Referans noktalarını yakmak
Sevgi üzerine çok düşünüyor, çokça hissetmeye açıyorum kendimi bir süredir. "Sevgi nedir?" sorusunu sorup karşılıklılık ilkesini kenara koyup "Seviyorsan, beklentilerini karşılamalısın, seviyorsa yapmalı" tanımlarını kaldırıp atıyorum. Sevgiyi alabilmek üzerine çokça çalıştım ne zamandır. Şimdi bana verileni kabul edebiliyorum.
Yine de bir şey... Adını koyamadığım bir şey eksik...
Bu sabaha karşı uyandım aniden bastıran fırtınanın sesine. Bir rüya görmüştüm gerçi. Ona mı uyandım, rüzgarla savrulan yağmurun sesine mi, bilmiyorum. "Neden gördüm ki bu rüyayı?" diye huzursuzlanıyordum ki anladım neyin eksikliğini çektiğimi...
Sevgiyi ve aşkı ölçtüğümü sandığım bir referans noktam vardı. Sevildiğimi düşündüğüm bir deneyim. Güçlü bir referans noktasıydı. Böylece ne zaman sevilmek istesem o an aklımdaydı. Ne zaman sevgi açlığı çeksem o anı özlüyordum. Ne zaman Asım canımı acıtsa o ana gidiyor, şimdiyi o anla kıyaslıyordum. Sevgi öyle bir histi sanki... Sevilmek öyleydi.
Bu yüzdendi insanın arayışı. Çocukken yediği bir yemek, annesinin sesi, babasının gurur dolu bakışı, öğretmeninin sırtını sıvazlayışı, eski bir sevgilinin öpüşü... Belki de hepimizin sevgi için referans/karşılaştırma noktaları vardı. O olmadan eksikti ilişkiler. O anı yaşatana tutuluyorduk belki ya da o anı yaşamak için çekiştiriyorduk ilişkiyi... Karşımızdakinin verdiğini alamıyor, onu kabul edemiyor, ona kendini ortaya koyma alanı açamıyorduk.
Şanslıysak "o an" gerçekten sevgi ile biraz ilişkiliydi, yaralıysak belki de dengesizdi, sevgiye yakın bir deneyim hiç yaşamadıysak belki de acıyı sevgi sanıyor ve can acıtıyorduk. Her şey mümkün...
Bugün bir kağıda yazdım sevgi, aşk, kabul diye düşündüğüm o referans noktalarını. Sonra yaktım. Çünkü bırakmak istiyorum artık o anı yeniden yaratacak arayışı. Karşımdakinin yepyeni ifadelerine kendimi açmak istiyorum. Kalp açıklığımı sunmak, can kulağımı vermek, yaralardan, geçmişten beslenmeyen, şimdide bağlantı kurmak istiyordum. Ondan akacak sevginin sadece belli bir referans noktasına uyan vechesini almaya çalışmak istemiyorum.
Ben bugün sevgiye kendimi tamamen açıyorum. Hiçbir tanım olmadan. Evrendeki yerimi, zaten sevildiğimi ve olduğum gibi değerli olduğumu bilerek...
Hiç bilmediğim şekillerde sevmeye koyuluyorum bugün. Geçmişi tamamen bırakıyor ve "şimdi"ye geliyorum. Bu anı hiçbir şeyle kıyaslamayarak, ona, getirdiği yepyeni deneyime kendimi açıyorum...
YORUMLAR