Hayatımın en büyük yanlışını yaptım...
Merhaba Yeşim Hanım,
Ben 16 yaşındayım ve hayatımın en büyük yanlışını yaptım. Sanırım sevgilime çok güvendim ve onunla birlikte oldum, çok pişmanım. Bizim önümüze bir sürü sorunlar çıktı. 2 yıldır sevgiliyiz, onunla her şeyin üstesinden geldik, hem de her şeyin… Ta ki son hatasına kadar… Benim de her zaman hatalarım oldu, onun da... Onun son hatasından sonra arkadaşı beni anlayan tek kişi oldu. Onunla çok yakınlardı. O çocuk da beni seviyor, ben de onu seviyorum ama sevgilim varken yapamam bunu. Her defasında bana 'ailene söylemelisin yoksa o seni her zaman tehdit edecek' diyor ama ben bunu aileme nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Gerçekten çok çaresizim. Arkadaşı bana 'ailene söyle ben seni ölene kadar bekleyeceğim' dedi. Ne yapacağımı gerçekten bilmiyorum. Ailem duyarsa hayatım, okulum biter. Ne yapmalıyım? Arkadaşı beni hep anladı. Bunca şeye rağmen beni seviyor. Beni gerçekten seviyor mu bilmiyorum ama ben ona inandım, yani beni gerçekten seviyor sanırım. Şu an ki sevgilim de beni çok seviyor, ben de onu çok seviyordum. Ama aramızda sorunlar var ve sevgilim beni çok sıkıyor. Arkadaşı ise beni anlayan tek kişi, gerçekten benim özgürlüğüme çok önem veriyor. Ben ne yapmalıyım? Lütfen bana bir şey söyleyin çok çaresizim. Sizce aileme söylemeli miyim? Yardım edin bana…
Yeşim Tijen'in cevabı:
Sevgili küçük kızım 16 yaş ve bu yazdıklarınız yaşınızdan ne kadar büyük işler! Bu yaşadıklarınız sizin bile kendinizi yeterince tanımadığınız 16 yaşında yaşanmamalıydı. Çünkü sonuçlarını taşıyamazsınız. Yeni nesil biraz farklı yetişiyor, fazla özgür, fazla rahat ve galiba fazla değersiz. En değerli kendileri ama değerleri hayatında yaşatamayan insanlar değerli olamaz. Özgürlük güzel ama özgürlükte sınırlar olmalı. Neden mi sınırlar olmalı? Özgür yaşamın size zarar vermemesi için. Ailelerin fazla toleranslı olmaları, ben yaşamadım onlar hayatlarını yaşasın zihniyeti, çocuklarının yaptıklarını yeterince takip etmemeleri, ben arkandayım güvencesini vermeleri bunlar çocuğa bir şey kazandırmaz sadece vidalarını gevşetir. Vidalar gevşek olunca da o kişi sonunda dağılır. O gevşeklik hem çocuğun başına hem ailesinin başına dert olur. Aileler çocuklarının yaptıklarını, ruh hallerini hep gözlemlemeli. Onlar bilinç kazanana kadar bu tutum devam etmeli. Bu durumlara düşmemek için aileler çocuklarına değerlerimizi yaşamlarında kendileri de yaşatarak öğretmeli. Ona boş ver buna boş ver sonrası bomboş bir nesil…
16 yaşında biriyle beraber olmak büyük cesaret sevgili genç okurum. Bu birliktelik size inanın bana hiçbir şey kazandırmaz, aksine kaybettirir. Siz daha karşı cinsi, kendi bedeninizi, kendi ruhunuzu, onun size ne niyetle yaklaştığını bile bilemezsiniz. Siz Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre henüz çocuksunuz. Reşit bile değilsiniz. Erkekler hakkında ne bilebilirsiniz? Onların maksatları çoğunlukla aynıdır. Genç kızlar bunu hiç göz ardı etmemeli, böyle bir şeyi yaşayacaksa bile bu kendini tanıdığı, hayatı az çok bildiği bilinçli olduğu yaşlarda olmalı. Doğrusu budur. Sizlerin yaşlarında cinsellik uyanır ve karşı cinsle etkileşimler yaşanır. Buraya kadar normal, bundan sonrasında kişiye kendini idare etmek, kendini korumak düşer. Bunu başaramazsa kendini, hayatını ziyan eder. Siz de kendinizi zapt etmeyerek, duygularınızı akışına bırakarak bu beraberliği yaşamışsınız. Belki hala bu cinselliği yaşamaya devam ediyorsunuz. Bunun size kazanımı ne olacak dertten başka? Hayatınıza ne getirecek? 