Açıl Susam Açıl...

Bir pazar yürüyüşü...

Sabahını ayrı seversin bazı pazar günlerinin, akşamını ayrı...


Hiçbir şey yoktur sevinecek. Hiçbir özel şey olmaz mutlu olacak ya da üzülecek. İşte o günü sırf bu yüzden bir başka seversin bazen.


Günün yarısını dingin geçirir, kurcalamazsın illa her şeyin içini göreceğim diye. Sonra birazdan akşamın çökeceği gelir aklına. Hadi günü uzatayım biraz dersin. Ağırdan alırsın giyinmeyi. Acele etmeden düşersin yola.


Kulağında müziğin, elinde dünden kalan düşüncelerle yürürsün.

Elbet bulacaksın onları atacak bir geri dönüşüm kutusu. Kalbinin kırıkları geceden kalan efkarın yanında yerini alsın diye.


Cadde aynıdır, köşedeki kafede oturanlar aynı yüzler. Kimileri bu kez daha dikkatli bakar sana ama aldırmazsın. Gözün yok ne de olsa o gözlerde. Kafan karışık, anılar, beklentiler, umutlar, yorgunluklar birbirine karışır.


Sonra aniden bir köşe başında bulursun kendini. Yol bazen ikiye, bazen üçe dörde ayrılır. Hiçbir işaret levhası da yoktur huzurun nerede olduğunu gösteren. Kendin arayıp bulacaksın.


Birden aklına çok eskilerden tanıdığın, çok özlediğin huzurlu bir çocukluğun tanıdık sesi çalınır. Gönlünün en derin köşesinden gelir aradığın çağrı. Çocukken ne güzeldi her şey. Ne basitti mutlu olmak.


Canın leblebi tozu çeker. Annenden harçlığı koparttın mı mutlusun. Canın haylaz haylaz sokaklarda dolanmak ister. Yakalanmadan kaçabildiysen aralık kapıdan işte özgürlük. Mutlusun. Gideceğin en uzak yer bakkal Nesim’in dükkanı da olsa tüm Dünya’nın her köşesi seninmiş gibi gelir.


O zamanlar Dünya daha iyi bir yer miydi? Hayır. Sadece sen daha az şeyle mutlu olabiliyordun. Çünkü çocuktun. Dünya’da karşına çıkan her kapının ‘açıl susam açıl’ dediğinde açılacağını düşünüyordun. Geleceğe dair kaygıların yoktu zira yeryüzündeki deneyimin endişe biriktirmeyecek kadar kısaydı.


Peki ne değişti? Bugün kendi çocuğuna anlattığın masallarda ‘açıl susam açıl’ dediğinde yine açılmıyor mu o kapılar. O minik kalp istediğinde hem de nasıl açılıyor. Öyleyse sen artık çok şey bildiğini sanırken, bir şey bilmiyor sandığın minicik bir elin tek bir cümleyle hala bütün kapıları açabilmesine şaşırma.


Çünkü mesele kapalı kapılarla uğraşmak olduğunda, temiz bir kalp, görmüş geçirmiş bir zihinden çok daha ehildir.


Açıl Susam Açıl


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.