Ben sevgiye inanmıyorum artık
Merhaba Yeşim Hanım, canım çok yanıyor. Hazmedemiyorum yaşadıklarımı ve sizden beni rahatlatmanızı istedim. Özet geçerek anlatmak istiyorum. Ben daha önce bir evlilik yaptım, boşanmış bir kadınım. Erkek arkadaşım bekârdı. Yaşadığımız yer küçük bir ilçe, birlikte olalım dediğinde kabul etmedim. Aynı iş yerinde çalışıyorduk sonra ikna etti beni, olacağına inandırdı. Ben de duygularımı dinledim ve kabul ettim. 6 yıllık bir ilişkimiz oldu. Birkaç defa ailesine söyledi, onlar kabul etmedi, ben de ayrıldım. Sürekli bensiz yapamadığını söyleyerek geldi, ben de bir gün ailesi ikna olur diye bekledim çünkü çok sevdim. Kalbim onsuz kalmayı kabul etmedi. Bir gün tamamen bitirdik. Ben sabaha kadar hiç uyumadım. Bir karar aldım. Görücü usulü evlenip ikimizi de bu durumdan kurtarmak istedim. Haber vermedim, tesadüf beni nikâh günü almaya gittiğimde gördü. Ağlayarak aradı, “Ben senden hiç vazgeçmedim. Nasıl yaparsın bunu? Bırak gidip evlenelim. Bizimkiler kabul eder, etmezlerse de ikimizin kimseye ihtiyacı yok. Birlikte her şeyi yaparız” dedi. Birkaç gün sonra ikna etti beni, ben de bu kafa karışıklığıyla evlenmek istemedim. İlerde keşke kabul etseydim pişmanlığı yaşamak istemedim. Çünkü çok sevdim, annenin çocuğunu sevdiği gibi düşünürdüm. Gizli bir şekilde nikâh kıydık. Biraz bekleyelim ben yeni nişan attım dedim. Sonra bebek yapalım zaten birlikte olacağız bizimkiler mecbur kabul eder dedi, onu da yaptık. Tartışıp ayrıldık çok basit bir şeyden, ben hamile olduğumu öğrendim söyledim. Aldıralım dedi ve ben stresten 45 kiloya düştüm. Bebeğin de kalbi durmuş aldırmaya gittiğimizde öğrendim. Sessizce bana yaptıklarını kabul ettim ve bu süreçte beni çok sevdiğini söyleyip durdu. Sonra boşanma davası açtık, bitti. İmzaları da atıp kesinleşince 2 gün sonra nişan yaptı. Ben hazmedemiyorum bu durumu. Benim hayatımı bu kadar mahvedip kendine yeni bir hayat kurmasını kabullenemiyorum. Hiç sevilmemiş olmayı, bu kadar her şeyin yalan olmasını kabullenemiyorum. Ben sevgiye inanmıyorum artık. Ben beni çok sevdiğini ancak ailesi yüzünden olmadığımızı düşünürdüm ama o beni hiç sevmemiş. Şimdi yerle birim. Kendime çok öfkeliyim. Bana yardım edin, ben sadece kalbimi dinledim. Çok sevdim, sadece o olsun istedim. Ellerine kadar sevdim. Şimdi kalbim kabul etmiyor bu yaptıklarını. Beni çok seven adam başka birine dönüşmüş sanki. Bu dünyada birlikte olamadık öbür dünyada birlikte olalım deyip ağlayarak vedalaştı. Ama zerre inanmıyorum artık sevse elimi bırakmazdı, her zorluğu aşardık birlikte. Şimdi söyleyin bana ben bu durumla nasıl başa çıkacağım? Bir daha nasıl güveneceğim? Çok teşekkür ederim. Lütfen cevaplayın.
Yeşim Tijen’in cevabı:
Bir şarkı çıkarmış Sezen Aksu, dün tesadüfen dinledim. Sezen’in tüm şarkıları gibi duygu dolu. Dinlerken de bugünkü yazıma ne kadar uyduğunu düşündüm. Aklım gelen sorularla dolu olduğundan o şarkının sözleriyle yazıma başlamak istedim.
Peki, nasıl istersen öyle olsun
Tutamam, tutamam gideni
Belli ki kırmak istemiyorsun kalbimi
Kıyamam, bi’ de kıyamam, iyi mi?