16 yaşındaki genç bir kızla beraber olan biri iyi ve doğru bir insan olamaz. Henüz tam anlamıyla genç bir kız bile değilsiniz. İnanın bu büyük kötülük. Eski, o genç kızlara değer veren erkekler, onlara kıyamayan erkekler neredeler? Şimdiki nesil ne kadar acımasız, bencil. Bundan sonrasında sizinle mi kalacak? Siz ilerleyen yıllarda hala onu isteyecek misiniz? Değişeceksiniz. Beğenileriniz, zevkleriniz farklılığa uğrayacak çünkü her gün bir şeyler öğrenerek bakış açınızı değiştireceksiniz. Bakın en yakın arkadaşının size yaklaşmasıyla aklınız karışmış. Bir insan biriyle sevgiliyse onun en yakın arkadaşıyla yakınlaşamaz. Sevgilinizin en samimi arkadaşının size yaklaşması da kabul edilemez. Bir arkadaş, bir arkadaşa bunu yapmaz, yapmamalı. Bu tutumlar ailelerin çocuklarına değerlerimizi vermemesinden kaynaklanıyor. Bu gencin yaklaşımlarından etkilenmemelisiniz. Ondan uzak durup samimiyetine asla inanmamalısınız. Bu kişi sizin en yakın arkadaşıyla birlikte olmanızdan kendisine de fırsat yaratmaya çalışıyor olabilir. Bunlar paranoya değil, şimdiki zamanın gençlerin yaptıkları şeyler. Her şeyin mubah olduğu bir zamandayız. Evet insanlar isterse her şeyi yaşayabilirler ama bunun ağır bedellerini de yaşamlarında oradan oraya savrularak, hiçbir yere varamayarak, değersiz bir yaşamı yaşamak zorunda kalarak öderler. Oysa insanlar değerlidir. İnsan kendine kattıklarıyla değerlenir, kendinden eksilttikleriyle değil. Bu duruma düşmemek için kendini okumaya, öğrenmeye anlamaya çalışmalı, gelişimine öncelik vermelidir. Aşk hayatınızda olmasın demiyorum, olsun ama sınırlarınızla olsun. Önceliğiniz sizi hayata hazırlayacak, sizi toplumda yer sahibi yapacak öğrenim hayatınız olmalı. Bunları değerlerimizle pekiştirerek kendinizi ortaya çıkarmaya çalışmalısınız. Aaa bu kadın da ne bu hep değer değer diyor diye düşünebilirsiniz, bugün yazdıklarımı anlamaya çalışmazsanız yarınlarda geç kalmış olarak anlamanız size sadece keşke getirir, keşke anlamaya çalışsaydım dersiniz. Bu çok acı, hiçbir yararı olmayan keşkedir. Bu duruma düşmemek için sadece akılınızı kullanmanız gerekiyor.
Sevgili kızım aklınızı artık başınıza almalı, bu yaşadıklarınıza son vermelisiniz. O genç sizi ailenize söylemekle tehdit ediyorsa sizde onu tehdit edin. Polise giderim veya ailem gider seni hapse attırırım diye. Benden ikinizde uzak duracaksınız deyin. İkisine de ne kadar kararlı olduğunuzu hissettirin. Eğer uzaklaşmazsalar o zaman ailenizle paylaşın ama bunu ailenize söylemeden bitirebilmeniz sizin için daha hayırlı olacaktır. Kendinize bu hatanızı düzeltmeyi borçlusunuz sevgili kızım, daha önünüzde yapacak çok işiniz var. Kendinize hakkınızı vermenizi istiyorum. Genç kız demek zarifliktir, hanım efendiliktir, dik durabilmek, kendisini taşıyabilmektir. Bana yazdıklarınızda kendiniz taşıyamadığınızı ve bundan rahatsızlık duymadığınızı üzülerek gördüm, ama bu yazdıklarımı okuduktan ve anladıktan sonra bambaşka bir kız olacağınızı umuyorum. Kendinizi geç olmadan bulmanız dileğiyle, sevgiler…
Kerata
Geçenlerde aklımla karşılaştım,
Yıllar yıllar sonra
Selamlaşıp hoş beş ettik.
Görmeyeli bir de akıllanmış kerata.
Ona dedim ki
Artık hiç gitme benimle kal.
Bana güldü,
Burnumu büyümüş?
Birde akıllanmış kerata.”
- Yeşim Tijen
YORUMLAR