Ailem eşimin kapanmasını istiyor

“Merhaba Yeşim Hanım, ben eşimle yaklaşık 3.5 yıllık sevgiliydim. 7 ay önce her iki tarafın aileleri istememelerine rağmen ben bir şekilde aileme kabul ettirdim (onlar istemedikleri halde.) Eşimin ailesi kabul etmedi ve kızı kendi rızası ile kaçırdım. Babam imam ve ailemizin hepsi tesettürlü. Karım evlenmeden önce açıktı ve ben kapanmam diye bana defalarca söylüyordu. Ben de “sana illa ki kapanacaksın diye bir şey demem ama ailem sana bunu diyecektir bundan emin ol ve sen kapanırsan daha çok hoşuma gider” diye söylüyordum. Sözün kısası babamla aynı evde yaşadığımız için babam eşime baskı yapmaya başladı “kızım kapan” diye. Ben aldırış etmeyip duymamazlıktan gel dedim. Ta ki babamın toplum içinde artık beni incitecek sözler edene kadar. Eşime dediğim söz şu oldu: “Bak kocana herkesin içinde bu kadar söz söylüyor. Sen bunları kabul ediyorsan, sana söylesin diyorsan kapanma. Ha yok, kocana laf söylenmesini istemiyorsan senden ricamdır kapan. Bir daha bana söz söylemesin” dedim. Eşim 1 ya da 2 ay kapandı. Bu duruma ve evin içindeki durumlara sanırım alışamadı. Sürekli beni annemin yanına götür, annemi özledim demeye başladı. Annesi de kızıyla konuştuğunda eşim beni zorla kapatıyolar demiş. Annesi artık kızımı yolla demeye başladı bana. Eşimin kaçacağından korktuğum için annesine götürdüm. İlk hafta herhangi bir sorun yoktu ailesinin yanındayken, sonra bir gün eşim ben artık kapanmayacağım, kapanırsam annem bana sen benim kızım değilsin, bu kapıdan içeri adım atamazsın demiş. Eşim de "kusura bakma, benim açık olmama izin verirseniz gelirim" dedi bana. Aradan yaklaşık 15 ya da 20 gün geçti önce kabul etmedik, sonra açık olmasını kabul ettik. Daha sonrasında evi ayırmamı istedi ailevi nedenlerden dolayı, bunu yapamayacağımı bildiği için bu sefer bu bahaneyi öne sürdü. 1 sene süre istedim. Bu sefer dediler illa ki sen buraya gelip kendin alacaksın yoksa yollamıyoruz. Ben de dedim ki “anne, baba, sizlerden biriniz buraya getirin, en azından aileler birbirini tanısın, kaynaşsın, aile ortamı olsun.” Hayır deyip durdular. Ben oraya gidersem bana daha fazla istek sunacaklar, olmadık şeyler yaptıracaklar biliyorum ve oraya gitmeyi mantıklı bulmuyorum. Sizce ben ne yapmalıyım? Çok teşekkür ederim, yardımlarınızı bekliyorum.”

Yeşim Tijen’in cevabı:

Kapanmak içten gelen bir arzudur sevgili okurum. Zorla, baskıyla kapanamaz insan. Kapatılmaya çalışılırsa da kendi arzusuyla gerçekleşmeyen durumlar kişiyi mutlu etmez. O örtü batar, rahatsız eder. 17 yaşlarımda karşı komşumuzun birbirinden güzel iki kızı vardı. Babaları onların dışarı çıkarken başlarını örtmesini istiyordu. Kızlar da o zaman benden de yaşça küçükler, evden çıkarken babalarını kızdırmamak için başlarını örtüyor, evden uzaklaştılar mı da çekiyorlardı başörtülerini başlarından, hooop çantaya. Kısacası babalarını atlatıyorlardı. O örtü onların tercihi değildi, babalarının zorlamasıydı. Şimdi ikisi de evli, çocuklu, namazında, niyazında ve hala arkadaşım. Başları da açık. Baskı işe yaradı mı? Yaramadı. Özgür iradeleriyle kalabildiklerinde kendi tercihlerini yaptılar. Bunun haricinde iki kadın, biri baskıyla, biri etkilenmeyle iki kez kapandı, iki kez açıldı. Bu kişiler bu durumları yaşları büyükken yaşadılar, zamanla da kararlarına sahip çıktılar. Baş örtmek, tesettürlü olmak insanları birbirinden farklı gibi gösterse de özde insanların ortak noktaları var. O da ahlak. İnsanlar tesettürle, kapanmakla kapalı olmuyor. Önemli olan o tesettürü ahlaken yaşamak. Gözlerde tesettür olmalı sözlerde tesettür olmalı ki insanlar insan olmanın yüceliğine erişebilsinler değil mi? Hem imam olan bir babaya sahip olduğunuz için herkesten daha iyi bilmeniz gerekmiyor mu dinde zorlama olmadığını? Herkes istediğini seçmekte özgür. Eşinizin kendi içinden gelmedikçe kapanması neye yarayacak?


