Müziğin ‘notalarıyla’ yaşamak

Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne,


Allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar.


Oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında...


Dünyayı çocuklara verelim!


Sıcacık bir ekmek somunu gibi


Hiç değilse bir günlüğüne doysunlar.


Bir günlüğüne…”





Ne güzel söylemiş Nazım Hikmet.





Onlar her zaman gülse, canları hiç acımasa, hiç ağlamasalar… Ancak, yakın coğrafyaya baktığımızda görüyoruz ki; bırakalım gülmeyi, gözyaşları kurumuyor yüreklerinden. Ne acıdır ki; savaşın en ağır bedellini ise yine çocuklar ödüyor.


İnternet yerine enstrumanla, nağmelerle tanışsalar





Peki, yeni nesil tarihimizi, tarihimize tanıklık eden acılardan evrilen türküleri, ezgileri, Türk Müziğini ne kadar bilerek büyüyor. Müzik onlar için ne anlama geliyodur. Kaçı; saatlerce internet ağında gezinmek yerine, sanal dünyada sohbet odalarında zaman öldürmek yerine,Türk müziğine konu eserleri ve hikayelerini biliyor, kaçı bir enstrüman çalabiliyor olabilir.


Müzik çocuk için ne demektir...





Sahi; müzik ne demektir acaba onlar için. Oysa ki; Dünyanın birçok ülkesinde müzik eğitimi küçük yaşlardan itibaren verilirken biz bu sürecin neresindeyiz acaba. Tarih kitapları onlar için ne kadar keyifli deneyimlerle dolu. Müzelere gidiyorlar mı? Örneğin; toprağa, çamura dokunarak görsel sanatlarla tanıştılar mı? Müzik derslerinin saati, içeriği, şekli, dersi enstrümanla birlikte verilmesi sorunsalı bir tarafa, müzik eğitim sistemizde ne anlama geliyordur.


Müzik kütüphaneleri bile var, müzik öğretmenlerinin sosyal hakları karşılanıyor





Oysa dünyanın birçok ülkesinde müzik kültürünün, tüm süreçleri işletliyor, ciddi yatırımlar yapılıyor


bile.



Birkaç örnek verelim:





ALMANYA: Dr. Emel Arslangiray’ın bir araştırmasına göre; Müzik okullarında görev yapan öğretmen sayısı 1995 yılında 35 bin 379. Amatör müzik eğitiminde özel ders veren öğretmenlerin sağlık, sosyal ve yaşlılık sigortalarının yarısı devlet tarafından karşılanır. Müzik tabanlı halka açık kütüphaneleri bile var.





ÇİN: Geleneksel çizgilerinden taviz vermeyen Çinli sanatçılar, müzik eğitimine o kadar çok önem veriyor ki; Dünya ve Batı müzik edebiyatının en önemli ve en zor yapıtlarını Çinli solistler ve orkestralar seslendirebiliyorlar.


MACARİSTAN: Müzik eğitimi konusunda dünyanın öncü ülkelerden biri. Yalnızca çocuk korolarında müzik yapan çocukların sayısı 75 bin. Macaristan’ın nüfusunu göz önüne aldığımızda buradaki müziğe bakış açıları hakkında sanıyorum bu bize bir fikir verir.


Bunlar yalnızca birkaç ülkeye ait örnek. Bunu neden anlatıyorum. Geçtiğimiz günlerde gittiğim bir konser bana ‘müzik hayatımızın ne kadarını dolduruyor’ ‘müziğe emek veren sanatçılar mutlu mu, emeklerinin karşılığını aldıklarını inanıyorları mı” “yeni nesile ulaşıyorlar mı” sorgusunu yaptırdı.


İstanbul'da Pazar konserleri”





Bahse konu konser; İstanbul'da konser geleneğini tekrar yaşatmaya başlayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Daire Başkanlığı tarafından düzenlendi. Amaç; halkı, halkı sevilen sanatçılarıyla buluştumak. Bu kapsamda, yeniden düzenlenen Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda 'İstanbul'da Pazar Konserleri' temalı konserler yeniden başlatıldı. Etkinliğin bu yılki sezonun ilk sanatçısı TRT İstanbul Radyosu Ses sanatçısı Adile Kurt Karatepe oldu.


