Ailem mi, sevdiğim mi? Çıkmazdayım...
“Merhaba Yeşim Hanım. Ben 20 yaşında, üniversite okuyan bir kızım. Sevgilim ilkokul mezunu. Bunu hiç aramızda sorun etmedik, o çok çalışıyor, bizim için şimdiden hazırlık yapıyor, ufak tefek şeyleri alıyor ve evi de var, ama babası kumarbaz ve kızların peşinde koşan bir adam. Ailesinin durumu iyi. Benim bir akrabam babasını tanıyor erkek arkadaşımın ve beni aradı, kulağıma geliyordu ilişkiniz diye. Bizi görmüş, sen o çocuğun kim olduğunu biliyor musun dedi. Babasının kötü huylarını söyledi, ayrıl, ailen istemez dedi. Ben zaten ailemin bir sorun çıkaracağını düşünüyordum, ama direnecektik. İşin içine babası girince ailem asla böyle birine kızını vermez, diğer yandan sevgilim hiç böyle değil. Birbirimizi çok seviyoruz, sevgilime bu durumu anlatmadım henüz. Ailem mi sevdiğim mi? Çıkmazdayım, ne olur yardım edin.”
Yeşim Tijen’in cevabı:
‘’Yoklama alıyorum, sessiz olun!
Kaygı? Burada!
Hüzün? Burada!
Yalnızlık? Burada!
Mutluluk? …
Mutluluk? ‘’
Cemâl Süreya
Hepimizin aradığı, peşinde koştuğu, ne yazık ki bulmakta zorlandığı duygu mutluluk değil mi? Git gide daha zor mutlu olur olmadık mı hepimiz? Kaygı, hüzün, yalnızlık hepsine sahibiz birçoğumuz, çok şükür hiçbir eksiğimiz yok onlardan yana, ama mutluluğa sahip olmak öyle kolay değil. Beklentiler büyüdükçe uzaklaştı mutluluklar da. Yaşanılan sevgiler de mutlu olmaya yetmiyor. O sevgide de gelecek aranıyor, üniversite aranıyor, iki senelikse o bile hoşa gitmiyor. Hayatlarımız sevgiye değil, paraya endeksli çünkü. Suçlayabilir miyiz? Hayır suçlayamayız
Yaşamak ağırlaştı, faturalar sarmışken etrafımızı, samanlık devrini kapattı ülkemiz. Hal böyle olunca, ilkokul mezunu bir gencin, bir ailenin karşısında pek bir şansı kalmıyor sanırım. Hele hele babasının da adı kumarbaza çıkmışken ilişkinizin yol alması zor gözüküyor. Böyle bir durumda ne kadar severseniz sevin, yanınızdaki erkeğin çalışkan olması da yetmez, diploma bir hayat sigortası olarak görülür. Aynı zamanda da etikettir. Bu nedenle erkek arkadaşınızın dışardan sınavlara girerek, sizden önce kendisi için diplomaları toplaması lazım. Daha genç, eğer azmederse başarır sizin de teşvik ve desteğinizle.
Bugün bunları yapmazsa yarın önce çocuklarından utanır, ilkokul mezunu kalmadı neredeyse günümüzde. Babasının yanlışlarından gencin sorumlu tutulması doğru bir şey olmasa da etkilenmemesi imkânsız, babası sonuçta, oğlu diye anılıyor. Elma armut vermez, armut dibine düşer gibi dilimizden düşürmediğimiz sözler de var durumu özetleyen, çocukların ebeveynlerine benzeyecekleri düşünülmüştür hep. Oysa bazen, elma, armut da verebiliyor. İlla babanın yanlışlarını benimsemiyor çocuklar. Onu ayna olarak görmüyor hayatında. Sizin yapacağınız önce ne kadar kararlısınız onu kendinize sormak. Eğer bu gence güveniyor ve hayatınıza onunla devam etmek istiyorsanız bir mücadele vermeniz gerekiyor, bu mücadeleye hazır mısınız? Bunların cevabı hep sizde. Yarı yolda bırakacaksanız daha fazla ümit vermeden bitirmek en doğrusu.
Yapabileceğiniz bir şey daha var, annenizle ufak bir paylaşım yapabilirsiniz. Ne hoş çocuk gibi sözcüklerle düşüncelerini öğrenebilirsiniz. Bu öğrendiğinizle ne kadar büyük ya da küçük mücadele içine gireceksiniz onu tespit edersiniz sevgili okurum.
‘’Bir gün seni unutmak zorunda kalırsam, aşkımın küçüklüğüne değil,
çaresizliğimin büyüklüğüne inan.’’
Atilla ilhan
Böyle demiş şair. Ben insanların bir şeyi ne kadar çok istediğiyle bağlantılarım çareyi. Erkek arkadaşınızla bir gelecek düşünüyorsanız, çare siz ve o gencin çabası olacaktır sevgili okurum. Yeter ki siz bu mücadeleye değip değmeyeceğini kararını verin. Sevgiler…
YORUMLAR