Oğlum balık tuttu…
Anadolu Kavağı’nda hemen iskelenin yanındaki Yosun’da ailecek yemek yerken oğlum yerinde duramıyor. Gün batımının en güzel dakikaları ve biz masada ailecek keyif yapmak istiyoruz. Ama en sonunda Mekin’in ricalarına dayanamıyoruz ve gözümüzün önünde olmak şartıyla balık tutmasına izin veriyoruz.
Daha küçükken de balık tutmaya meraklıydı. Büyükada’da az çabamız yok bu yolda. Sonuç hep hüsran, hep hüsran. Hatta eve elimiz boş dönmeyelim diye kovamıza çaktırmadan balıkçıdan balık almışlığımız bile var. Artık iyi balıkçı bir oğlum olduğuna göre itiraf edebilirim.
İlk balığımız Yunan Adalarında bir tekne seyahati sırasında geldi oltaya. Ama o kadar minikti ki onu göz yaşları arasında geldiği yere geri yolladık.
Sonra koca bir kış geçti, Mekin’in okul ve yüzme antremanlarından balık tutmaya vakti kalmadı tabii. Artık tatil vakti ve çocukların teknoloji hariç ilgi duydukları her aktivite başımız tacı.
Balık tutmanın riskli bir yanı var ama… Ya gelmezse…
O akşam gözümüz Mekin’in üzerinde, bir taraftan yemek yiyoruz, bir taraftan da ailenin balık maceralarını konuşuyoruz. Babam ağabeyimin de balık tutmaya çok meraklı olduğunu hatırlattı.
Ağabeyim oltada pek de şanslı değildi. Misina boş çıktıkça ne çok üzüldüğünü anımsadık. Oğlan dayıya çekermiş derken, birden sevinç çığlığı! Mekin’in oltasında bol bol istavrit! Önce şans dedik ama Mekin o akşam 1 kilo istavrit yakaladı.
Babam ve eşimde bir keyif ki sormayın. Onlara babalar günü öncesi en güzel hediye oldu. Hemen ağabeyime haber uçtu. Kadehler Mekin için ve aslında bu nimetleri sunan deniz için kalktı.
Bir de beni düşünün, oğlumun tuttuğu balıkları kızartırken ki halimi. Bu benim en güzel mutfak anılarımın arasına girdi bile.
O istavritler o kadar değerliydi ki, ben yapana kadar annem, babam iki kere aradılar. Nasıl unlayıp tuzlamalıyım, nasıl yağda kızartmalıyım, altın sarısı olunca nasıl süzgece almalıyım. İstavrit istavrit olalı böyle ilgi görmedi!
Neyse ki çok güzel kızardılar bizim istavritler. Mekin bu benim emeğim dedi, eşim kızartanı unutmayalım diyerek her zamanki gibi beni kolladı.
Tüm bunları anlattıktan sonra size kızartma balık tarifi vereceğimi sanmayın. Öyle bir gün geçirdim ki veremem.
Perşembe sabahı Kanal D’de Doktorum programına katıldım. Konukların arasında Taş Devri Diyeti kitabının yazarı Prof. Dr. Ahmet Aydın da vardı. Konumuz ekmekti ama biz sohbetimiz sırasında sağlıklı beslenmenin başka başka konularına da değindik.
Dikkat etmemiz gereken ne çok şey var ve biz bu işin içinden millet olarak nasıl çıkacağız bilmiyorum ama bu hafta benden sağlıklı bir salata tarifi geliyor.
>> Pancar salatası tarifi için lütfen tıklayın...
YORUMLAR