Ben artık dayanamıyorum

Merhaba, ben 26 yaşındayım. Elimden geldiği kadarıyla aileme destek olmaya çalışıyorum, işimde gücümdeyim. Ama iş yerinde bir takım sıkıntılarım, arkadaş çevresi sıkıntılarım ve aşk hayatım hakkında size bahsetmek, yardım almak istediğim bir konu var. İş yerinde bir emlak ofisi gibi bir yerde çalışıyorum. Patron, ben ve bir çalışan daha olmak üzere toplam üç kişiyiz. Sıkıntı da patron ve bu diğer çalışanla arasındaki samimi, gereksiz bağ. Oturup hiçbir şey yapmıyorlar. Ben kış, kar, yağmur demeden işimi yapıp ev gezdiriyorum. Kış ayında kendim gidiyorum, ofisin servisi de yok ve hep uzak yerler. Bir gün yağmurda kaç saat yürüdüm hatırlamıyorum, sırılsıklam oldum ve bir teşekkür bile almadım. Bunca fedakârlığıma rağmen oturan, ev gezdirmeyen, hiçbir iş yapmayan o çalışan benden daha yüksek paralar kazanıyor. Benim sattığım evlerden benden daha fazla komisyon alıyor. Ses çıkardım, en sonunda dayanamadım ve sigorta istedim ama beni geçiştirdi. O sadece oturup o kadar kazanıyorsa, ben o kadar çalışıp neden onun aldığının yarısını bile alamıyorum? Gerçekten bu durum her gün beni daha da daraltıyor. Artık o çalışana karşı bir nefretim oldu, zor dayanıyorum. Patronla 2-3 defa, belki daha fazla konuştum ama sürekli “yaparız, ederiz” dedi, yapmadı. Sizce ne yapmam gerek? Daha iyi bir iş bulur muyum çıkarsam, yoksa susup çalışmalı mıyım? Şimdi arkadaşlarım hakkında da size bir şey danışmak istiyorum. Erkek bir arkadaşım var, 5-8 yıldır arkadaşız neredeyse ve onun için her fedakârlığı yaptım. Ama hiçbir zaman önceliği ben olmadım. Ne dediyse yaptım; “Oyuna gel” dedi, geldim. Ama ben onu oyuna çağırdığımda gelmedi. Benden daha sonra tanıdığı arkadaşları ile oyuna girdi ya da sadece boostladığı kız “Oyuna gel” yazdı diye alt+F4 atıp birlikte oyun oynarken oyundan çıktı, bir şey bile demedi. Onlar sadece oyun için çağırıyorlardı, iyi oynadığı için. Ama ben onun nasıl olduğunu görmek, onu daha iyi hissettirmek için çağırdım. En son ne zaman benim derdimi dinledi, destek ya da tavsiye verdi, bilmiyorum. Hatırlamıyorum bile. İnanır mısınız, birkaç yıl önce konuştuğu iyi kalpli, güzel bir kız vardı. Ben de o kızın arkadaşına âşık olmuştum. Güzel bir ilişkimiz vardı ama arkadaşım kıskandığı ve kendi başına bir şey yapmadığı için, onun yüzünden ne yazık ki gözlerinin yeşiline, beyaz tenine âşık olduğum kız beni engelledi. Buna rağmen gene onun yanında oldum ama bir derdimi dinlemedi. İşte o âşık olduğum kızın arkadaşı dinledi. Arkadaşım o iki arkadaşın arasını da bozdu bir şekilde… Neyse, derdimi anlatacağım kimsem yok. Arkadaşım yok, sevgilim yok. Oyunda ses basıp “Selam” verdiğimde bile sesimle dalga geçip sürekli zorbalıyorlar ve arkadaş dediklerim bu zorbalanmalarıma gülüyor, dalga geçiyor. O kadar yalnızım ki âşık olduğum kızın arkadaşı olan, arkadaşımın eski flörtüne bile anlatıyorum. Onun bile A1 Türkçesiyle verdiği tavsiyeleri dinleyecek kadar düştüm, siz düşünün. O bile beni engelledi. Ne yapacağımı bilmiyorum. Beni üzüyor. Arkadaşım da böyle ama onun da çok arkadaşı yok. İlişkileri hep gelgitli. 4 yıl sonra iş sağlığı ve güvenliği kazandı, yüzde 50 indirimli, ücretli de olabilir bilmiyorum. Üniversite ortamı gördü ve birkaç aylık tanıdığı kişiler yine benden daha değerli oldu. Eminim ki onlar okul bittiğinde arkadaşımın yüzüne bile bakmazlar. Bir kere dinlemez, sadece kendi derdini anlatır. Çünkü tek ben dinleyip ben tavsiye veririm. Hayatta bir başarı olmamasına rağmen benden daha iyi hayat yaşamasından da bıktım. Herkes benim tipimle dalga geçerken onu beğenmelerinden bıktım. Kıskanmıyorum ama o nasıl hiçbir şey yapmadan, bütün gün oyun oynayıp Kick’ten yayın izleyerek geçiriyor, bilmiyorum. Ben artık dayanamıyorum. Arkadaşım bana nedense bu birkaç aydır daha yakın. Instagram’dan takipleşiyoruz. Evet, yine önceliği değilim, derdimi dinlemiyor ama onun iyi ve mutlu olduğunu görmek beni yine mutlu ediyor. Ve onunla takipleşmek, onun beni sadece arkadaşları ona yazmadığında, okul olmadığında aklına gelsem bile canı sıkılmasın diye bir şey diyemiyorum. O kadar yalnız ve duygu durumu karışık biriyim ki… Ne yapsam bilmiyorum. Lütfen tavsiye verin. İçimi döktüm, biraz saçma, gereksiz ve yazım hatamdan dolayı özür dilerim. Ne olur bir tavsiye verin, yardım edin.