Sanatçı, konserde, "Aşk yoluna cânıfedâ kılanlar", "Yeni cami avlusunda ezan sesi var", "Bülbül güle mi geldin", "Sarıkamış Altın Bulak"…. gibi halk müziğinin tanınmış eserlerini seslendirdi. Konserin son bölümünde sahneye çıkan Belkıs Akkale'nin, "Adile hanımın sesindeki büyü, sanatındaki ustalık takdirin üzerindedir" ifadesi konserde duygu dolu anlar yaşattı.


İBB Kültür Daire Başkanı Abdurrahman Şen’e teşekkür ediyorum. Bir geleneği de yeniden canlandırdı. Artık İstanbullunun halka açık Pazar konserleri var. Şimdi dileğim; o konserlere yalnızca yetişkinlerin değil, genci, yaşlısı, çoluğu ile birlikte gitmesi.


"Sarıkamış Altın Bulak" ezgisinin hikayesini kaçı biliyor





Bir ülkenin kendi tarihin anlatan eserler, sanat müziği. Türküler; yalnızca bir müzik tınısından ibaret değil. Bizi bize anlatan, Anadolu’yu anlatan, birer sözlü edebiyat kaynağıdır. Örneğin Türküler; tarihin ta kendisidir. O nedenle, yeni nesil, “Sarıkamış Altın Bulak” ezgisinin neden, nerede ve kim tarafından yazıldığını öğrenmelidir. Örneğin Altınbulak köyünde donarak şehit olan askerlerin hikayesini araştırmaldırlar. Yeni nesil, okullarda ders kitaplarında öğrendikleri Sarıkamış hikayesini bir de üzerine yazılmış ezgilerin notlarını da yüreklerine kazımalı, bununla da kalmayıp, o notaların yazılmasına konu hikayeleri de araştırmalıdır. İşte o zaman; kardeşlik, barış, vatan, bayrak, özgürlük gibi ulusal bilincimizi oluşan değerlerimizi, müziğin tüm farklılıkları kucaklayan evrensel diliyle içselleştirme fırsatı yakalayabilecektir.


Duygusal - davranışsal gelişimlerini destekliyormuş





O nedenle; biz kentli insanların günlük hayatın koşturmasında bir nefes almak için, ruhlarımızın pasını atabilmek için, müziği hayatımızın akışına dahil edelim her zaman. Araştırmalar da müziğin bilişsel yeteneklerini geliştirdiğini doğruluyor. Vermont Tıp Fakültesi’ndeki araştırmacılar, yaşları 6 ile 18 arasında değişen 232 sağlıklı çocuğun beyin taramalarını analiz etti. Buna göre, bir müzik enstrümanı çalmanın yalnızca ince motor becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmakla kalmıyor, duygusal ve davranışsal olarak olgunlaşmalarına da destek olduğu tespit edilmiş.


O nedenle; “Haydi. Dünyayı çocuklara verelim!. Sıcacık bir ekmek somonu gibi. Hiç değilse bir günlüğüne doysunlar…”. Haydi, müzikle bizi bize anlatan halk müziğiyle kulaklarımızın pasını atıp, ruhlarımızı doyuralım.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Müzik öğretmenlerinin müzik okullarını sayısı arttirılmalı .Bu rada merak ettim müzik konulu müze var mı varsa yazabilir misiniz.Tesekkur ederim
    CEVAPLA
  • Misafir size çok katılıyorum. çocukların mutlaka müzikle, bi enstrümanla tanışması gerekiyor. hatta bir müzik aleti kullanması gerekier.
    CEVAPLA
  • Misafir Bu muhtevaca yazılar öyle az ki ülkemizde. Kaleminize gönlünüze sağlık Tülay Özer. Çok önemli bir hususa dikkat çekmişsiniz. Kendi öz musikimize aşina nesiller ancak bu toprağın sesini duyup anlayabilir lakin.
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.