Martılar

Zor günlerdeyiz.

O gecenin etkisi hemen geçecek gibi değil.

Kendimize gelmemiz vakit alacak.

Belli ki bir süre daha böyle gideceğiz.


Etrafımızdaki ve zihnimizdeki pek çok şey alt üst oldu. Uzun zamandır dağılmış olanları bir arada tutmak için elimizdeki her parça kıymetli. Bir yanda yeniden başlayabilme ihtimali en kötümserimizin bile ceket cebinde soğurken, diğer yanda içimiz alev alev yanıyor.


Sabaha kadar süren o kabusta yaşadığımız şok büyüktü. Tek tek isimlerini bilmesek de bugün hayatta kalmış olmamızı sağlayan yüzlerce kişiden ayrıldık... Devamında olan bitenleri ekranlarda dinledikçe travmamız perçinleniyor. Derdimizi anlamayanlar da cabası.


Demek herkes için her hayat aynı olmuyor. Öğreniyoruz.


Kurşunlar, silahlar, tanklar.


Karşılarında üzerinde atlet, ayağında terlikle koşan, en ufak korku belirtisi göstermeyen insanlar. Bir an tereddüt etmeden, kurtardıklarının ortanın hangi yanında kaldığını önemsemeksizin en öne atılanlar.


Zihnimizdeki cesaret sözcüğünün anlamını bir gecede değiştirenler onlar.


O geceden önceki biz değiliz artık. Bir şeyler değişti.


Bir kırılmanın içinden, yer yer renkleri gözümüzü alan bir gökkuşağının altından geçiyoruz.


Uzun zamandır kapalı duran bir kapı aralanıyor.

Sönmeye yüz tutmuş, artık ısıtmaz dediğimiz ateş, dibinde kalmış küçük bir kor parçasına değen yelden tekrar alevleniyor.


Farkında olsak da olmasak da o gece hepimiz değiştik.

Gerçekler sabaha karşı kapanmaya yüz tutmuş göz kapaklarımızdan içeri sızıp gözbebeğimize yerleşti.


Biz artık başka görecek, başka duyacak, başka yaşayacağız.

Bu şehirde sadece martılar hep aynı ağlayacak...



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Harika bir yazı ellerine sağlık. ? ? Öpüyorum.
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.