Karım beni terk etti...
Merhabalar, bir kavgamızdan sonra eşim eşyalarını toplayıp anne ve babasının yanına gitti. İşten eve geldiğimde eşimin çoktan evden gitmiş olduğunu gördüm. Giderken bana boşanma davası açacağını yazan bir kağıt da bırakmıştı. Nitekim öyle de oldu... Tahminimce eşimin bu kararı almasında annesinin dolduruşlarının da etkisi var. Ben karımı seviyorum ve boşanmak istemiyorum. Hiçbir şekilde beni eşimle görüştürmüyorlar ve eşim de benimle görüşmüyor. Onu ikna etmem gerekiyor çünkü gerçekten eşimden boşanmak istemiyorum. O benim için çok değerli. Yazılarınız ilgimi çekti bana da bir yardım etseniz...
Yeşim Tijen'in cevabı:
Geçenlerde bir yazı okudum, insan üç kere doğarmış. İlki annesinden, 18 yaşında tercihlerinden ve 40'ında da hatalarından seneleri. Herkesçe tam aynı olmasa da beni çekti bu söz sevgili okurlarım. Sizinle de paylaşmak istedim. Aynen öyle, en sonunda hatalarını görebilmeyii başarınca yeniden doğma şansın da oluyor hayatta. Yeter ki gör onları, farkında ol. Aman Allahlarla, ayıla bayıla aslında tam da ne istediğimizi bilmeden, kimden hoşlanıp, kimi sevip, aşık olup kimi de sevilmenin hazzıyla hep mutlu olacağını düşünerek evliliğe adımını atar. Kişiliklerin tam da oturmadığı, yarım yamalak kişiliklerle uzun ve yorucu bir serüvenin içine balıklama dalınır, dalınır da sonra çıkılamaz yüzeye. Birçok evlilikte ne boğulup kurtulabilir ne yüzeye çıkabilir. Bir debelenme, sürekli bir boğulma hali sonunda kıyıya çıkan perişan olur. Böyle bakınca evliliklere veya yaşananlara, insan kendini kendinden korumak zorunda galiba.
Ne yapmalı? İnsan önce kendini tanımalı, kendini keşfetmeli sonra evliliği düşünmeli ama bu yapılamıyor, yapılamayınca da çiftlerde o büyü kaybolup uzaklaştığında birbirlerine de yabancı gelmeye başlıyorlar. Birbirlerini değiştirmeye çalışıyorlar. Beklentiler karşılanmayınca da ilk didişmeler, sonra uzaklaşmalar başlıyor. Aslında öncelerinde hep ikazlar var anlayana, ardından küsmelerle anlatmaya çalışmalar sonunda artık umutlar yitirildiğinde susmalar, en sonu evi terkediştir. Hele hele avukata verildiyse kadın tarafından bu son noktadır. Kadın dayanıklıdır, sabırlıdır, o zamana değin hep umut etmiştir. Artık umudu kalmadığında bu noktaya gelmiştir, dönüşü genellikle yoktur. Varsa çaresizliğindendir. Kadın ne ister? Kadın karşısında duruşu olan adam gibi bir erkek görmek ister. Kadın çocuklarıyla ilgili baba ister. Bakımlı kendine özen gösteren bir koca ister. Kadın konuşabilmek, sorunlarını anlatınca dinlensin, eşi derman olsun ister. Kadın, sözünü tutan bir erkek ister, yanlışlarına bahaneler uydurmayan, birilerinin üstüne atmayan bir erkek ister. Kadın, kocasının kendine erkek arkadaşı gibi davranmamasını, kadın olduğunu hissettirmesini ister. Herkes kadın paraya tav olur zannetse de kadın paradan çok erkekte karakter görmek ister. Çünkü erkeğine saygı duymak ister. Çok mu geldi yazdıklarım? Çok değil. Kadın küçükken tarif edilen o erkeği eşinde de arıyor. Bulamayınca o da hırçınlaşıyor, cadılaşıyor elinde olmadan. Siz bu sıraladıklarımın kendiniz de olduğunu, bunları yaşattığınızı düşünüyorsanız sorun sizde değil, eşinizdedir. İnsanın içi, ruhu en hasas terazidir. Siz içinize sindirebiliyorsanız dert etmeyin. Eğer gerçekten benim de eksikliklerim var diyorsanız bu sonucu da doğal karşılamalısınız.
Bana fazla açıklama yapmadığınız için genelleme yaparak anlatmaya çalışıyorum sevgili okurum Bundan sonra ne mi yapabilirsiniz, önce kendinize sorun, ben bu evliliği gerçekten istiyor muyum hala yoksa alışkanlık mı benim vazgeçemediğim diye. Erkek düzeni bozulsun istemiyor, eşini yeterince sevmese de cesaretli değil bu konuda. Çarkı döndürüyor kendince. Bu nedenle bir süre kendi kendinizle dobra dobra hesaplaşın bence. Bir kadını boşanma davasına kadar gönderdiğinize göre bir yerde yanlışlar, sevgide eksiklikler olmalı. Bu cevapları bulduğunuz da hala istiyorsanız mahkemeye gitmedikçe dava uzayacaktır. Bu zamanı iyi kullanmanız lazım. Eşinizi yeniden kazanmak için ona hatalarınızı anladığınızı, değiştiğinizi anlatmaya çalışmalısınız. Görüştürmüyorlar mı? Mesaj atın, ona anlatın içinizdeki duyguları. Eninde sonunda ikna olacaktır karşı karşıya gelmek için. Ya da ortak dost, arkadaş yardımı alabilirsiniz. Onların ara bulma çalışmalarıyla bir yol alabilirsiniz. Çiçek en etkili silahtır, onu kullanın. İki günde bir eşinize gül yollayın üstünde notlarla. Onun kapısında saatlerce beklemeyi göze alın. Çabanızı görsün. Bu onu etkileyecektir. Bunlar aklıma gelen etkileyici davranışlar, ne istediğini siz biliyorsunuz. Bunu da yaşama geçirerek yepyeni bir insan olacağınıza inandırabilirseniz, sevgisi bitmemişse affedecektir, yeni bir şans verecektir. Tekrar eşinizle bir araya gelme şansını yakaladığınızda ilk önce yepyeni insan olup sonra eski halinize dönerseniz geçmiş olsun. Artık tamamen eşinizi kaybedersiniz çünkü artık mahkeme yolunu öğrenmiştir.
Evet sevgili okurlarım, yazımın başlarında da dediğim gibi insan kendini kendinden korumalı. En büyük hataları kendimize yapıyoruz. Her şey, hep sürecek, hiç bitmeyecek gibi düşünülüyor, oysaki sabır da, sevgi de bitebiliyor, artık bunu unutmayalım, Sevdiklerimizi sevgimizle sarıp sarmalayalım. Bir insanın diğer insana vereceği en güzel şey sevgi, saygı değil midir? Sahip çıkın kalbinizin sahibine. Beraber yaşlanmak istiyorsanız tabii. Sevgiler...
“Ey benim iyimser hallerim!
Çabuk aldanışlarım,
Hep inanışlarım,
Alttan alışlarım,
Hatayı hep kendimde buluşlarım,
Değmeyecekleri kafama takışlarım,
Yoktan yere akıp giden gözyaşlarım,
Herkesi insan yerine koyuşlarım
Hepinize elveda!
Artık ben kimsenin hiç kimsesi olmayacağım.”
Nazım Hikmet
***
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun. Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
Twitter: @yesimtijen
YORUMLAR