Bütün ailenin tesettürlü olduğu bir aileye açık bir gelin getirirseniz bunun tabii ki ilk zamanlar sıkıntıları olacaktır. Hayatta yapılan tercihlerin her zaman bir bedeli olmuştur. Siz de ailelerinizin karşı çıkmasına rağmen bu birlikteliği gerçekleştirdiniz. Şimdi sıra bedel ödemeye gelmiş. Bedel ne? Ailenizle ters düşmek pahasına sözünüzü tutmak. Çünkü siz bir söz verdiniz. Zor gelse de, ailenizle karşı karşıya gelseniz de onun sizden önce ve sizinle sevgili olduğu zamanlarda kabullendiğiniz gibi açık kalması için onun arkasında olmanız ve ona sahip çıkmanız, gerekirse ailenize karşı savunmasını yapmanız gerekir. Çünkü o yapamaz. Siz onu açık olarak tanımışsınız, size açık açık kapanmak istemediğini söylemiş. Size inanmış, güvenmiş ki ailesi istememesine rağmen sizinle kaçmış, evlenmiş. Şimdi sizin yaptığınız imzayı attıktan sonra 180 derece sözünden dönmek değil de nedir sevgili okurum? Siz sevgiliyken de bu şekilde davransanız, baskı uygulasanız o kız sizinle kaçar mıydı? Hiç sanmıyorum. Demek istediğim; ona önceden söylediklerinizin şimdi tam tersini yapmayın. Güvenini boşa çıkarmayın. Babanızla olan konuşmanızdan sonra kızmanız, uyarmanız gereken kişi eşiniz değil, babanızdır. Hayatınıza bu kadar aile fertlerini sokmayın. Hem unutmayın ki sizin eşiniz o. Babanızın sizin karışmadığınız bir olaya karışması çok normal bir durum değil. Eşiniz kendini ne kadar baskı altında hissetmiş ki hep annesine sığınmış. Eski düzenini özlemiş. Bu şekilde baskılara devam ederseniz korkarım ki bu hikayenin sonu mutsuz bitecektir.


Peki bu durumda eşiniz ne yapabilir? O da kapanmasa bile davranışlarıyla ailenize uyum sağlamaya çalışır. Belli mi olur, zamanla belki birtakım etkilenmelerle belki o da bu tesettürü belki isteyebilir ama ona zaman tanımalısınız. İstemiyorsa da onu zorlamamalısınız. Baskı yapmadan kendi isteğiyle tesettüre karar vermeli ve o gelini aileniz vakit geçirmeden bağırlarına basmalı. Ailesini terk edip size gelmiş birine başka nasıl davranılabilir? Siz öyle sanıyorum ki onunla beraberliğinizi bile bile gerçekleştirirken niyetiniz nasıl olsa o kapanırdı ama insanlar kendi tercihlerine doğmuyorlar, ailerinin tercihlerine doğup onu devam ettiriyorlar ve bu şekil yaşama alışıp benimsiyorlar. Siz de öyle yaşamıyor musunuz? İşte bu nedenle siz bu beraberliğin size vermiş olduğu sorumlulukla hareket ederek ona sahip çıkmalı, babanızın annenizin ya da her kim baskı uyguluyorsa önünde durmalısınız. Siz sahip çıkarsanız kimsenin bir şey demeye hakkı olmaz. Bu hikayenin ayrılıkla sonlanmasına izin vermemelisiniz. Kaçırdınız, kapanmadı ve bitti; sorumluluk duygunuz buraya kadar olmamalı. Eğer böyle davranırsanız hangi bahaneye sığınacaksınız? Kapanmak istemedi. Böyle mi açıklayacaksınız herkese? Sizin kıza sahip çıkamadığınız ailenize boyun eğip kızla olan ilişkiniz harcadığınız gibi bir şey düşünmeyecekler mi? Peki ya vicdanınıza ne cevap vereceksiniz? Nasıl bu kızı kendinize eş yaptıktan sonra ortada bırakacaksınız? Bu davranış dindar insanlara yakışır mı? Siz zor bir aşka yelken açmışsınız dümeni elinizden bırakırsanız kayalıklara çarpacak ya da fırtınada yok olacak beraberliğiniz ama o dümeni sıkı sıkıya tutarsanız hiçbir şey olmaz. Konuşur konuşur, susarlar. Biraz dirayetli olun, hemen fos diye sönmesin içinizdeki alev; sonra keşkeler çıkar karşınıza, “yapabilirdim”lerle boğuşursunuz, “yapmalıydım”lar gezinir ruhunuzda da fayda vermez. Geriye bir geçmiş olsun kalır ama hiç geçmez pişmanlıklar hep pusuda bekler. Onun için zamanında yapmanız gerekenleri yapıp beraberliğinizin sorumluluğunu taşıyın.