Yeşim Tijen’in cevabı:

Merhaba sevgili okurlar, size de merheba sevgili okurum; “Türk’üm, olabildiğince doğruyum, elimden geldiğince çalışkanım” diye kendinizden bahsetmişsiniz. İlkeniz kendinizi korumak, değer vermek, kendinizi potansiyelinize ulaştırmak; ülkünüzse kendinizi dünden daha ileriye taşımak olmalıydı. Sizdeki sıkıntı kendinize değer vermemek, kendi potansiyelinizi bilmemek, ulaşamamak kısmında olmuş. Başkalarından değer beklemeden, onları gözünüzde büyütmeden, önce bir kendinize içinize dışınıza bakmalı “Bende neler var neler yok? Eksiklerim ya da fazlalarım nerde? Neleri onarmalı neleri törpülemeliyim?” diye kendinize özel mesai harcamalısınız. Kimse tamamlanmış olarak yaşamda yol almıyor, yaşadıkça sürekli kendini tamamlamaya çalışıyor. Çalıştıkça, kendisi için çaba sarf ettikçe de değer kazanıyor. Sizin arkadaşınızla olan sıkıntınıza gelirsem… Kendinize değer vermiş olsaydınız arkadaşınızı hayatınızın merkezine bu kadar koymaz, onun sizden uzak durmasına rağmen onunla birlikte vakit geçirmek için kendinizi ezip geçmezdiniz. Davranışlarınızla “Senin yanında ben hiçim” demişseniz arkadaşınızdan değer beklememelisiniz. Arkadaşınız sizinle görüşmeye çalışmıyor, uzak duruyorsa ortak noktalarınız yok demektir. Hayata bakışınız, zevk aldığınız şeyler farklı demektir. Sizce bu durumda zorlama bir görüşmek size ne kazandırır? Kendinizi ezik hissetmenizden, onu sizden daha yüksekte görmekten başka… Bu gençte size karşı sizin istediğiniz gibi bir arkadaşlık duygusu oluşmamış. Bunu kabul edeceksiniz. Onunla arkadaşlık yapmazsanız ne kaybedeceksiniz? Niye ille de o? Bu hareketlerinizle onu büyütüyorsunuz ya kendinizi? Gördüğüm biraz kafanız karışmış, duygularınızla hareket etmişsiniz ama duygularınızla hareket etmeyeceksiniz. Ne alıyorsanız karşınızdakine onu vereceksiniz. İnsan yaş aldıkça arkadaşlığın ne olduğunu, ne olmadığını öğreniyor. Siz de öğreneceksiniz. Arkadaşlık var mı yok mu ya da arkadaşlık nedir? Yaşadıklarınızda zaman içinde göreceksiniz. Arkadaşlık “Paylaşmak, birbirini dinlemek, birbirine güç vermek, birbiriniz için var olmak, farklı fikir ve kültürlerden olunsa da birbirinizi olduğunuz gibi kabul ederek bir bağ kurmaktır diye tanımlanmış”. Eski tanım böyle; şimdiki tanımı aşağıdaki satırlarda yazacağım. Eski tanımdaki arkadaşlığı bulmak nadiren yakalanır oldu. Yakalamışsanız kıymetini bileceksiniz; yakalamamışsanız zamana bırakacaksınız, ilerde yakalama şansınız olabilecektir.


