E şimdi biz kimi sevicez?
Şu karikatürdeki adam kadar ruh halimi net bir şekilde yansıtan bir görsel daha yok sanırım.
Son zamanlarda yazılarımda gündemdeki bi' denyoluğu alıp onun üzerinden çıkarımlar yaptığımın farkındayım, kendimi sık sık "apartman yöneticisi emekli albay"a benzetiyorum hatta. Sürekli bir şeylere sinirlenen, kendi doğrularım üzerinden başkalarını eleştiren sürekli regl öncesi atarı yaşıyormuşumcasına gergin bir kadın oldum çıktım. Neyse ki yalnız değilim birçok kadın ve erkek arkadaşım da bu "patlamaya hazır bomba" şeklinde geziyor da, kendimi suçlu hissetmiyorum.
Veee müthiş bir çıkarım daha yaptım ve neden böyle sinir küpü olduğumuzu buldum: Duygusal boşluk!
Aslında duygusal boşluk da denemez, bir çoğumuzunki bilinçli ve istekli bir kendini ilişkiye kapayış. Sütten ağzı yanan kendini manastıra kapatıp rahibe olur hesabı bizimkisi.
Mevsimden midir nedir bilinçli bir ilişki karşıtlığı, kendini flörte bile kapayış durumu çok yaygın herkeslerde bu ara.
Kalbimiz öyle bir kırılmış ki, bir çoğumuzda "Aman hiç başım ağrımasın şimdi" diye en ufak bi' flörtten bile kaçma durumu söz konusu.
Herkeste bir "ben şimdi kimi seveceğim, nereden bulacağım, of şimdi tanış öpüş koklaş, sonra 20 kızla daha mesajşalığını öğren, sinir harbi" döngüsü söz konusu.
Bizim yaş grubunda (25-30) diyelim, durum daha fena. Herkesin en az bir kere kalbi kırılmış, en az bir kere o dev kazık yenmiş.
Akabinde gelişen "Ömrümün sonuna kadar yalnız mı kalacağım?" düşüncesi sarıyor bünyeyi. Çünkü bir noktadan sonra gerek de duymuyorsun gönül işlerine. Arkadaşların, işin, kardeşin kedin köpeğin yetiyor...
Geçen bir arkadaşım diyor ki, "Nereden tanışacağım ben yeni biriyle Tinder'dan mı, Klein'dan mı?" Dedim vah vahallah başka dert vermesin. Manita aradığı yerlere bak. Ama kız da haklı ne yapsın? İş ortamından edinsen dert, arkadaş ortamından bulsan ayrılınca tüm sosyal çevre allak bullak. Okul mokul döneminde ne güzeldi, ahhahh gençler kıymetini bilin.. Şimdi şarjın bittiği an bütün sosyal hayatın, aşk hayatın da bitiyor.
Benim artık bırak birini sevmeyi, birini sevmeye çalışacak gücüm bile kalmadı. Duygusal boşluk yerini duygusal yorgunluğa bıraktı.
Etkilen, kendini anlat, sevdiğin filmleri, gördüğün yerleri, dinlediğin müzikleri paylaş, arkadaşlarınla tanıştır, birlikte seyahatler planla, sonra öğren ki yemediği bok kalmamış/kalmıyor...
Herkes böyle defolu demiyorum, belki ben de birilerinin hayal kırıklığı olmuşumdur, ama o iki üç tane kalan "düzgün adam"lar da kapıldı, kalanlar da kendilerini enayi gibi hissettikleri için çoktan raydan çıktı.
Biliyorum millet AÇ ama biz şimdi kimi seveceğiz kaptan?
YORUMLAR