Olumlamaya davet...


Küçükken uyku öncesi yatağımda hiç değişmeyen bir duam vardı. Tabii ki önce sağlık isterdim bütün sevdiklerim için sonra da her gün hiç bıkmadan usanmadan şöyle derdim: ‘’Lütfen ama lütfen dünyanın en iyi evladı, torunu, kardeşi, eşi, annesi, yeğeni, kuzeni, işkadını ve böyle uzayan bir listeyle unuttuğum unutmadığım her türlü kimliğin en iyisi olayım.’’ Ne iddialı bir dilek.


Ama bir taraftan da verici bir tarafı var, bu nedenle hem iddialı hem de iyi niyetli. Çocuk aklı işte...


Büyüdükçe akıllandım sanırım, ‘’en iyi’’nin ne kadar göreceli bir şey olduğunu anladım. Önceliğin sağlık olması hariç dualarım değişti. Şimdi sevdiklerim için en iyi, en hayırlı neyse o olsun diliyorum. Sanırım kendimle uğraşma yaşımı geçtim. Kendimi kabullenme yaşına geldim. Bundan da memnunum.


Yaşınız ilerledikçe büyük resmi daha iyi görüyorsunuz. Mutlu bir birey olmak için öncelikle huzurlu bir ülkede yaşamanız gerektiğini her geçen gün daha iyi anlıyorsunuz. Önce vatan diyorsunuz yani. Ülkenize çok yakıştırdığınız demokrasi, özgürlük, hukuk darbeler alınca ne çok kaygılanıyorsunuz.


Sonra sahip olunan değerlerin en önemli hazine olduğunu çok iyi öğreniyorsunuz. Çocuklarınıza kanınızın son damlasına kadar bu değerleri aşılamaya çalışıyorsunuz. Hep asil, hep duyarlı, hep kibar olsunlar istiyorsunuz.


İnsanları mutlu edebilmenin kıymetini anlıyorsunuz. Elinizden ne gelirse yapmak için güçlü ve yaratıcı olmayı arzu ediyorsunuz. Bunlara sahip olan herkesi de iyiliğe çağırıyorsunuz, bunu gönülden diliyorsunuz.


Mutlu toplumların üreten toplumlar olduğunu da idrak ediyorsunuz. Üretirken yanı başımızdakinin ayağına basılmasın diyorsunuz. Yaşadığınız dünyanın hem doğal olmasını hem de vahşi olmamasını düşlüyorsunuz. Belki de imkânsızı istiyorsunuz.


Eğitime sıkı sıkıya bağlanıyorsunuz. Küçükler klasik müzikle ileri gitsin, sporla çevikleşsin, bilimle çevrelensin, maneviyatla zenginleşsin diye didinip duruyorsunuz. En büyük başarının konserler, madalyalar ve ödüller olmadığını da çok kısa bir zaman sonra anlıyorsunuz. Bir ebeveynin en büyük ödülünün kıymet bilen çocuklar yetiştirmek olduğunu anlamanız çok zaman alırsa oyunu çoktan kaybetmiş oluyorsunuz.


Seyahatler, lüks, pırıltılı bir hayat bunlar güzel şeyler. Şüphesiz hepsini diliyorsunuz ama ailenizle keyifle paylaştığınız bir anın, isteyerek buluştuğunuz bir sofranın ötesinde hiçbir mutluluk olmadığını da gönülden anlıyorsunuz.


Yeni sene gelirken sizlerin de farklı dilekleri olmadığına eminim. Toplu bilince, güce ve olumlamaya yürekten inanıyorum. Hepimiz iyi niyetli dileklerle şahane bir 2013 yaratalım istiyorum.


Herkesin sorumluluğunu layıkıyla yaptığı, enerjilerin boş yere harcanmadığı, yaratıcılığın taçlandırıldığı, içinde iyilik olan hiç bir işin‘’boşverilmediği’’, insanların birbirini sevmekten önce saydığı, gazete ve televizyonlarda bizleri dehşete düşüren haberlerin olmadığı, bol kahkahalı, elimizin lezzetinin eksilmediği ve tüm estetik duygularımızı canlandıracak güzelliklerin yaşanacağı bir yıl arzuluyorum.



Ve galiba en çok da herkese akıl diliyorum. Ne de olsa ‘’Akıl olmayınca başta, ne kuruda biter, ne yaşta’’!


Rulo muhallebi tarifi için lütfen tıklayınız...



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.