Dost mutfağın kuralları…

Bu hafta ben yine mutfaktan hiç çıkamadım. Bu pek değişik bir durum değil belki ama bazen çekimler ve misafirler üst üste gelince gerçekten de mutfakta zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyorum. Mutfağınız dostunuz oluyor.

Bu gibi durumlarda mutfak kuralları, bildiğim yemeğe dair püf noktaları daha da bir önem kazanıyor.

Belki sizlerin de işine yarar diye kadim mutfak bilgilerini paylaşmak istiyorum.

Yararlanmanız ya da yararlanacağını düşündüğünüz birilerine okutmanız dileğiyle işte benim mutfağımın yıllardır geçerli kuralları:

Sebze ve meyveler mevsiminde tüketilir.

Alışveriş görerek yapılır. Herkesin güvendiği bir balıkçısı ve kasabı olmalıdır.

Zamanı geldiğinde salça, erişte, turşu ve reçel yapımı ihmal edilmez.

Mutfak her zaman üretken olmalıdır, doğrudur; kalbe giden yol mideden geçer.

Buzlukta her zaman cam kaplarda et, tavuk ve hatta balık suyu hazır bulunmalıdır ve dondurulmuş her gıdanın üzerine tarih konmalıdır. Ayrıca çözme işlemi buzdolabının normal rafında yapılmalı ve çözülen gıda hemen kullanılmalıdır.

Bayat ekmek atılmaz (eskiden papara yapılırdı, şimdi ben onları fırında kurutuyorum ve robotta çektikten sonra köfte harcı olarak ya da galeta unu gibi kullanıyorum).

Kahve telvesi ile yıkanan tabak ve çatallarda balık kokusu kalmaz, ayrıca balık tavası ayrı olmalıdır.

Pişerken tencereye konan ekmek içi lahananın kokusu alır.

Sirkeye batırılmış eller ile soyulan soğanın kokusu elde kalmaz.

Haşlanırken suyuna konan bir miktar süt karnabaharın rengini beyazlatır, kokusunu alır.

Cam konserveler tercih edilmelidir. Teneke konserveler alınmışsa, açılınca hemen kullanılmalı ya da cama aktarılmalıdır.

Sıkılmış limonlar atılmadan önce ellere sürülerek masaj yapılırsa en iyi kremden daha çok etkisi olur.

Mutfak araç ve gereçlerini çok dikkatli kullanmalıyız. Kullanma talimatını mutlaka okumalıyız ve yardımcılarımıza bizzat nasıl kullanılacağını göstermeliyiz.

Teflon tava ve tencerelerinde asla metal kaşık ya da spatula değdirmemeliyiz. Aşınmış olanları kullanılmamak üzere atmalıyız.

Kalabalık davetlerden sonra çatal bıçak kaşık sayımı çok önemlidir. Dikkatsizlik sonucu çöpe gidebilirler. Bardaklardan ve tabaklardan kırılanlar da olabilir. Vakit geçirmeden kırılanların yerine yenileri alınmalı ve takım bozulmamalıdır.

Yemek örtüleri özen ister. Kolalı olarak ve yer müsaitse askıda tutulmalıdır. Lekelenen bir örtü vakit kaybetmeden temizlenilmelidir. Kırmızı şarap lekesine beyaz şarap, beyaz şarap lekesine kırmızı şarap iyi gelir. Soda da bazı lekelerin çıkarılmasında işe yarar.

Sofrada tabaklar sıyrılmaz, bu iş mutfakta, tabaklar yıkanmadan önce yapılır.

Mutfak düzeni kadının kişiliğini yansıtır. Mutfak her zaman temiz olmalıdır.

Dışarıda giydiğimiz giysilerle mutfakta çalışılmaz. İdeali önlükle ve mutlaka toplu saçla çalışmaktır. İlk iş elleri yıkamaktır.

Limonluk, mutfak makası, rende ve mikser uçları kullanıldıktan sonra hemen yıkanıp kurulanmalıdır.

Fırın yemeklerinden sonra fırın temizlenmeden bırakılmaz.

Artan yemekler tencereyle buzdolabına konmaz, tercihen cam kaplarda ağzı kapalı olarak saklanır. Buzdolabı iki ya da üç günde bir düzenlenir, sık sık deterjan kullanılmadan temizliği yapılır. Bir yemek kaşığı sirkeyle karıştırılmış suyla temizlik buzdolabı kokusunu alır.

Mutfakta kullanılan bezler farklı renklerde olmalı, bulaşık bezi, elbezi, kurulama bezi gibi bezler daima temiz ve kuru olmalıdır.

Çöp kutularının hijyeni çok önemlidir. Çöp torbası ile kaplanmalı ve kapağı kapalı tutulmalıdır. Kapak elle açılıyorsa tutacak pırıl pırıl olmalıdır.

Yemeklerin tadına bakmak için kullanılan kaşık, kepçe veya tahta kaşık bir kere kullanıldıktan sonra yıkanır. Tencerenin içine doğru üflenmez, hatta konuşulmaz.

Tencere kapağı ters çevrilerek tezgaha bırakılır.

Sarımsak dövülen tavada başka bir işlem yapılmaz. Yine sarımsak ve soğan doğranmış tahta deterjanla iyice temizliği yapılmadan kullanılmaz. Soğan kesilmiş bıçakla meyve kesilmez.