Halamın oğlu anneme...

Merhaba Yeşim Hanım,

18 yaşındayım liseyi yeni bitirdim ama üniversite kazanamadım. Bu yaşıma kadar hiç düzgün bir hayatım olmadı. Bazen kendimden bile nefret edecek dereceye geldim. Bu anlatacaklarım sadece bir kısmı. İlkokul dönemleriydi. Halamın oğlu iş arıyor, 24 yaşında falandı. Babam da bir fabrikada ustaydı. Halam aradı 'bizim oğlana yanında iş ayarla, çalışsın, birikim yapsın sonra bir kız bulup evlenir' dedi. Babam anneme sordu 'ablamın oğlu bizde kalacak, biraz çalışsın evlenecek zaten' dedi. Annem bizde kalmasını istemiyordu. Biz dört kız kardeşiz, babam işe gittiğinde o evde olacak, o işe gittiğinde babam işte olacaktı. Annem, 'benim onun yaşlarında oğlum yok, kız çocuklarım var, kalmasın' dedi. Babam da anneme 'o benim ablamın oğlu, işi düştü ben de halledeceğim. Ne dersen de gelip kalacak' dedi. Aradan zaman geçti halamın oğlu anneme aşık oldu. Ne kadar acı bir durum...


Babamla annemin arasını bozmak için elinden geleni yapıyordu. Babam işten gelince anneme hediye alırdı. Babam işe gittiğinde halamın oğlu babamın aldığı hediyeleri yakıp kendisi gidip alırdı. Anlatacağım o kadar çok şey var ki... Annem yanımızda ağlayarak üstünü başını yırtıyordu. Hatırladıkça ağlıyorum. O sırada biricik babam işte tabii.


Babamla izin günleri aynı oluyordu. Bir gün babam da halamın oğlu da evde. Akşam oldu hepimiz uyuyoruz. Ama ben ve ablam geceleri uyuduğumuzu hatırlamayız. Acaba anneme bir şey yapar mı korkusuyla. Annem, babam, ablam, ben, kardeşim aynı odada uyuyorduk. Halamın oğlu uyuduğumuz odaya geldi. Biz de ağlayarak babamı uyandırıyoruz, anneme bir şey yapmasın diye. O sırada annemin yanağını okşuyor, annem yine ağlamaya başlıyor. Biz babamı uyandırmaya devam edince halamın oğlu odadan çıkıyor. Babam da olan bitenden habersiz uyuyor. Bazen babamdan nefret ediyorum. Biz bu acıları yaşarken kendisi hissetmiyordu bile. Bu olayı sadece iki halam biliyor. Bir gün babama halamın oğlu sen yokken bizi dövüyor anneme kötü davranıyor dedik.


Babam az da olsa şüphelendi gibi. Halamın oğlunu kendi evine gönderdi çalışma artık benim yanımda, evine git dedi. Ve bu zaman oldu babam hâla bilmiyor halamın oğlunun anneme aşık olduğunu. Bu zaman oldu biz anneme söyleyelim anne diyoruz. Hep iyi niyetinden insanları bu kadar düşündüğü için olmaz kızım. Baban gidip halanla tartışsa oğullarını öldürürse daha mı iyi? Allah görüyor iyiyi de kötüyü de diye hep susturdu bizi... Halamın oğlu eve gittiğinden birkaç hafta sonra silahla kafasına sıkıp intihar ediyor. O sırada abisi içeri girip silahı elinden alayım derken iş işten geçiyor. Silahtaki parmak izi abisinin çıkıyor. Halamın oğlu mezara, abisi de cezaevine.


Halamın oğlunun öldüğünü duyduk. O kadar sevindik ki anlatamam. Mezarının başına gidip bir Fatiha bile okumadım, okumam da. Benim annemin, ablamın, kardeşimin ne suçu vardı ki böyle yaptı? Hakkımı helal etmiyorum. Ben annemi her gördüğümde o yaşananlar aklıma geliyor. Ve biz hâlâ bu olayların yaşandığı evdeyiz... Ben anneme her baktığımda içimde bir burukluk. Annem bunu hak edecek kadın mıydı? Babamdan o kadar nefret ediyorum ki... Her zaman beddua ediyorum. Su istediği zaman inşallah bu son içişin olur diyorum. Annem o kadar güçlü bir kadın ki bu yaşadıklarına rağmen ayakta. Benimle ablamla kardeşimle arkadaş, sırdaş gibi. Her şeyimi çekinmeden anlatabiliyorum. Ama babama karşı içimde olan nefret duygusu geçecek gibi değil. Yıllardır psikolojik tedavi görüyorum, aynı, değişen hiçbir şey yok. İntihar etmeyi aklıma koydum. Sonra kendi kendime dedim. Annem gibi güçlü olmalıyım, sırf o üzülmesin diye vazgeçtim. Ama gizli şekilde kendime zarar veriyorum. Şu anki durumum berbat. Kimseyle konuşmak istemiyorum. Dışarı çıkmak istemiyorum. Her gün ağlıyorum. Saatlerce uyuyorum. Kimseye güvenmiyorum. Kuruntu yapıyorum kafamda. Nedenini bilmediğim bir rahatsızlığım var. Oturduğum yerde hiçbir şey olmamasına rağmen kendi kendime bağırıp ağlıyorum. O an hiçbir yerimi hissetmiyorum. Ne yapmam lazım? Lütfen çıkar bir yol gösterin unutamıyorum yaşananları... Hayattan hiçbir beklentim kalmadı artık. Ben çocukluğumun en güzel dönemlerini berbat bir şekilde yaşadım.... Bana yardım edin lütfen, yaşananları unutmak istiyorum...


Yeşim Tijen'in cevabı:

Güçlü olmak sizce nedir? SUSMAK MI? Susan insan güçlü olabilir mi? Yoksa söylemediği her neyse, onu söylemeye cesareti yoktur diyebilir miyiz? Küçükken ebeveynler çocuklarına susmayı değil cesaretli olmayı öğretmeli kendileri deyaşamlarında cesaretli davranışlarıyla onlara örnek olmalılar yoksa yaşamın içinde hak etmediğiniz söylemlere şiddete tacize davranışlara maruz kalabilirsiniz. Son yıllarda yıllardır susması öğretilen bir topluma oluşturulan bir sloganla susmaması öğütlenmeye başlandı. Ne deniyor susma sustukça sıra sana gelecek aslında bu bizim toplumsal sorunumuz. Susan toplumda insan da kendini yok edecek demektir. Yaradan konuşma yeteneğini kendini ifade etmek için vermişse bu hak gereken yerlerde gerektiği şeklide kullanılmalı. Çünkü maruz kaldığınız her yanlış sizden sizin tepkinizi beklemektedir eğer o tepkiyi göstermezseniz her sorun artarak devam edecek. Sustuğunuz her şey içinizde ve dışınızda büyümeye devam edecektir. Cesaret küçük bir adımdır aslında büyük gibi gözüken küçük bir adım o adım atıldıktan sonra büyür cesaret oluşur. Ben yazdıklarınızda yaşadıklarından çok korkmuş olsanız da uyumayarak annenizi korumaya çalışarak en sonunda da babanıza birkaç cümleyle halanızın oğlundan rahatsızlığınızı dile getirmeyi başarmış cesaretli kızlar gördüm. Siz yaşınızdan büyük aklı öngörüsü olan cesaretli bir kızmışsınız. Eğer o gün o cesareti gösterip babanıza söylememiş olsaydınız neler olabileceğini düşünmek istemiyorum. Sizde bunları artık düşünmeyi bırakmalısınız. Çünkü size düşeni yaparak belki de bir aile faciasını önlemişsiniz. Bunu göremiyorsunuz. Neden? İnsanın yaşamında bir çıkmaz sokak varsa bu sokak kendisidir. Siz bu çıkmazın içindesiniz. Kendi çıkmazınızın zihninizde oluşturduğunuz düşüncelerin çıkmaz sokağına girmişsiniz. Kendinize yazık ettiğinizi bir an önce fark etmeli ve yaşadıklarınıza benim gördüklerim üzerinden bakmaya bir an önce bakmalısınız yavrum. Çünkü yaşam sizi beklemez geçer gider siz geride üstelik yapamadıklarınızın da içine düşerek kalakalırsınız. Sorunlarınız katlansın bunu mu istiyorsunuz? Kendi başınıza olumsuz düşüncelere takılı kalarak açtığınız sorunlar yetmedi mi? Hayatta her şey var iyilik güzellik olduğu gibi kötülükler de var. İnsan kötülüklere takılırsa güzellikleri göremez kaçırır. Siz şimdi hayatınızda yaşadıklarınızla güzellikleri kaçırmak mı istiyorsunuz? Hala geçmişi kurcalamak size ne gibi bir fayda sağlayacak? Siz bugünde olmak bugünü yaşamak zorundasınız. Bugünün içinde olmadığınız için bu sıkıntıları yaşıyorsunuz. Dünü dünde bırakmayı başaramayan her insan mutsuz ve sorunludur.


Kimseyle konuşmak istemiyorsunuz, hep uyuyorsunuz, dışarı çıkmak istemiyorsunuz. Bu neden yavrum takılı kaldığınız geçmişten dolayısıyla kendinizde yaratmış olduğunuz psikolojik durumun etkilerinden. Düşünceler insanın üzerinde öylesine etkilidir ki ne düşünürseniz o olursunuz yavrum Siz şu anki ruh halinizde olmak istemiyorsanız önce düşüncelerinize savaş açmalısınız. Kimse sizi ve yaşamınızı değiştiremez sizi ve yaşamınızı değiştirecek olan sadece sizsiniz. Benden yardım istemişsiniz ben elimden geleni sizi yönlendirerek yapacağım ama söylediklerimi hayatınıza geçirmezseniz bu durumunuzun değişmeyeceğini bilmelisiniz. Bazen insan kafasını boşaltır hiçbir şey düşünmez zamanı durdurur. Zihnini düşüncelerden arındırır bir nevi her şeyi unutmak ister siz de bazen bunu yapmalısınız hiçbir şey düşünmemelisiniz. Diğer zamanlarda her şey geçmişte kaldı geçti bitti. Hiçbirimize bir şey olmadı üstelik bu durumun bu şekilde gelişmesinde benim çok büyük güzel bir payım var diyerek kendinizi sevmeye başlamalı kendinizi güzel düşüncelere yönlendirmelisiniz. Düşüncelerinizi bu şekilde değiştirmeye başladıkça aklınıza her gelen olumsuz düşünceyi giiiit diye kovup güzel düşünceleri aklınıza getirdikçe bu durumunuzdan her gün uzaklaşacaksınız. Hayatınızla yaşamayarak içinize dönerek koparmış olduğunuz bağları ancak yaşamın içinde var olarak yeniden bağlayabilirsiniz. Evden dışarı çıkarak, annenizden başkalarıyla arkadaşlarınızla birlikte vakit geçirerek sorumluluk alarak hayaller kurup o hayaller için çaba sarf ederek kısacası hayatın içine karışarak kendinizden ümitlenerek koparmış olduğunuz bağlara yeniden düğümler atıp yaşamla bağ kurabilirsiniz. Ben bu değilim bu olamamam değişeceğim kendimi bulacağım kendime ulaşacağım diyerek kendinize telkinlerle düzelmenizin aklınıza düşüncelerinize hakim olmaktan geçtiğini bilmelisiniz. Diğer yandan gerçekten intiharı düşünen biri olsanız anneniz üzülecek vs aklınıza bile gelmez inanın. Yaşadığınız psikolojik sıkıntılarla bu düşüncelerin içine girip çıkıyorsunuz. Aklınıza bu düşünceleri getirmek değil köşesinden bile geçirmemelisiniz bu sizin elinizde, ona da giiiiit diyeceksiniz. Bu ağlama krizlerinizin doktorun vereceği ilaçlarla geçebileceğini bilin. Tek başına doktor ve ilaç tedavisi bazen yeterli olmaz kişinin kendi gayreti gereklidir. Ben size yazımda kendinizi çin nasıl gayret edeceğinizi anlatmaya çalıştım. Farkında olmak ve buna göre hareket etmek gerekir. Yaşadığınız krizlerde hiçbir şey hissetmemeniz tamamen o anki sinirsel halinizle alakalı. Kendi kendinize bilinçle yaklaşmalısınız. Vücudunuzu, tepkilerini tanımalısınız. İlk önce zihninizdeki düşüncelere hakim olmayı öğrenmelisiniz. Bugünde olun, kendinizi yaşadığınız anın tadını çıkarmaya, hissetmeye yöneltin. Dışarıda mısınız, dışardaki insanları görün. Ağaçları kuşları hayvanları görün (bu arada size bir evcil hayvan edinmenizi önereceğim size iyi gelecek). Geçen arabaları, dükkanların vitrinlerini, yağan yağmuru, esen rüzgarı, ısıtan güneşi hissederek yaşamda var olursanız olumsuzluklar geriye gide gide kaybolacak, sonunda yok olacaklardır. Her şey anda kalıp anı hissederek tadını çıkarabilmenizle alakalı. Anda oldukça geçmişten kopacağınızı bilerek anı hissetmeye odaklanmayı öğrenmelisiniz. Bu hemen şıp diye olmayacak ama eğer isterseniz olacak yavrum. Geçmişten koptukça anın ve bugünün tadına varacaksınız. Bugün de var olmayı başaran yarınını da hazırlayacağından üniversite için de çabalamanız gerektiğinin bilinciyle hareket edeceksinizdir. Babanızla ilgili düşüncelerinize gelince babanıza haksızlık yapmamalısınız yavrum. Bilmediği, haberi olmadığı bir durumdan o sorumlu değildir. Bilse ve göz yumsa onu suçlayabilir ve kızabilirdiniz. Daha babanıza ihtiyacınız var ona su verirken güzel dileklerle su verin olur mu? O iyi niyetli Anadolu kültürü almış bir insan. Bazı gerçekleri zamanla kavrayacaksınız henüz on sekiz yaşındasınız ve hayat sizin yaşınızdaki gençlere güzel günler vaad eder. Ulaşmak ise onların azmin de kendine olan inancın da ve umutlarındadır. Siz bence ümit edilecek bir genç kızsınız.


Sevgiler sevgili okurlarım...


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.