Organik gıda ninnileriyle uyutulmak…

Sağlıklı yaşam için organik beslenmek modern insanın önceliği artık. Bu kaygıyı taşıyan tüketicilerden biri olarak; bütçemizin aslan payını, bazen alacaklarımızdan kısarak, tereddütsüz ve mutlaka organik ürünlere harcıyorum. Ancakkkk, yakın zamanda tanık olduğum bir olay, bu konuyla ilgili tüm doğrularımın ezberini bozdu adeta. Nasıl mı? Anlatayım.


Bozulmayan organik yoğurt satın almak da varmış

Organik diye satın aldığım yoğurdu açıp, bir miktarını kullandıktan sonra, buzdolabının arka rafında unutmuşum. Fark ettiğimde ise, telaşla, etiketin üzerine baktım ki; son kullanma tarihin üzerinden ortalama 20 gün geçmiş. Ancak asıl şaşırtıcı olan bu değildi. Son kullanma tarihinden 20 gün geçen, organik diye satın aldığım yoğurdun sulanmadığını, ekşimediğini, tadının ve kıvamının ilk günkü gibi olduğunu fark ettim.


İşin özeti; o gün bugündür ‘organik’ meselesine pek bir takılı kaldım. Köy pazarından ya da küçük marketlerden organik diye aldığım sütün, yoğurdun, peynirin, pekmezin, yumurtanın ‘organik’ olup olduğu konusunda ciddi tereddütlerim var. Ya da organik diye satın aldığım salatalığın, domateslerin, elmaların boyutları neden aynı? Yüzeyleri neden pırıl pırıl, pürüzsüz? Neden tek bir çürük yok, kurt yok?


Organik elmada neden çürük, kurt yok?

Kurt yoksa tarım ilacı var demek olmuyor mu? Tarım ilacı varsa organik diye raflarda satışına nasıl izin veriliyor? Elbette ‘genelleme’ yapmıyorum. Elbette, ürünün organik olduğuna ilişkin sertifikalara güvenmeliyiz. Peki ya, sertifikası olmadığı halde ‘organik’ diye raflarda satılan ürünler... Onları nasıl eleyeceğiz aralarından?

Vaktinden önce ergenliğe giren çocuklar

Araştırmalar gösteriyor ki; kanser vakalarından artış kaygı verici... 13 yaşındaki bir genç kızın yumurtalık kanseri olması olağan geliyor artık hekimlere. Benim ise aklım duruyor. Erken yaşta regl olan kızlar, erken yaşta ergenliğe giren evlatlarımız. Obezite tanısı konulan minicik çocuklar... Menopoza vaktinden önce giren kadınlar…


Anne olmak için...

Örneğin; anne olmak isteyenler. Rakamlar diyor ki; doğurganlık oranı gittikçe düşüyor. Oysa ki; çocuk sahibi olmak bireyin ve o mucizeyi içinde taşıyan bir kadının en büyük kırılma noktası.


Nedensiz ‘infertilitenin’ çözümü var mı?

Doç. Dr. Berfu Demir, çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin öncelikle ve mutlaka günlük beslenme alışkanlıklarını değiştirmeleri gerektiğinin altını çiziyor. Ve devam ediyor: “Genetiği oynanmış yiyecekler, şeker, trans-yağlar listeden çıkartılmalı. Soya içeren ürünler bitkisel östrojen içerdiğinden, bu ürünlerin tüketiminde dikkatli olunmalıdır. Light ürünler başlığı altında yağı azaltılmış ürünler yerine, işlem görmemiş yiyecekler yenmelidir. Sigara ve stresten uzak durulmalıdır” diyor.


Dengeli beslenmenin formülünde vitaminin işlevi

Doç. Dr. Berfu Demir, bir liste de çıkarmış; “Üremeyi destekleyici yaklaşımda D, A, E vitaminleri, B6-12 vitaminleri, C vitamini, Folik asit, Demir, Selenyum, Çinko, Omega 3 Yağ asitleri ve Koenzim q10 gibi antioksidanlardan zengin beslenme önerilmektedir. Bunun için günlük yeme programına yumurta (1 tane), fındık, ceviz, badem, kabak çekirdeği (çeyrek-yarım su bardağı, kavrulmamış olmalı), koyu yeşil sebzeler (ıspanak, karalahana, marul, tere, roka, maydanoz; özellikle çiğ olarak salata yapılmalı, zeytinyağı eklenerek tüketilmeli), meyveler, renkli sebzeler mutlaka ana ve ara öğünlere eklenmelidir”. Ve ekliyor:“Tablo ne kadar gri de olsa, umudunuzu kaybetmeyin, anne olmak imkansız değil, her derdin bir dermanı var” diyor profosyonel bir deneyimle.


İşin özü; sağlıklı yaşam için işlenmemiş, organik beslenmek.T am da bu noktada, organik ninnileriyle uyutulmamak biz kentli insan için ne kadar mümkün acaba? Organik diye, bile, göre, raflardan kanser mi satın alıyoruz? ‘Organik’ kelimesinin suiistimal eden, bir kısım vicdan yoksunlarına dur demek gerekmiyor mu? Bu konuda daha fazla denetime ihtiyaç yok mu sizce? Bir ses lütfen...


Sevgiyle, sağlıkla kalın her zaman.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir merak ettim. mail attım ancak sanırım görmediniz. organik diye aldığınız yoğurdu marketten mi, köy pazarı gibi bir yerden mi aldınız.
    CEVAPLA
  • Misafir tulay hanım cok katılıyorum.ne yıyoruz ne yıyecegiz gercekten bılmıyoruz artık
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.