Kaçırdığınız kızın annesi sizi çağırıyorsa gidin sevgili okurum, bundan doğal ne olabilir? Sizi tanıyacak, kızıyla ilgili konuşacak ve size emanet edecek gözünden sakındığı kızını. Bunları anlayışla karşılayın. Siz kolay yoldan bir kızı hayatınıza almışsınız. Bir anne olarak istekleri, arzuları, hevesleri olabilir. Bu sizi korkutmasın. Zaten artık kaçırmışsınız, üzerinden onca ay geçmiş, ne kalmış istenecek? Belki ayrı bir ev, bu da en doğal hakkı evladının. Anne olarak arkasında olacak ve size bir takım nasihatlerde bulunacaktır kızını korumak adına ama artık siz de damadı olduğunuza göre, bir damat gibi gidin alın elinize çıkolatanızı çiçeğinizi adetlerimiz yerini bulsun. Damadım desin, güvensin, inansın. Siz onları benimseyin, onlar sizi benimsesin. Bunlar bir anda olmaz, zamanla iyi niyetle, çabayla, sevgiyle, saygıyla olur. İnanıyorum siz, size yakışan davranışları tek tek sergileyeceksiniz. Bir kızı vaatlerle kaçırıp sonra olmadı diye annesinin evinde bırakmayacaksınız. Annesine, ailesine gereken saygıyı göstereceksiniz. Kızın başını ailesine karşı yere eğmeyeceksiniz.


Bütün bunların ardından tekrar söylüyorum, size güveniyorum sevgili okurum. Kız kaçıracak kadar yürekliyseniz bu sorumluluğunuza da sahip çıkacak yürek vardır sizde. Önce ailenizle konuşun, karışmamalarını sağlayın. Korkmayın tepkilerinden, dik durun. Onlar da düşünüp anlamaya başlayacaklardır. Eşiniz olmuş artık, gelinlerine sahip çıkıp sevsinler, başı açık da olsa o artık ailenize emanet. Hadi gidin ne duruyorsunuz? Gidin, alın eşinizi, sahip çıkın, takın kolunuza mutlu mutlu yaşayın. Hayat sevince ve o sevgiye sahip çıkılınca güzel. Bu hikayeden geriye pişmanlık, harcanmış bir genç kızın hayatı ve vicdan azabı bırakmayın olur mu? Sevgiler…


***


Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.


Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...


İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com


@yesimtijen


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Ben böyle bir aile istemem hele böyle bir koca asla
    CEVAPLA
  • Misafir Ben evlenmek istemem böyle bir koca sonra böyle bir aile asla
    CEVAPLA
  • Misafir Benim ailemin basi kapali tek benim degil bana karismiyorlar zaten sevmiyorum
    CEVAPLA
  • Misafir tüylerim diken diken olarak okudum yeşim hanım ancak bu kadar ğüzel yazılabilirdi
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.