Günümüzde arkadaşlıkta ve tüm ilişkilerde bir alış veriş var. Bunun farkında olun. Menfaatler ön plana geçmiştir. O yüzden de insanın en iyi arkadaşı önce kendisidir. Kendinizde huzur bulmayı öğrenin, zoraki bir arkadaşlığı yaşamak için kendinizden sürekli ödün vermek yerine gerekirse yalnız kalın daha iyi. Bu yalnızlık sürecinizi kendinizi yeniden yapılandırmakla geçirin. Yazdıklarınızdan okuduğum sizde de biraz sıkıntı var ki insanlar sizi engelliyor, uzak duruyorlar. Bu sıkıntının ne olduğunu kendinize dönerek, yaşadıklarınızı sorgulayarak siz çözeceksiniz çünkü kendi gerçek potansiyelinize ulaşmak kendinizi daha ileriye taşımak zorundasınız. Aklımız kendimizi geliştirmek, daha iyiye taşımak için var. Yoksa bir santim ileri gidemeyiz. Kendinize yatırım yapın. Eğitim hayatınız olmadıysa sizi donatacak, elinizi güçlendirecek eğitimler, kurslar alın. Şimdi üniversite okumak bile işe yaramıyorken arkadaşınızı gözünüzde büyütmek ona hırslanmak yerine bu hırsınızı kendinizi daha iyi yerlere getirebilmek, çaba sarf etmek için kullanın. Kendinize, giyiminize, iç dış temizliğinize özenin. Giyim yürütür, para konuşturur derler. Kendinizi taşımayı bilin. İş hayatınıza gelirsem… Belli ki çalışkan bir gençsiniz, bu iş yerinde çalışkanlığınıza rağmen size kıymet verilmiyorsa iş verenizle birkaç kez konuşmanıza rağmen hala oyalanıyorsanız bu durum sizin motivasyonunuzu düşürecektir. Size düşen bu iş yerinden ayrılmaktır. Daha profesyonel çalışan emlak şirketleri var; onlara başvurun. İşinizi sağlama aldıktan sonra çalıştığınız iş yerinden ayrılırsınız. Sevgili oğlum sizin işiniz hiç kolay değil, çalışarak ailenize de destek oluyorsunuz bu takdir edilecek bir husus. Sizinle gurur duyduğumu bilmenizi isterim. Yazımın sonunda o güzel ruhunuzla bütün bu yazdıklarımı düşüneceğinizi ve kendiniz için elinizden geleni yapacağınıza, kendi potansiyelinize ulaşacağınıza, kendinizle barışık bir yaşama kavuşacağınıza inanıyorum. Tabii ki birden olmaz hiçbir şey ama zamanla olacak buna inanıyorum. Hem şunu da unutmayın hayat sizin yaşınızdaki gençlere güzel günler vaat eder. Ulaşmak sizlerin azminde, kendine olan inancında, umutlarındadır güzel yavrum. Sakın kendinizden, hayatın güzel günlerine olan inancınızdan vazgeçmeyin. Sizde bu güç ve azim var yavrum.


Sevgiler sevgili okurlarıma…


Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.

İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres:yesimilehayatbilgisi@gmail.com



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.