Golden Globe 2016 unutulmazları
Ben de bilirdim “Golden Globe (Altın Küre) 2016 Kırmızı Halısı” yazısı yazıp kim ne giymiş çekiştirmeyi ama bir yerden sonra insanın sinirleri kaldırmıyor artık. Yıllardır bıktım giyemeyeceğim elbiseler, ayakkabılar hakkında atıp tutmaktan. Bir yerden sonra asla sahip olamayacağını da kabullenince iyice yıpratıcı bir hal alıyor.. Elie Saab bir tuvalet hayaliyle elin milyarlık elbisesine, porselen tenine laf atmayacağım bu sefer. Gecenin kendimce öne çıkanlarından bahsetmek istiyorum…
Lady Gaga’nın Golden Globe kazanması bir yana, ultra hanımefendi, ultra edepli görünüyordu o gece. “American Horror Story: Hotel” sezonu senaryo olarak beni tatmin etmese de özellikle Gaga için çekilmiş sahnelerle doluydu. Popüler kültür ise meyvesini verdi ve Gaga’mız oynadığı tek dizi ile en prestijli ödüllerden birini alıverdi. Peki gecede ne dikkat çekiyordu? Lady Gaga’nın makyaj ile kapattığı dövmeleri. Onun karakteristik dövmelerinin hastası olan biri olarak kapatmasına oldukça üzüldüm. O bile ciddiye alınmak için, bu ödülü hak ettiğini göstermek için “sıradan” bir görüntüye girmesi gerektiğini düşünüyorsa vay halimize….
Bir veda busesi olarak hayallerimin koca adayı Jon Hamm son Golden Globe’unu aldı… Dizinin bitmesine mi üzüleyim, Donald Draper karakteriyle sonsuza dek vedalaşmamıza mı… Neyse ki o gudubet karısından boşandığı için tek tabanca olarak katılıp yine kalbimi çalmayı başardı. Dizinin son sezonunun, son Golden Globe’u ile uğurladık kocacığımı… Bundan sonraki oynadığı yapımlardan da aynı başarıyı beklemek bizim aç gözlülüğümüz olsun…
Jennifer Lawrence ne kadar şık görünse de yine denyoluğunu yapmayı ihmal etmedi. Son derece dandik bir film olan Joy ile ödül alması bir yana, sürekli kırmızı halıda kırmızı giymesi diğer bir yana, basın toplantısı sırasında muhabirin tekine gereksiz bir ayar verme çabasına girişiyle oldukça kınandı. Onu bu şuursuz halleriyle sevsek de, telefonuna not alan yabancı bir muhabirin İngilizce sıkıntısı yüzünden yanlış anlaşılan sorusunu “telefonunu bıraksan daha iyi anlardın” gibi bir çıkışla yanıtlaması ben dahil herkesi bi kıl etti. Bir de verdiği her pozda hiç sekmeden aynı gülümsemesi sinirimi bozdu. Korku filmlerinde koridorda belirip kahkaha atan oyuncak bebek gibi… Elbisesinin Dior olduğunu da belirtelim meraklısı için…
Cinsiyet kalıplarını yıkan Denis O’Hare!! Hepimiz şapka çıkardık kendisine. Yine aykırı dizimiz American Horror Story’den tanıdığımız, transseksüel barmen Liz Taylor rolü ile tüm sezonu kurtaracak gibi olan ama kurtaramayan Denis O’Hare gerçek hayatta da şahsına münhasır bir insanmış onu gördük. Dolgu topuk Louboutin’leri, ojeli parmakları ve jilet gibi takım elbisesiyle kırmızı halıda herkesin aklını başından almayı başardı. Böyle kalıpların dışındaki insanların rahat tavırlarını seviyorum vallahi…
Elbiseden kıldan tüyden bahsetmeyeceğim dedim ama Jennifer Lopez ve edepli ötesi tuvaletini görünce dayanamadım. Eline geçen her fırsatta ne kadar taş gibi olduğunu gözümüze gözümüze sokan J-Lo bu gece kapanabildiği kadar kapanmış, hatta o kadar kapanmış ki cep herkülü gibi görünüyor. Pilatesi fazla mı kaçırmış, elbise çok mu jilet anlamadım da, bi garip görünmüyor mu? Ya da sürekli açık saçık gördüğümüzden kapanınca tanıyamadım, yadırgadı gözlerim… Bu kadar kumaşı yakıştıramadım ona, six packlerini görmek istiyorum artık…
2016 yılında hala ırkçılık, hala özellikle kadına karşı hem de... Medeniyetin beşiği diyebileceğimi Avustralya televizyonunda bile bu oluyorsa vay halimize. Eva Longoria ve America Ferrera konuşma yaparken altyazı isteyen MTV Avustralya sosyal medya konusunda sınıfta kaldı. Aksanlı İngilizceleri yüzünden Latin kökenli iki adına uyguladıkları bu ayrımcılık hiç hoşuma gitmese de elin ayıbı yüzünden kendimi kötü hissetmeyeceğim vallahi. En azından onlar da bizim kadar cahil cühela davranabiliyorlar, oh bee her şeyleri mükemmel değil. Neyse ki hatunlar taş, umurları olmamıştır…
Gün gelir devran döner diye boşuna dememişler… Aile bu kadar popüler değilken Kim Kardashian’ın bırak Golden Globe’a davet edilmeyi, Oscar vs. gibi törenlerin after partylerinin kapılarından döndürüldüğünü hatırlatmak isterim.. Şimdi ise ailenin genç yıldızlarından Kylie Jenner partiye katılması için ödeme alıyor. Popülarite böyle bir şey işte… Kylie yanına eşlik etmesi için yaş olarak en büyük, boyut olarak en küçük ablası Kourtney’yi almayı tercih etmiş. Genetik ne garip şey… İkisi aynı anadan ama babalar farklı olunca ortaya böyle bambaşka iki insan çıkıyor... Ayrıca Kylie’nin iki parçalı elbisesini beğensem de saçının hali ne?? Kendisi ve dış görünüşüyle bu kadar takıntılı olan birinin o alnındaki minik tüylerle çıkmasına çok şaşırdım…
YORUMLAR