benim çok zoruma gidiyor. Yeşim Hanım ne yapacağımı bilmiyorum artık, sürekli bana sevdiğim adamı kötülüyorlar ve bir insana sevdiği insanın kötülenmesi o kadar acı bir durum ki hissettiklerimi size tarif edemem. Bana sürekli seçmeyi bilmeyen saf insan muamelesi yapılıyor yani uyanık, seçmesini bilen bir insan olmak evi, arabası, zenginliği olan bir insanı mı seçmektir Yeşim Hanım? Ben hayatımdaki bu adamla aç da kalırım soğukta da kalırım. Arabamız olmasın, her yere yürüyerek de giderim çünkü ben şundan eminim ki aç da kalsam açıkta da kalsam yanımda beni her zaman prensesler gibi hissettiren, mutlu edecek bir insan var, dışkı da temizleyip beni kimseye muhtaç etmeyecek bir insan var. Ailemin rızasını almak istiyorum fakat hiçbir şekilde ikna olmuyorlar. Onlara ilişkimiz hakkında anlattığım o kadar güzel şeylerin hiçbiri para etmiyor. Sizce ben ne yapmalıyım Yeşim Hanım, nasıl bir yol izlemeliyim aileme karşı? Sevdiğim adamı sırf ve evi arabası yok diye bırakmam. Bunu ne ben ne vicdanım kabul eder. Ama ailemden hep red yiyorum. Beni istemeye gelmelerine bile müsaade etmiyorlar. Ne yapmalıyım Yeşim Hanım? Lütfen bir çözüm önerisinde bulunun bana, çok ihtiyacım var buna.
Yeşim Tijen'in yanıtı;
Merhaba sevgili okurlar,
"Ne kadar az bilirsen o kadar rahat uyursun" demiş Gorki. Genç olmak ne güzel. Hayattan haberi olmayınca kendisini nasıl evirip çevirip değiştireceğini bilmeden "ben hayatımdaki adamla aç da kalırım, soğukta da kalırım. Varsın arabamız olmasın, yürüyerek giderim. Bana her zaman prensesler gibi hissettiren bir insan var. Dışkı da temizleyip beni kimseye muhtaç etmez" diyebiliyor. Bu durumları yaşamak zorunda kalsanız kabul edebileceğinizi mi sanıyorsunuz? Size bu genç kaç ay prenseslik yaşatabilir yavrum? Para olmayınca ya da şöyle diyeyim, para kazanma potansiyeli yoksa, psikolojiler tükenmeye başlayınca siz kendinizi prenses olarak hissedebilecek misiniz? Üvey annesiyle yaşamak zorunda kalan Sindirella'nın yaşadığı gibi yaşarsınız. Tabi ki sizlerin yaşındaki gençlerin ev ve araba sahibi olmaları beklenemez. Heralde aileniz ailesinin madden güçlü olmasını istemiş olmalı. O da yoksa bir gencin üniversite mezunu olması tanıyıp bilmedikleri için yeterli gelmez. Tanıyor olsalar en azından bir fikirleri olur "maddiyatı yok ama bu gençte öyle bir potansiyel var ki, öyle düzgün efendi bir genç ki insana güven veriyor" denebilir. Bu güven, olmazı oldurabilir. Bir insanın umut veren davranışları olması; çalışkanlığı, azmi, kararlılığı... Bunlar o zamana değin yaptıklarından, ileride yapacaklarının görülebilirliğidir. O enerjiyi hissedersiniz. Siz sevgilinizin bu yanını gerçekten görebildiniz mi? Aileniz hiç tanımadıkları bir genç ile ilgili sizin söylediklerinizle bir fikir oluşturamaz ama sizler hayata karşı bir takım hamlelelerde bulunursanız o zaman diliniz uzun olabilir. Bu da sözle değil, adımlarla olur. İşe girip çalışmak, geleceğe yönelik kendini geliştirmek gibi adımlar atmalısınız. Daha çok gençsiniz, bu adımları ikiniz de atarak ailenizde bir güven oluşturabilirsiniz yavrum. Düşüncelerimize karşı strateji oluşturamazsak o düşünce bizi sadece bunalıma sokar. Strateji geliştirirse kamçı olur. Şimdi siz ikiniz de herkesin üniversite mezunu olduğu günümüzde o herkesi aşabilmek ve çalışma hayatında başarılı olmak için eğitimden başka şeylere ihtiyaç olduğunun bilinciyle hareket etmek zorundasınız. Birbirinizi istiyorsanız bu isteğiniz kamçı olmalı. Bu aklı yürütemiyorsanız, durumlar böyle karışır durur. Malesef kadınlar yavrum, erkeklerden daha çok değişirler. Eşiniz sadece çalışıp, maaşını alıp gelen biriyse başının etini yemeye başlarsınız. Ne aç kalmak istersiniz, ne soğukta kalmak istersiniz. Sizi aç bırakmamak için dışkı temizleyen kocanızı takdir etmez, aksine küçük görürsünüz ve o meşhur sözü söylemeye başlarsınız; "Diğer kadınlardan benim neyim eksik? Beni kimler kimler istedi de ah kafam, ben seni seçtim. Ne rahat hayatım olacaktı" 2023'teyiz yavrum. 1960-70'li yıllarda değiliz. Bakın 80 yılı bile demiyorum, zaten ipin ucu orda kaçtı. O nedenle herkesin bu kadar göstere göstere yaşadığı bir ortamda bu düşüncelerinizle kalmanız inanın imkansız. Hayat izin vermez. İnsanlar izin vermez. O "öyle de böyle de yaşarım" diyen kızdan eser kalmaz. Ruhunuzda esip duran keşkeyle kalakalırsınız. Düşünmek, öngörmek, işte bu keşkelerin önünü keser ama sevgiliniz az önce bahsettiğim gibi potansiyeli olan bir genç ise, geleceğe yönelik planları, azmi, hayalleri varsa işte o zaman bu umudun peşinden gitmenizde bir sakınca yok. Birlikte bir gelecek kurabilmek için önce işleriniz, maddi birikimleriniz olmalı, ondan sonra ailenize yönelik adımları atarsınız. Yaşınız çok genç. Zamanınız var, sabredebilirsiniz. Sizin saflığınıza ya da uyanık olmamanıza gelirsek eğer, sevgiliniz girişken ve çalışkan biri değilse ve siz bunu bile bile hala sırf seviyorum diye bu ilişkiyi sürdürecekseniz ne yazıkki aileniz haklıdır yavrum. Kendinize yazık etmiş olursunuz. Paranın olmadığı, umudun olmadığı yerde yerde huzurdan ve mutluluktan söz edilemez. "Bunların olmadığı yerde benim işim yok" der, sevgi de sizlerden uçar gider. Hayatın işleyişi genel olarak böyle yavrum. Size anlatmak istediklerimi anlayabildiğinizi ve en doğru kararı verebilmeniz dileğiyle.
Sevgiler sevgili okurlarıma...
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR