Ne yapmam lazım benim?
Merhaba,
25 yaşındayım, 10 senedir madde kullanıyorum. Son 2 senedir de eroin bağımlısıyım. Annem, küçükken gitmiş, tanımıyorum. Babam da başka kadınla evli, bir çocuğu var, çok ilgili bir baba değildir yani. Bir babaannem var, o büyüttü beni. Bir dediğimi iki etmedi ve bana aşırı derecede düşkündür. Bir evlilik yaptım daha önce. Başta sevmiyordum, oradan oraya savrulmaktan yorulmuştum. Düzenli hayatım olsun falan filan işte ama sonradan alışkanlık mı yoksa gerçekten mi sevdim bilmiyorum, boşanmak çok ağır geldi. Evliyken de ufak tefek yine bir şeyler içiyordum ama alkol ya da esrardı. Boşandıktan sonra eroine başladım. Eroine başlayınca tabii ortam değişiyor. İster istemez, çevremdeki herkes eroin bağımlılarından oluşmaya başladı. Sonra biriyle tanıştım işte başta arkadaştık sonra sevgili olduk, beraber yaşamaya başladık, o da eroin bağımlısıydı. Maddi durumu bana göre iyiydi, çok desteğini gördüm, bütün masraflarımı karşılamaya başladı. Sahip çıktı, bir dediğimi ikiletmedi, çok iyi anlaşıyorduk. Beni çok seviyordu, ben de mutluydum yanında. Ailesi istemedi beni; “Ya o ya ben” dediler. Beni seçti. Bir şekilde kabul ettirdi ailesine. Şimdi gelinim diyor annesi, tabii ne kadar içten, onu bilemiyorum. Neyse, madde bağımlısıysan illa ki bir gün polisin gözüne takılıyorsunuz, yakalanıyorsunuz. Bizde de öyle oldu, yakalandık. O cezaevine girdi, eskiden de sabıkası vardı içicilikten. 7 aydır içerde ve bırakabildi eroini. Ben bırakamadım, defalarca Amatem deneyiminden sonra denetimli serbestliğe rağmen bırakamadım. En son hastaneye yattım 15 gün kadar; şu an ilaç kullanıyorum, ilacın bağımlısı oldum. O da “Çıktığımda evleneceğiz” diyor. Ailesi ile birlikte baya işi ciddileştirdiler. “Cezaevinden çıksın, istemeye gelelim” diyor annesi. Ne yapmam gerekiyor benim? Lütfen bir akıl verin çünkü ikimiz de saatli bomba gibiyiz. En son görüşüne gittiğimde “tövbe ettim” dedi her şeye. “Bir daha asla başlamam” dedi ama bilemiyorum, pek güvenemiyorum. Ben de çok istiyorum bırakmayı, normal insanlar gibi yaşamayı, evlenmeyi, çocuğumun olmasını... Ne yapmam lazım benim? Aslında sadece o konuda değil, benim bu hayatta ne yapmam lazım tekrar başlamamak için, bırakmak için? Onunla evlenmeli miyim? “Evlenince içmezsiniz” diyorlar, “değişir hayatınız” diyorlar ama işte 10 gün içmesek bir gün şeytan dürtecek; ya o beni kışkırtacak ya ben onu. Çok büyük minnet duyuyorum bana yaptığı iyiliklerden, bana olan sevgisinden, bu yüzden bırakamıyorum da vicdanim el vermiyor. Lütfen bana bir akıl verin.
Yeşim Tijen'in cevabı:
Yaşadıklarınızdan kaçış yok sevgili okurum, onlar üzerinize gelirken siz kaçmayacak bazen olayların üzerine gideceksiniz, bazen akışa bırakacaksınız ama kesinlikle kaçmayacaksınız. Mücadele verilmeyen bir yaşam yaşanmış sayılmaz. Siz maddeye bulaşarak yaşamınızdan kaçmışsınız. Yaralıydınız, bu yaraları, acılarınızı anlıyorum. Eksik büyüdünüz ama maddeyle olan buluşmanızla hangi yaralarınızı kapayabildiniz? Madde merhem olup hangi yaranızı iyileştirdi? Eksiklikleriniz tamamlandı mı? Daha bir eksildiniz değil mi? Herkesin yarası var, dert edindikleri, eksik hissettikleri şeyler var. Herkes maddeye mi koşuyor? Dik duruyor ya da duruyormuş gibi yapıyor. Bu -muş gibi yapmak bile başarıdır. İşim dolayısıyla perperişan hallerde olup dik duran insanlar biliyorum. Sizin gibi hayatlarını yok etmiyorlar, “ben bu yaşamda yokum” demiyorlar. Tam tersi, “ben varım” diyorlar. Sorunlara doğru dik durup göğüslerini geriyorlar. Siz de öyle yapmak zorundasınız.
Kim bilir ne güzel bir kadınsınız. O güzel kadından bu alışkanlığınızla geriye hiçbir şey bırakmayacaksınız. Beyin hücreleriniz, vücudunuzdaki organlarınız tahrip olmaya başlamıştır bile. Dişleriniz, damaklarınız eriyecek, deformasyonlara engel olamayacaksınız. Bugünler iyi günleriniz, siz de biliyorsunuzdur. Eroin kullananlar için ölüme ilerleyen her an daha da kötü, acı veren bir hal alıyor. Allah’ın “Benim bütün kullarım değerlidir” demesine inat ,ölünüze bile değer vermeyecekler çünkü siz bir madde bağımlısıydınız. Onlar kendilerine değer vermezken ölüsüne kim değer verecek? Siz bunları mı hak ediyorsunuz? Kendinize bu sonu hazırlıyorsunuz? Diğer kadınlardan ne eksiğiniz var? Hayatı dilediğince yaşayan kadınları düşünün. Bir de kendinizi düşünün. Aklınızı başınıza alın. Birçok kez denediniz belki bırakamadınız ama denemekten, tedaviden vazgeçmeyeceksiniz. Bu mücadeleyi ömür boyu kendinizle vereceksiniz. Her bırakma mücadelenizde, maddeyi kullanmadığınız zamanlarda hayata, insanlara, doğaya, yaşamdaki her şeye görerek bakmaya, onları hissetmeye çalışın. Sabahın perdenin ardından sızan ışıklarıyla uyanmak ne kadar güzel... Yatakta gerinmek, biraz daha kestirmek, sonra kalkıp şöyle güzel bir kahvaltı hazırlamak, çayı yudumlamak, deniz kenarında bir dostla yürümek, bir kafede dertleşmek, sevdiğiniz bir yemeği yiyebiliyor olmak, onun lezzetini damağınızda hissetmek kadar güzel zevkler… Siz bunları hissedebiliyor musunuz? Akşam olduğunda eşiniz gelecek diye beklemek, onun sizi güzel görmesi için ona hazırlanmak, sevmek, dokunmak ne güzel… Bazen ona küsüp sonra barıştığınızda yaşamak bir kat daha güzel değil mi? Ona sımsıkı sarılmak, ondan varlığıyla, ilgisiyle, sevgisiyle güç almak, o sevdiğiniz adamdan bir bebek sahibi olmak, o bebeğin karnınızda büyüdüğünü hissetmek, doğum gibi muhteşem bir ana şahit olmak, sevdiğiniz adam ile sizin bir parçanız olan o minicik bebeğinizi göreceğiniz ilk ana şahit olmak, bunlar ne kadar harika şeyler! Hayat bu kadar güzelken bu güzellikleri elinizle itecek, arkanızı dönüp başka bir yola mı yürüyeceksiniz?
Düşünün ve aklınızı kullanın, duygularınızı değil. Evet belki şimdi de bebek sahibi olabilirsiniz ama o bebeğe bu halinizle yaşatacağınız korkunç şeyleri bir düşünün. Belki de elinizde bir şırınga ile baş ucunda ölü bedeninizi bulacaklar. O da annesiz babasız olarak hayat mücadelesi mi versin? Çocuğunuzun büyüdüğüne, emeklediğine, okula başladığına, mezuniyet törenine, ilk aşkına şahit olmak istemez misiniz? Annem diye göğsünü gere gere sizden bahsetmesini istemez misiniz? Anne kelimesi belki her gün duyduğumuz bir kelime ama üzerinde nasıl büyük bir yük var, bir bilseniz...
Sizin anne babanızın size yaşattıklarına inat, çocuğunuza sahip çıkıp ona bir aile olmayı öğretmek istemez misiniz? Kendinizi bunlardan, bu mükemmel duygulardan mahrum mu bırakmak istiyorsunuz? Ne uğruna? Aslında ne kadar da farkındasınız durumunuzun. Bu şekilde devam ederseniz neler olacağını biliyorsunuz. Bu illetten kurtulmalısınız, biliyorsunuz. O zaman savaşmalısınız. İrade göstermelisiniz. Hayatınızı geri kazanmalısınız. Çünkü daha yaşamanız gereken çok güzel anılarınız olacak. İnanın bana. Savaşın, direnin, kurtulun. Yaşamak, nefes almak, gelecekle ilgili hayaller kurmak çok güzel…
Gelelim beraber olduğunuz beye, sizin gibi bir madde bağımlısı ama mücadeleci, kutluyorum. Hayat yarım yamalak gibi gözükse de size bir şans sunmuş. Şans gibi gözükmese de bu bir şans. Ailesi sağlam bir aile; hem oğluna hem size sahip çıkıyor. Sizi gelini olarak kabul ediyorlar. Bu çok önemli bir destek. Siz de bu insanlara değer verip yaptıklarının karşılığını daha iyi, saygılı, sevgili bir kadın olarak aileyi benimseyerek verin. Aile gibi güzel bir şey var mı? Sımsıkı tutunun, sarılın bu aileye ve oğullarına daha önceki evliliğinizde ayrıldığınızdan dolayı eroine başladığınızı unutmayın. Şimdi de bu adamı itip hayatınızı yeniden karıştırmamalısınız. Sabırsızlıkla geleceği günü bekleyin. Onun gibi siz de bırakmak için çabalayın. Size sahip çıkan bu adama sizde ruhen teslim olup sevin, sayın. O bunları hak ediyor.
Değerli hareketlerde bulunan insanlara hakkını değer vererek verin. Nelerden zevk aldığınızı, neleri yaparken mutlu olduğunuzu hatırlamaya çalışın. Siz bu madde bağımlısı kadın değilsiniz. Gerçek sizi çıkarın ortaya, onu bulun saklandığı derinlikten. Tabii ki bu kolay olmayacak, birden olmayacak ama eğer isterseniz bir gün olacak, mutlaka olacak. Önce bilince varacak sonra bu maddeyi terk edeceksiniz. İnsan bilince varmadığı bir şeyi terk edemez.
İnsan biraz da kendi emeği değil midir, sevgili yavrum? Kendinize kendinizle savaşarak emek vereceksiniz. Kendinize amaçlar, hedefler bulacak, hayaller kuracaksınız. Her insana yaşama tutunması için amaç lazım. “Bana olanlar olmuş” diyerek kaderinize teslim mi olacaksınız? Her gece sabaha ulaştığı gibi insanlar da sıkıntı içinde kalmaz. Dayanmak, direnmek sizin sihirli kelimeniz bu iki kelime olacak. Bu kelimelere tutunacaksınız. Ben güçlüyüm, direneceğim, ben yaparım, başarabilirim diyeceksiniz. Neden yapamayacaksınız? Sadece bilince varmanız gerekiyor. O bilinçten sonra daha kuvvetli direneceksiniz. Beslenmenize, diğer insanlarınkinden daha fazla önem verin. Vücuttaki tahribatı yok edemeseniz de bakım çok çok önemli. Bu maddeyi kullanan diğer insanlardan uzak durun. Gerekirse evinizi, işinizi, şehrinizi ve bilhassa telefon numaranızı değiştirin. Hayatınızı yeniden kazandığınızı, kendinize sahip çıktığınızı bilmek istiyorum çünkü beni yaşamınızla üzdünüz. Bu olumlu gelişmeyi bana haber vererek beni mutlu edin. Bunu artık bana borçlusunuz ve o değerli kadın babaanneniz; onu ihmal etmeyin. İyi olduğunuzu görmeli. Güçlü, bakımlı, başı dik, yepyeni bir kadın olarak elini öpmeye gidin. Ona da borçlusunuz. Kendinize gerçek sizi kendinizde yeşertip yaşatmaya borçlusunuz. Bu borçları ödemelisiniz. Size güveniyorum, başaracaksınız. Siz de kendinize güvenin, inanın.
En içten dualarımı kalbimden yolluyorum.
Sevgiler…
YORUMLAR