Kaygıyı güvenle yatıştırın

Belirsizliklerin, olumsuz gelişmelerin ve kehanetlerin endişe duygumuzu sürekli tahrik ettiği zamanlardan geçiyoruz. Bunca negatif etken karşısında yere sağlam basma, kendimizi ve sevdiklerimizi şu anda ve gelecekte güvenli alanda tutma ihtiyacımız artıyor. Böylesi kaotik bir ortamda nasıl sakin kalabiliriz ve nereye bakarak kendimizi rahatlatabiliriz, biraz bu konuya değinmek istedim...


Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, dünyada doğal afetler, salgın hastalıklar, savaşlar, ekonomik buhranlar gibi sebeplerle insan yaşamının gerçekten tehlikede ya da risk altında olduğu dönemler yaşanmıştır. Eğer bir coğrafyada bu tür olumsuz etkenler yaşandıysa, tekrar bir yaşam düzeninin kurulması uzun zaman alır ve bu süre boyunca henüz çocukluk çağında olan tüm bireyler, olumsuz yaşam şartlarından fazlasıyla nasibini alır. Fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı ortamda büyüme şansı bulamamış tüm çocuklar/ergenler, yetişkin olduklarında artık yaşam şartları düzelmiş olsa bile zihinlerinde ve yüreklerinde o zamanların izlerini taşırlar. Bu izlerin tamamen silinmesi mümkün olmaz; ancak çok bilinçli ve azimli bir çaba ile geleceğe güvenle bakabilme becerilerini (anın gerçekliği herhangi bir tehdit barındırmıyorsa) tekrar kazanabilirler. Yine ancak tekrar güven zeminine kavuşabilen yetişkinler “kaygı” üretme riski olmayan nesiller yetiştirebilirler.


Bu noktada şunu belirtmek gerekir: Yaşamımız (yaşam kalitemiz) için tehdit oluşturabilecek şartların gerçekten varolması karşısında korku duymak ile bu şartların oluşabileceğine dair “kaygılarının” olması aynı şey değildir. Ben bu yazıda, daha çok bu tür kaygıların üretildiği ortamlarda yaygın olarak görülen ruh hali ve bununla nasıl baş edilebileceği konusuna değinmek istedim.


Yaşam şartlarımızın kötüleşebilme ihtimali zihnimizde belirdiğinde, beynimizin verdiği reaksiyon gerçek bir hayati tehdit oluştuğu zaman başlayan süreçle aynıdır. Bu süreç başladığında kontrolden çıkmasına bir şekilde engel olmazsak, bir süre sonra vücudumuz ihtimal verdiğimiz olaylar gerçekleşmiş gibi yaşamaya başlar. Çevremize baktığımızda içinde bulunduğumuz ruh haline uygun bir ortam göremeyiz ancak üzgün, umutsuz, çaresiz, endişeli ve hatta öfkeli hissetmeye devam ederiz. Bu durumda ihtiyacımız olan dengeye ve huzura tekrar kavuşabilmek için öncelikle dikkatimizi etrafımızda güven veren her ayrıntıya yönlendirip orada bir süre kalmalıyız.


Bir örnek verecek olursak; gün içinde sık sık kaygı hissediyor hatta fiziksel semptomlarını da (çarpıntı, hafif baş dönmesi, halsizlik hissi, mide hassasiyeti, omuz-sırt bölgesinde kas tutulmaları, bağ ağrısı gibi) yaşıyorsanız, önce rahat bir yere oturup çevrenizde olup bitene dikkatinizi yöneltin. Bulunduğunuz ortama göre belki her gün görmeye alıştığınız rutinler tekrar ediyor olacak: Sokağınızda beslediğiniz köpeğin havlaması, her gün aynı saatte geçen çöp kamyonunun sesi, korna sesleri, varsa belki kedinizin mamasını yedikten sonra aheste aheste yalanarak temizlenmesi, evinizdeki/işyerinizdeki eşyalarınızın yerleşimi, vs... Bütün bunlar her gün gördüğünüz manzaralar ve duyduğunuz sesler olduğu için tanıdık/bildik bir yerde olduğunuzu size hatırlatacak ve güvende olma duygusunu (buna bağlı hormonları) harekete geçirecektir. Bu süreçte tanıdık/bildik hiçbir ayrıntıyı atlamamaya çalışın; bu ayrıntılarda ne kadar çok zaman geçirirseniz güven duygusunu o kadar etkili kılarsınız.


Çevreyle ilgili ayrıntılar yoluyla sinir sisteminde belirli bir rahatlama sağlandıktan sonra kendinize dönebilirsiniz. Bundan sonrası kendinizle ilgili ayrıntıları gözden geçirmeye dayanıyor: Bugüne kadar endişe veren durumlarla karşılaştığınızda neler yaptınız? Şimdiye kadar kaç kez bu tür durumlarla karşılaştınız ve ne kadar sürdü? Belli bir sakinlikle geçmişi tekrar gözden geçirmek, olayların daha soğukkanlılıkla görülmesini sağlar. Kendi baş etme becerilerinizi daha net görürsünüz ve bu kez özgüven hissiniz beslenmeye başlar. Geçmişte de irili ufaklı birçok olumsuzluk yaşanmıştır ancak bir şekilde üstesinden gelinmiştir ve yaşam tekrar yeni bir rutine kavuşmuştur. Bu döngünün dünya var oldukça tekrar edeceğini bilmek de her insanın çok daha büyük çaplı bir “işletim sistemi”nin bir parçası olduğu gerçeğini teyid eder. Yaşama, olaylara hatta kendine bile birkaç basamak yukarıdan bakmak insanı rahatlatır, güven verir. Kaygının rahatsız edici boyutta olduğu anlarda, bu farkındalık egzersizlerinin faydalı olacağını umuyorum; en azından denemeye değer...


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.