Aşkın özgür hali
Geçen hafta da, bu hafta da aşk meşk konularına giriyorum diye demeyin ki "bunun gönlü mü kaydı, ne oluyor?"
Yazın başka ne konuşacağız? Taze fasulye ve karpuzla geçiştirilen akşam yemeklerinin en sevdiğim yaz aktivitesi olduğunu mu yazayım? Yanı başımda başlayan inşaatın gürültüsünden uyuyamadığımı mı? Aşk meşk konuşacağız elbette.
Bu hafta aşkı, kalıplar dışında yaşamaktan bahsetmek istiyorum biraz.
Her an her dakika dip dibe değil de, başka hayatlar kurarak devam etmeyi çok ilginç karşılıyor, kabul edemiyoruz hatta. Çünkü aşk demek ben = sen demek nedense zihnimizde.
Öyle öğretildi, öyle kodlandı beynimize. İzlediğimiz diziler, filmler, etrafımızdaki ilişkiler... Tak diye karşısına çıkmalar, onsuz yapamamalar, onu hep yanında istemeler. Büyük aşk emareleri hep bunlardı.
Belçim Bilgin ve Yılmaz Erdoğan'ın ayrı şehirlerde, hatta ayrı ülkelerde yürüttükleri bi evlilik örneği var karşımızda. Çocukları için sık sık görüşüyorlar, adam bi köyde filmini çekiyor, kadın kariyeri ile ilgili eğitim alırken çocuklarının da eğitimiyle ilgileniyor Londra'da.
Belki günde 18 saat facetime yapıyorlar, belki de 10 dakika kısa bi telefon görüşmesi...
Alışık olmadığımız için aralarında bi aşk olmadığını, bu evliliğin çoktan bittiğini, böyle ilişki olmayacağı söyleniyor, bunun kararını izleyiciler vermiş bile.
Biraz düşündüm de neden olmasın? Evli olmak, aşık olmak birey olmaktan vazgeçmek mi? Vazgeçe vazgeçe bu hale gelmedik mi zaten?
Her aşkta, her ilişkide kendimizden, kimliğimizden bi parça vere vere, paramparça olmadık mı?
Böyle bilmiş bilmiş yazıyorum ama sevdiğim beni her dakika aramasa, yazmasa, sormasa, görüşmek istemese beni sevmiyor ya da az seviyor triplerine giriyorum. Her dakika arayıp ilgilendiği an da aşırı soğuyorum.
Kıskanmazsa "bu ne biçim adam" diye delirip, kıskansa "ben özgür bi kadınım tmm mı bana karışamazsın" diye atarlanıyorum.
Ex'inden sevgi ile bahsetse "kesin hala unutamadı, ona aşık" diyor, arkasından kötü konuşsa "eski sevgilisinin arkasından atıp tutan adamdan bi hayır gelmez" diyip biletini kesiyorum.
Aşık olunca gözü kararan arkadaşlarımı aşırı kınayıp, kendim hoşlantımın 3. gününde defter kenarlarına "sevduğum" yazmak istiyorum.
Orta yolu bulmak lazım ama nasıl?
Önerisi olan?
YORUMLAR