Giden gitmiştir zaten
Kesemem, kesemem yolunu
Hani satın alınan sevgiye alıştırılmış
Bi' çocuğun her oyuncağa çabucak doyumu
Ben de yoluma giderim
Ezdirmem kendimi
Ama gezdirmem de gönlümü
Gider acımı çekerim
Beni özle isterim, beni çok özle
Üzül, üzül bi' süre
En azından ince bi' kabuk bağlasın
Azıcık eşitlik sağlasın
Giden gitmiştir zaten
Kesemem, kesemem yolunu
Hani satın alınan sevgiye alıştırılmış
Bi' çocuğun her oyuncağa çabucak doyumu
Ben de yoluma giderim
Ezdirmem kendimi
Ama gezdirmem de gönlümü
Gider acımı çekerim
Neden bu şarkı sözlerini paylaştım? Çünkü sizin yaşadıklarınız karşısında yapacaklarınız bunlar. Gidenin ardından size bir tek güle güle demek ve acı çekmek, içiniz ağlasa da dışarıya karşı dik durmak kalmış. Evet, yavrum, siz kalbinizi dinlediniz, onu çok sevdiniz. Ellerini bile sevdim diye yazmışsınız, üzüldüm. Seven insan böyle sevmez mi zaten, her şeyiyle. Her şeyi de sevdiği için göze almaz mı? Bu kişi de kendince bir şeyler yapmış ama eline yüzüne bulaştırmış. Sizin bir başkasıyla evlenecek olmanızın kıskançlık dürtüsüyle sizinle birden evlenmiş öteye geçememiş. Her şeyi karma karışık hale getirmiş. Sonunda boşanarak kendine yeni bir yol açmış. Bir insan birini çok seviyorken bir diğeriyle hemen iki gün sonra nişanlanamaz. Normal değil. Demek ki daha öncesinde böyle bir mevzu vardı, o da ailesine karşı koyamadı apar topar sizden boşandı. Benim anlayamadığım siz onu bu kadar sever ve evlenmeyi isterken bunu gerçekleştirdiğinizde neden hemen boşanmayı kabul ettiniz? Gerçi bu karakterde bir adamla nereye varabilirdiniz orası da belli ha iki gün önce ha iki gün sonra muhtemelen yine boşanacaktınız. Bu dünyada beraber olamadık öbür dünyada inşallah diye ağlayarak veda etmesi onun bu evliliği istemesine rağmen karşı koyamadığı şeyler olduğunu yeterince açıklıyor . Kendince sevmiş ama ben buna sevgi diyemem. Zayıf karakterli bir adam, sevdim dediği kadını boşayacak, çocuğunu aldırtacak kadar zayıf. Böyle zayıf karakterli bir adam olunca yapacakları bunlar olur, baştan belli etmiş kendini. Bir ilişki senelerdir sorunlarla beraber sürüyor ve sorunlar çözülemiyorsa o sevgiye umut beslememek lazım gelir. Siz bu süregelen ilişkinizde olacağından fazlasını bekleyerek kendinizi kandırmışsınız. Neden böyle söyledim? Anne-babalar bekâr oğullarının evlenmiş ve ayrılmış kadınla evlenmesine genelde sıcak bakmazlar. Bunu yaşayarak öğrendiniz. Öğrenmeniz gereken bir şey daha var; ona bütün kapılarınızı kapalı tutmanız gerek. Bundan sonrasında da sizi rahat bırakmayacak peşinizde olacaktır. Evlilik gerçekleştikten bir müddet sonra sizi arayacaktır diye öngörüyorum. Onu bir daha hiçbir surette hayatınıza dâhil etmemeniz hayrınıza olacaktır. Çünkü bundan sonrasında sıfatınız metres olur ve siz böyle bir duruma kendinizi düşürmemelisiniz. Çok gençsiniz, yeniden sevebilir ve evlenebilirsiniz. Bunu öngörerek adımlarınızı atmak zorundasınız.
Sevgiye inanmıyorum demişsiniz, şu an yaşadıklarınızla böyle düşünmeniz normal. Ben size katılmıyorum, sevgi hala var. O sevgiyi taşıyacak kadar sevgiye, sevgiliye sahip çıkabilmek, marifet bu kadar güzel sevebilmekte. Bu Salı günü yazdığım yazımda dereyi görmeden soyunmamalı demiştim. İşte sizin biriyle yaşayacağınız ilişkide yapacağınız bu, yüzeysel yaşamak. Cinsellik boyutuna taşımamak. Bu yaşanan ilişkinin gidişatını çok etkileyecektir. Bu aklınızda olsun.
İnsanın ilacı umududur kızım, sakın umutsuzluğa düşmeyin. Yaşadıklarınıza güzel bir aşktı, yaşadım bitti diye bakmak kolay değil ama böyle bakmak zorundasınız. Önünüzde size gülümseyen bir gelecek var, siz gençsiniz. Bunu görün. Bu acınız siz gayret eder, kendinizi yönetmeyi başarırsanız belki bir çırpıda değil ama ağır ağır olsa da geçecek. Buna siz gayret edeceksiniz. Kendinizi birçok şey için zorlayacaksınız. Yaşamaya çalışacaksınız. İçinizden gelmese de güleceksiniz, dışarıya çıkıp oyalanacaksınız; arkadaşlarınızla, sevdiklerinizle olacaksınız. Süslenmeye, kendinize özen göstermeye devam edeceksiniz. Bunları isteyerek değil belki aklınızla yapacaksınız ve bir gün bir bakacaksınız geçmiş gitmiş, artık acı vermiyor. Siz güçlü bir kadınsınız yavrum. Bu gücünüzü hiç kimse için kaybetmeyin. Giden gitmiştir zaten. Sezen’in dediği gibi siz geride dimdik durup o duruşunuzla ona acı vermelisiniz. Üzülsün sizin keyifli görünüşünüze, acı çeksin, eşitlik sağlansın. Bunu bilmek, hissetmek yaralarınıza iyi gelecektir yavrum.
Sevgiler sevgili okurlarıma...
YORUMLAR